Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1038 E. 2023/919 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1038
KARAR NO : 2023/919
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2020
NUMARASI : 2019/235 E. – 2020/360 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : FSEK’e Dayalı Maddi ve Manevi Tazminat,
Tecavüzün Men ve Ref’i

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/11/2020 tarih ve 2019/235 E. – 2020/360 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin yazmaya başladığı Geleneksel Türk Tıp İlmi ile ilgili kitap için Çağatay Türkçesinden bir kaç kitabın tercümesine ihtiyaç duyduğunu, tercüme konusunda kendisine yardımcı olması için davalı ile anlaştığını, bir süre müvekkilinin yanında çalışan davalının artık tercüme konusunda yardımcı olamayacağını söyleyerek müvekkilinin yanından ayrıldığını, on gün sonra müvekkilinin kitaplarından bir kısım yazıların … isimli sosyal medya hesabından paylaşıldığını görüldüğünü, bu hesabın davalı tarafından açıldığının farkedildiğini, davalının müvekkiline yardımcı olurken onun kitabını kopyalayarak yanında götürdüğünü, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, davalının müvekkilinin yayımlanmamış eserinden faydalandığını, izinsiz kullanımla hem umuma arz hakkını ihlal ettiğini, hem de içeriklerin kendisine ait olduğunu iddia ederek manevi haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; FSEK’in 68. maddesi gereğince üç katı tutarında ve FSEK’in 70. maddesi gereğince hesaplanacak tazminata mahsuben, şimdilik 5.000,00-TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte, FSEK ve B.K’dan doğan manevi haklarımızın ihlal edilmesi sebebiyle, 5.000,00-TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tecavüzün men ve ref’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin Uygur Türkü olduğunu, Türkiye’ye geldiğini, Pekin’de kimya ve fizyoterapi dallarında üniversite eğitimi almış olduğunu, Türkiye’ye gelmeden önce Uygur Tababeti üzerinde fiilen çalıştığını, Türkiye’ye gelince … üzerinden “…” hakkında paylaşımlar yaptığını, davacının müvekkilinin paylaşımlarını görerek ona ulaştığını ve çeşitli vaatlerde bulunduğunu, davacının tercüme ettirdiği ancak sahiplerinden izin almadığı eserlerin çoğunun siyasi olaylar nedeniyle Çin hapishanelerinde ölen veya akıbeti bilinmeyen Uygur alimlerinin eserleri olduğunu, müvekkilinin bir kısmı Çince bir kısmı Uygurca eserlerin tercümesi konusunda davacıya yardım etmeyi kabul ettiğini, davacının bahsettiği ve tercümede yoğunlaşılan kitapları müvekkilinin Doğu Türkistan’dan kendisinin getirdiğini, özellikle iki kitap üzerinde 3 ayın üzerinde hafta tatilleri de dahil günde 15-16 saat sigortasız olarak çalışma yaptığını, müvekkilinin davacının yapılan tercümeleri kendi adına kaydettiği ve küçük değişiklikler yaparak sahiplendiğini fark etmesi üzerine bu haksızlığa itiraz ettiğini, davacının aynı zamanda fikir hırsızı olduğunu, davacının müvekkiline yaptırdığı tercümelerde oynamalar yaparak başlıklarını kaldırarak ve değiştirerek “…” adıyla kendisi ve karısı tarafından yazılmış gibi yayınlattığını, eserle asıl haksızlığın haklarını arayamayan kitapların müelliflerine yapıldığını, bu kişilerin isimlerinin dahi zikredilme gereği duyulmadığını, müvekkilinin sırf adı geçen alimlerin eserlerinin burada yaşaması, unutulmaması, buradaki Ortodoks tıp ile dertlerine derman bulamayan hastalara yardımcı olması için iyi niyetle davacının oyunlarına alet olduğunu, aslı olan kitaplar ile davacının kendi adına çıkardığı kitaplar üzerinde bilirkişi heyetinde Uygurca bilen en azından Osmanlıca bilen ve ayrıca şark tıbbına vakıf bilirkişi heyetince yapılacak incelemede davacının hırsız olduğunun ortaya çıkacağını, davalının davacıdan bilgi çalması için hiçbir neden olmadığını, davacının mizaç ilmi olarak paylaştığı, eğitim verdiği, para kazandığı, sayfasında Uygurca ve Çince olarak paylaştığı, göz, dil ve benzeri teşhis metotlarına ilişkin görsellerin davalının Uygur ve Çin sosyal medyasından indirdiğini, tercüme edip davacıya verdiğini davacının da bunları olduğu gibi paylaştığını, davacının çaldığı eserler üzerinden ürettiği kitapta kaynakça olarak yazdığı eserlerde yazılan kitapla ilgisi olmadığını avunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, 10.7.2020 tarihli raporda davacının “…” isimli kitabındaki bilgilerin davalının “…” isimli … sosyal medya hesabında izinsiz olarak paylaştığı iddiasıyla dava dilekçesi ekinde yer alan görsellerde davacının kitabından herhangi bir alıntıya rastlanmadığı, bu nedenle davacıya ait eserdeki bilgilerin izinsiz olarak paylaşılmasından ve maddi çıkar elde edilmesinden doğan FSEK’ten kaynaklı bir hak ihlali oluşmadığının belirtidiği, davacının eser sahibi olduğu belirtilen eserden intihal yolu ile davalı tarafça “…” isimli sosyal medya hesabında izinsiz olarak paylaşıldığı ve FSEK’ten kaynaklı mali-manevi hak ihlali iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava dilekçesinin ekinde ve bilirkişi raporuna itirazda sunulan delillerin tamamının incelenmediğini, rapora itirazlarının gözardı edildiğini, bilirkişiye gönderilen ekran görüntülerinin kitabın ikinci kısmında basılacak, kitap taslağında bulunan bilgiler olduğunu, iddialarının müvekkiline ait kitapta bulunan özgün bilgilerin müvekkilinden izinsiz şekilde elde edilerek sosyal medyada paylaşılması olduğunu bu nedenle rapor alınmasına dahi gerek bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, FSEK’e dayalı maddi ve manevi tazminat ile tecavüzün men ve ref’i istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde dosyaya davalının sosyal medya hesabından alınan görseller sunulmuştur. 10.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda bunların bir kısmı incelenmiş ise de, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçesinde belirttiği görseller üzerinde bilirkişi heyetince herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
Bununla birlikte davalı vekilince de, sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların Çince ve Uygurca kitaplardan alıntılandığı savunulup, delil olarak kitaplar sunulmuş ve alıntıların kaynağına dair internet adresi de verilmiş, Uygur dili tercümanı ile Uygur Tıp uzmanı bilirkişi marifetiyle savunmalarının değerlendirilmesi istenilmiştir.
Bu itibarla, mahkemece, taraflarca sunulan tüm deliller Uygurca bilen bir bilirkişinin de görüşü alınıp incelenmeden karar verilmesi ve böylece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması doğru olmamış, Dairemizce, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 04/11/2020 gün ve 2019/235 Esas, 2020/360 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/06/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 15/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip