Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1059 E. 2023/918 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1059
KARAR NO : 2023/918
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2021
NUMARASI : 2019/464 E. – 2021/52 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka ile ilgili Kurum Kararlarının İptali)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/02/2021 tarih ve 2019/464 E. – 2021/52 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalılar … ve … Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2018/06750 başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusuna davalılardan …’nın önceki tarihli markalarına dayalı olarak itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca itiraz reddedilmiş ise de daha sonra bu kararın sehven gönderildiği belirtilerek verilen kararla başvurunun 29 ve 43. sınıf mal ve hizmetler bakımından kısmen reddedildiğini, bu karara karşı itiraz ettiklerini, ancak davalı … Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararı ile 29. sınıf yönünden verilen ret kararı kaldırılsa da 43. sınıf hizmetler yönünden başvurunun nihai olarak kısmen reddedildiğini, oysa müvekkilinin 1996 yılından beri ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, “…” markası ile hem kasap hem restoran hizmeti sunduğunu, müvekkilinin markasını 43. sınıf hizmetler yönünden bilinir hale getirdiğini, Bilecik, Afyon, Eskişehir, Niğde ve Denizli’de toplam 6 restoran ile faaliyet gösterdiğini, davalının itirazlarında markasının kullanımını gösteren bir belge dahi sunmadığını, taraf markalarının kelime ve şekil unsurundan oluşan markalar olduğunu, taraf markaları aynı olmadıkları gibi benzer dahi olmadıklarını, müvekkilinin markasında “…” ve “…” kelimeleri yer alırken, davalı markasında farklı olarak “…” kelimesinin yer aldığını, bu farklılıkların markaların ayrıştırılmaları için yeterli olduğunu, markalarda “…” kelimesi ortak olsa da yalnızca tek bir unsurun ortak olmasının iltibas için yeterli görülemeyeceğini, markaların bütün olarak ortalama tüketicide bıraktıkları etkisinin farklı olduğunu, ileri sürerek, 2019-M-8725 sayılı YİDK kararının iptaline ve müvekkili markasının 43. sınıfa dahil hizmetler bakımından da tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, ret gerekçesi 2014/37427 sayılı markanın, müvekkili tarafından 21.01.2020 tarihinde marka devir sözleşmesi ile dava dilekçesinin tebliğinden önce devredildiğini, markanın yeni sahibinin … olduğunu savunmuştur.
Davalı … vekili, taraf markalarının benzer olduğunu, karıştırılmaları riskinin bulunduğunu, müvekkilinin markasının ülke çapına yayılmış 50 civarı franchise ile müşterilere hizmet verdiğini, “…” ibaresinin hizmet ettiği sektör ile müvekkilinin markasının aynı olması ve müvekkilinin markasını ulusal çapta tanınır olması nedeniyle tüketiciler nezdinde iltibas yaratmaya açık olduğunu, taraf markaları arasında organik bir bağ bulunduğu algısının oluşabileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, her ne kadar davalı …’e karşı da husumet yöneltilmişse de, eldeki davanın konusunun 2019-M-8725 sayılı YİDK kararının iptali istemine ilişkin olduğu, başlangıçta davalı …’ya ait olan, ancak daha sonra davalı …’e devredilen 2010/06772 sayılı markanın redde mesnet alınmadığı, bu marka redde mesnet teşkil etmediğinden, davalı …’in pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, redde mesnet alınan 2014/37427 sayılı markanın Sultanbeyli 3. Noterliği’nin 21/01/2020 tarih ve … nolu “Marka Devir Sözleşmesi” ile davalı … tarafından diğer davalı …’a devredildiği, davacıya ait 2018/06750 sayılı marka başvurusu ile redde mesnet alınan 2014/37427 sayılı markanın kapsamlarının 43. sınıf yönünden benzer oldukları, markaların esas ve baskın unsurunun “…” ibaresi olduğu, coğrafi yer adlarının, coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla, yanlarına ilave yapılması suretiyle marka olarak tescilinin mümkün olduğu, nitekim Yargıtay 11. HD’nin 04.06.2018 tarih ve 2016/11850 E.- 2018/4241 K. sayılı ilamında da, aynı ilkelerin tekrar edildiği ve kötüniyetli yapılmadığı sürece başkalarının da aynı coğrafi yer adını farklı bir takım eklerle marka olarak tescil ettirmesinin mümkün olduğunun kabul edildiği, yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; redde mesnet alınan “…” ibareli marka karşısında, davacıya ait “…” ibareli marka başvurusunun tescilinin mümkün olduğu, zira “…” ibaresinin tek başına kimsenin tekeline verilemeyecek, insanların ve diğer canlıların yaşam ortamını oluşturan en geniş ölçekli coğrafi yer adı olduğu, dava konusu markada “…” ibaresinin başına “…” ibaresi ve sonuna “…” kelimeleri eklenerek redde mesnet markanın oluşturduğu genel görünümden uzaklaşıldığı, dolayısıyla SMK’nın 6/1. maddesi koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, bilirkişi raporunun iltibas değerlendirmesine ilişkin aksi yöndeki görüşüne itibar edilmediği gerekçesiyle, davacının davalı …’e yönelttiği davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının diğer davalılara yönelttiği davanın kabulü ile; 2019-M-8725 sayılı YİDK kararının davacının aleyhine olan kısmının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde, kısmi ret kararında itiraz sahibi olarak …’in adına yer verilmiş olması nedeniyle adı geçen hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmesi gerektiğini, dava açılmasına taraflarınca sebebiyet verilmediğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının davalı … bakımından davanın husumetten reddi ve müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti yükletilmesi kısımları yönünden kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir
Davalı … Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraflar markaları ile kapsadıkları mal ve hizmetlerin benzer olduğunu, kararda kurumun payına düşen vekalet ücretinin gösterilmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, bilirkişi heyetinin taraf markalarının karıştırılması ihtimali bulunduğunu tespit ettiğini, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, taraf markalarında “…” ibaresinin ortak olarak yer aldığını, rapora hangi gerekçeyle itibar edilmediğinin açıklanmadığını, raporda sadece ibareler yönünden değil, şekil ve figürler yönünden de taraf markalarının benzer bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20/05/2019 tarih ve 2018/2255 E.- 2019/3878 K. sayılı kararında da “…” ibaresinin İngilizce karşılığı olan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunun kabul edildiği, zayıf ibareleri marka olarak seçenlerin bu ibarelerin yapılan küçük değişiklerle başkaları tarafından kullanılmasına katlanmaları gerektiği, somut uyuşmazlıkta da “…” ibaresinin önüne eklenen “…” ibaresiyle davaya konu başvurunun davalının itiraza mesnet markasından yeterince farklılaştığı, bu hale göre taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, öte yandan davanın davalılardan … yönünden yazılı gerekçeyle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinde de bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … Kurumu vekililini istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı ile davalı … ve davalı … Kurumu tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60-TL’nin davacı ile davalılar … ve … Kurumundan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı …’tan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davacı ile davalılar … ve … Kurumu tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan tarafların uhdesinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 13/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip