Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1051 E. 2021/1250 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2020
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Alacak (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/01/2020 tarih ve …… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 12/10/2016 tarihinde … … Müdürlüğü’ne, Balıkesir’e gönderilmek üzere ödemeli kargo teslim ettiğini, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmeye göre, davalının teslim aldığı ürünleri, ödemesini aldıktan sonra kargoyu alıcısına teslim etmesi gerekirken, ödemeyi almadan alıcısına teslim ettiğini ileri sürerek, müvekkili şirketin zararı olan 4.450,00 TL.’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın görevli mahkemede açılmadığını, ayrıca iddia edilen hukuka aykırı eylemin Balıkesir İlinde meydana geldiğini ve bu nedenle yetkili mahkemenin Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili kurumun hiçbir kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacı tarafından verilen kargoların davalı kurum çalışanı tarafından dağıtıma çıkarıldığı, ancak gönderici tarafından kargonun teslim alınmadığı, davalının taşıma sözleşmesine ilişkin bir sorumluluğunun bulunmadığı, göndericinin gönderiyi iade alması durumunda herhangi bir zararının söz konusu olmayacağı, davacının gönderiyi teslim almayarak satım sözleşmesinin tarafı gibi davalıdan gönderi bedelini talep ettiği, davacı ile davalı kurum arasında bir satış sözleşmesinin bulunmadığı, davalı kurumun gönderiyi alıcıya ileterek sözleşmeden kaynaklı sorumluluğunu yerine getirdiği, satış bedelinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, TTK.’nın 872. maddesi hükmü uyarınca, eşyanın gönderilenin ödenmesi şartına bağlanması halinde taşıyıcının sorumluluğunun bulunacağını, davalı ile müvekkili şirket arasında bu hususta bir anlaşmanın mevcut olduğu ve ödeme şartına bağlı teslim şartının bulunduğu halde, yerel mahkemece yanılgı ile satış sözleşmesi şartının aranmasının doğru olmadığını, davalı kurumun taşıma kurallarına aykırı hareket ettiğini, TTK.’nın 872/3. maddesi gereği eşyanın bedeli tahsil edilmeden alıcıya teslim edilmesi hususunun tanık beyanlarıyla sabit olup, davalı tarafın sunduğu belgelerin sonradan düzenlenmesinin mümkün bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve somut uyuşmazlıkta davalının, dava dışı alıcıya götürdüğü emtianın, aynı anda beğenilmeyip alıcı tarafından davacıya iade edilmek üzere, taşıyan davalıya geri verildiğinin ve davalı taşıyan tarafından da davacıya geri getirildiği halde, davacı tarafça iade alınmadığının ve malın halen davalı taşıyan uhdesinde bekletildiğinin sabit olduğu, bu durumda alıcı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeden malın teslim alındığının söylenemeyeceği gibi, davalı taşıyan tarafından da malın teslim alınması için dava dışı alıcının zorlanamayacağı, davalının bu durumda teslim alınmayan malı davacıya geri getirmekle taraflar arasındaki 19.09.2016 tarihli taşıma sözleşmesine uygun davranmış olduğu, TTK.’nın 872. maddesi uyarınca davalı taşıyıcıdan talepte bulunulabilmesi için malın alıcısı tarafından teslim alındığı halde, bedelinin satıcı davacıya ödenmemiş olmasının gerektiği, zira böyle bir durumda alıcı ve satıcı arasındaki vesaik mukabili satış sözleşmesi hükümleri uyarınca, alıcının malın bedelini teslim sırasında ödeyerek malı teslim aldığı var sayılacağından, davacının hem malın bedelini hem de malın kendisini dava dışı alıcıdan talep edemeyeceği ve bu duruma da davalı taşıyan tarafından sebebiyet verilmiş olacağından, davacı satıcının uğradığı zarar bedelini davalı taşıyandan isteyebileceği, somut uyuşmazlıktaki gibi malın alıcısı tarafından teslim alınmadığı ve satıcı davacıya geri getirildiği durumlarda, TTK.’nın 872. maddesi hükmünün uygulanma yerinin bulunmadığı, davacı tarafça ziya, hasar veya gecikme maddi olgularına dayalı bir talebin de ileri sürülmediği, dolayısıyla mahkemece davacının uğradığı bir zararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu istinaf karar ve ilam harcı, davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/10/2021 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.