Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/105 E. 2022/1554 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/105 – 2022/1554
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/105
KARAR NO : 2022/1554
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2020
NUMARASI : 2018/416 E. – 2020/205 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK kararı İptali – Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/09/2020 tarih ve 2018/416 E. – 2020/205 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2000 yılından bu yana reklamcılık alanında faaliyetlerini sürdürdüğünü, “…” ibaresini 2004 yılından önce ticaret ünvanı dahil tescilsiz olarak, daha sonra da tescilli olarak faaliyetlerini ayırt etmeye yarayan marka olarak kullandığını, … numara ile tescil edilmiş olan markasının süresi içerisinde yenilenmemesi üzerine aynı marka için yaptığı … numaralı başvurunun, davalı şirketin bu dava konusu olan, … numaralı marka başvurusundan dolayı reddedildiğini, halbuki “…” ibaresi üzerinde müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu, bu ibareyi 2000 yılından beri özellikle 35. Sınıfa giren hizmetlerde kesintisiz olarak kullandığını, davalının marka başvurusu nedeniyle bu başvurularının reddedilmiş olmasının hukuka aykırı bulunduğunu, davalı kurumun itirazlarında sunmuş oldukları belge ve delillerin “yetersiz olduğu” gerekçesiyle itirazlarını reddetmesinin, SMK’nın “ek bilgi ve belge sunulmasını talep etme” hususunu düzenleyen 19. maddesine aykırı düştüğünü, “…” ibaresi üzerindeki hak sahipliklerinin SMK’nın 6/3, 6/6 ve 6/8 hükümlerine de dayandığını, davalının başvurusuna yönelik müvekkilinin itirazınnın reddine dair kararının yerinde olmadığın ileri sürerek YİDK’nın 2018-M-7741 sayılı kararının iptaline, davalı firmanın … sayılı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, dava konusu edilen … numaralı marka başvurusunda bulundukları tarihte davacı adına tescilli “…” ibareli bir markanın bulunmadığını, zira davacının … sayılı markalarının yasal yenileme süreleri içerisinde yenilenmemeleri sebebiyle hükümden düştüğünü, … numaralı marka başvurusunun ise kendi markalarından daha sonraki bir tarihte yapılmış olması nedeniyle itirazlara mesnet yapılamayacağını, davacının gerçek hak sahipliğine ve tanınmışlığa dayalı hak iddialarının da, yeterli bilgi ve belgeyle kanıtlanamadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı… vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” (…) ibareli markası benzer olmakla beraber, bu markanın itiraz tarihinde hükümden düştüğü, markanın koruma süresinin bitimi olan 30/03/2017 tarihinden geçerli 2 yıl içinde kullanıldığının da kanıtlanmadığı, itiraz mesnet olan diğer markanın ise … sayılı olduğu, bunun da itiraza konu başvurudan sonra yapıldığı, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 ve 6/8. maddesindeki koşulların oluşmadığı, davacının davaya konu edilen başvuru ibaresi üzerinde önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği iddiasının kanıtlanmadığı, somut olayda SMK’nın 6/5. maddesindeki koşulların da oluşmadığı, dava konusu marka açısından kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiasının da kanıtlanmadığı, hükümsüzlük talebi yönünden bu hususlara ek olarak dava dilekçesinde …. Şti. şeklindeki, klavuz unsuru “…” olan tescilli ticaret ünvanı hakkına da dayandığından ve bu husus bilirkişi raporunda ” SMK 6/6 maddesi hükmü açısından davacının itiraz ve iddialarının kısmen, yani; “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” açısından yerinde ve doğru olduğu “şeklinde belirtilmiş ise de, karar tarihi itibariyle dava konusu marka henüz tescilli olmadığı gerekçesi ile YİDK kararının iptali yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporunun aksine hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunda açıkça YİDK kararının kısmen de olsa hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen mahkeme raporun aksi yönünde karar vererek davanın reddine karar verildiğini, hakimin bilirkişi raporunun aksi yönde karar verebilmesinin hukuken mümkün olmakla birlikte bu durumda aksi yöndeki kararın somut biçimde gerekçelendirilmesi gerektiğini, YİDK kararının eksik inceleme ile verildiğini, SMK’nın 19. maddesi uyarınca müvekkilinden ek bilgi belge talep edilebileceğini, müvekkilin tescilli ticaret unvanının tamamen görmezden gelindiğini, eylemleriyle davanın açılmasına sebep olmuş olan davalının, mahkeme masrafları ve vekalet ücretlerinden sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken aksi şekilde davalı başvuru sahibi lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “…” (…) ibareli markasının itiraz tarihinde hükümden düştüğü, markanın koruma süresinin bitimi olan 30/03/2017 tarihinden geçerli 2 yıl içinde kullanıldığının da kanıtlanmadığı, itiraz mesnet olan diğer … sayılı markanın itiraza konu başvurudan sonra yapıldığı, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 ve 6/8. maddesindeki koşulların oluşmadığı, davacının davaya konu edilen başvuru ibaresi üzerinde önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği iddiasının kanıtlanmadığı, somut olayda SMK’nın 6/5. maddesindeki koşulların da oluşmadığı, dava konusu marka açısından kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı, hükümsüzlük talebi yönünden bu hususlara ek olarak karar tarihi itibariyle dava konusu marka henüz tescilli olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.