Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1037 E. 2023/1083 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1037
KARAR NO : 2023/1083
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2021
NUMARASI : 2019/314 E. – 2021/101 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali ile Tescil

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/04/2021 Tarih ve 2019/314 Esas – 2021/101 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2018/59053 sayılı ve “…” ibareli marka başvurusunun, davalının itirazı üzerine, 2016/26384 sayılı ve “… + şekil” ibareli marka gerekçe gösterilerek davalı … Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 35. ve 41. sınıfta yer alan bir kısım hizmetler yönünden kısmen reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazın ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedilmiş olduğunu, oysa müvekkilinin bilgisayar sektörüne dair mal ve hizmetler üzerinde, itiraza mesnet “…” marka tescilinden önceki tarihli, 2009/64364 sayılı “…” ibareli markasının ve dolayısıyla öncelik hakkının bulunduğunu, ayrıca müvekkili tarafından “…” markası aleyhine açılan ve Ankara 2.FSHHM’nin 2017/273 Esas sayılı dosyasında verilen 2019/87 sayılı karar ile davalı şirketin itiraza gerekçe 2016/26384 sayılı markanın bilgisayara dair hizmetler bakımından hükümsüzlüğüne karar verildiğini, taraf markaları arasında iltibas ihtimali bulunmadığını, “…” markasının kendi sektöründe ayırt edicilik kazandığını, ayrıca “…” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanında da yer aldığı için SMK’nın 6/6 ve Paris Sözleşmesi’nin 8. maddesi uyarınca koruma altında olması gerektiğini ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-4046 sayılı kararının iptaline ve başvuru markasının, YİDK kararı ile çıkarılan mal ve hizmetler de dahil, tüm mal ve hizmetler için tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, başvuru markası ile müvekkiline ait tescilli markanın kapsadığı sınıflar arasında 35. ve 41. sınıf hizmetler bakımından ayniyet bulunduğunu, markaların esas unsurlarının “…” ibaresi olduğunu, bu nedenle markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davacının dava konusu ibareye ayırt edicilik katmadığını, taraflar arasında görülen kesinleşmiş bir dava bulunmadığını, davalarda alınan bilirkişi raporlarının müvekkilinin lehine olduğunu, davacının eskiye dayalı kullanımı ve kazanılmış hakkının bulunmadığının ortaya konulduğunu, karşı tarafın ticaret unvanının Türkiye’de tescilli olmadığını, tanınmışlık iddiasının somut delile dayanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının “…” ibareli başvuru markası ile davalı şahsın “… + şekil” ibareli markası arasında arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, markaların bütünselliği ilkesi kapsamında davalı markasındaki şekil unsurunun da baskınlığı ile “…” ibaresinin bütünsel yazılışının taraf markalarını farklılaştırdığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının “…” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalıya ait “… + şekil” ibareli markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, her iki markada yanılgı yaşanılmayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nazarında taraf markaları arasında işletmesel bağ olduğu ya da idari ve ekonomik anlamda birbirine bağlı işletmelere ait markalar algısı oluşmayacağı, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas-benzerlik-karıştırılma ihtimali koşulunun oluşmadığı, davacı tarafın başvuru ibaresi üzerinde önceye dayalı hak ve müktesep hak iddiaları kanıtlanmasa da (diğer yönden yukarıdaki hükümlerden de anlaşılacağı üzere SMK’nın 6/3. maddesi anlamında hak iddiasının kendi başvurusunun tescilini de sağlamayıp başkasının başvurusuna engel oluşturabileceğinin de dikkate alınmasının gerektiği) oluşan sonuca etkili de olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 2019-M-4046 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, SMK’nın 6/1. maddesi şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şahıs vekili, taraf markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

İşlem dosyasının incelenmesinden; davacı şirketin “…” ibaresinin marka olarak tescili için davalı Kuruma başvurduğu, başvuru kapsamında 09, 16, 21, 25, 28, 35, 37, 41, 42 ve 45. Sınıf mal ve hizmetlerin bulunduğu, başvurunun ilanı üzerine davalı şahsın 2016/26384 sayılı ve “…” ibareli markasını mesnet göstererek iltibas ve kötüniyet iddialarına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiği, davacının itirazının Markalar Dairesince kısmen kabul edildiği ve başvuru kapsamından “Sınıf 35: Business services; business administration of a program for enabling participants to receive expedited sales support services in the field of data security, computer security, and network security; business administration services; customer service management for others; promoting the use of the security assurance best practices of others in the field of cloud computing; wholesale or retail services connected with the resale and distribution of computer hardware and computer software; database management; promoting the use of the security assurance best practices of others in the field of cloud computing; on-line commercial ordering services, provided via a website, in the field of computer hardware and computer software; wholesale services through direct solicitation by distributors directed to end-users featuring computer hardwate and computer software. ve Sınıf kodu 41: Education; providing of training; educational services; conducting educational technical demonstrations, presentations, workshops, and training seminars, all in the fields of information technology, computers, data security, and networdk security and distribution of training materials in connection therewith.” (Sınıf 35: İş ile ilgili hizmetler; kullanıcıların veri güvenliği, bilgisayar güvenliği ve ağ güvenliği alanında hızlandırılmış satış destek hizmetleri almalarını sağlamak için bir programın iş idaresi; iş idaresi hizmetleri; başkaları için müşteri hizmet yöntemi; bulut bilişim alanında başkalarının güvenlik güvencesini en iyi şekilde uygulamasının kullanımının tanıtımı; bilgisayar yazılımı ve donanımının yeniden satılması ve dağıtılması ile bağlantılı toptan veya perakende satış hizmetleri; veri tabanları yönetimi bulut bilişim alanında başkalarının en iyi şekilde güvenlik güvencesi uygulamasının kullanımının tanıtımı; bilgisayar yazılımı ve bilgisayar donanımı alanında bir web sitesi yoluyla sağlanan online ticari sipariş hizmetleri; bilgisayar yazılımı ve bilgisayar donanımı içeren son kullanıcılara yönlendiren dağıtımcılar tarafından doğrudan talep yoluyla toptan satış hizmetleri. Sınıf 41: Eğitim ve öğretim hizmetler; eğitici-öğretici hizmetler; hepsi bilgi teknolojileri, bilgisayarlar, beri güvenliği, bilgisayar güvenliği ve ağ güveniği alanlarında eğitici-öğretici teknik gösteriler, sunumlar, atölye çalışmaları ve eğitim seminerlerinin yapılması ve bunlarla bağlantılı eğitim-öğretim materyallerinin dağıtımı.) hizmetlerinin çıkartılmasına karar verildiği, davacının bu karara karşı itirazının YİDK’nın 08.05.2019 tarih ve 2019-M-4046 sayılı kararıyla reddedildiği, anılan kararın davacı tarafa 20.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın 2 aylık hak düşürücü süresi içerisinde 15.07.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince taraf markalarını oluşturan işaretler arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, davalılar vekillerinin istinaf itirazları gözetildiğinde taraflara arasındaki uyuşmazlık taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; davacının başvuru markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, “so-fos” olaraka telaffuz edilip “bilgelik anlamına geldiği; davalı şahsın itiraza mesnet “…” markasının ile “bu-lu so-fos” olarak telaffuz edilip “mavi bilgelik” anlamına geldiği, davacının başvuru markasını oluşturan ibarenin itiraza mesnet markada aynen yer aldığı, bu hali ile taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer oldukları, itiraza mesnet markanın başında bulunan “BLUE” kelimesi başvuru markasında yer almamakta ise de, “mavi” anlamına gelen bu ibarenin bulunmamasının markaları farklılaştırmadığı, itiraza mesnet markada yer alan şekil unsurunun da ayırt ediciliği sağlamadığı, başvuru markasının tüketiciler nezdinde itiraza mesnet markanın yeni bir versiyonu olarak algılanabileceği ve markaların aynı/benzer/ilişkili mal ve hizmetlerde kullanılmaları halinde ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin olduğu kanaatine varılmış, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29.11.2022 tarih ve 2021/4336 E.-2022-8449 K. sayılı kararında da “…” ve “…” ibarelerinin benzer bulunduğu anlaşılmıştır.
Bunnu yanında, dava dilekçesinde ileri sürülen Ankara 2.FSHHM’nin 2017/273 E.-2019/87 K. sayılı kararın Dairemizin 25.02.2021 tarih ve 2019/971 E.-2021/238 K. sayılı kararı ile kaldırıldığı ve itiraza mesnet 2016/26384 sayılı ve “…” ibareli markanın 35. sınıfta yer alan “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için; makina ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar; yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler mallarının biraraya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler parakende, toptan satış malzemeleri, elektronik ortamlar, katalog vb. yöntemler ile sağlanabilir)” hizmetleri bakımından kısmen hükümsüzlüğüne karar verildiği, Dairemiz kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen 2021/4336 E.-2022-8449 K. sayılı kararı ile onandığı anlaşılmıştır.
Taraf markalarının kapsamındaki emtia karşılaştırmasına gelince; dosya kapsamında alınan ve emtia benzerliği yönünden itiraza uğramayan bilirkişi raporuna göre Markalar Dairesi Başkanlığı Kararı ile başvuru kapsamından çıkartılan 35. sınıfta “wholesale or retail services connected with the resale and distribution of computer hardware and computer software;” ve “wholesale services through direct solicitation by distributors directed to end-users featuring computer hardwate and computer software.” (bilgisayar yazılımı ve donanımının yeniden satılması ve dağıtılması ile bağlantılı toptan veya perakende satış hizmetleri” ile “bilgisayar yazılımı ve bilgisayar donanımı içeren son kullanıcılara yönlendiren dağıtımcılar tarafından doğrudan talep yoluyla toptan satış hizmetleri.) yönünden benzer olmadıkları, diğer hizmetler yönünden ise emtia benzerliği şartının da gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, Dairemizce emtia benzerliği yönünden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Diğer taraftan davacı taraf somut olay bakımından öncelik ve kazanılmış hakkının bulunduğunu, “…” ibaresinin ticaret unvanında yer aldığını ileri sürmüşse de, başvurunun reddine yönelik YİDK kararının iptali talebiyle açılan eldeki davada öncelik hakkının ve Paris Sözleşmesi’nin 8. Maddesi uyarınca ticaret unvanının benzer bir marka varken iltibasa sebebiyet verecek markanın tescili sağlamayacağı, davacının eski tarihli markasının da 09. sınıfta tescilli olup, dava konusu 35 ve 41. sınıf hizmetler bakımından kazanılmış hak sağlayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça, dava konusu başvurunun uyuşmazlık konusu hizmetler bakımından tescil edilmesi talep edilmiş ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunın 22.03.2017 tarih ve 2017/11-78 E.-2017/521 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere mahkemelere tescil isteminin kabulü ya da reddi yönünde tanınmış bir yetki bulunmadığından ve tescil işleminin idari nitelikte bir işlem olup Kurul kararının kabulüne bağlı doğal bir sonuç olduğundan davacının bu talebi yerinde görülmemiş, anılan talep ayrı bir dava olarak nitelendirilemeyeceğinden, bu talebin reddi nedeniyle davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Sonuç olarak; taraf markaları arasında yalnızca bilirkişi raporunda benzer bulunan hizmetler yönünden SMK’nın 6/1. maddesi koşullarının oluşması sebebiyle, davanın 35. Sınıfta “wholesale or retail services connected with the resale and distribution of computer hardware and computer software;” ve “wholesale services through direct solicitation by distributors directed to end-users featuring computer hardwate and computer software.” hizmetleri yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde tümden kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı Kurum vekili ile davalı şahıs vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ile … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 05/04/2021 gün ve 2019/314 Esas – 2021/101 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile; YİDK’nın 08.05.2019 tarih ve 2019-M-4046 sayılı kararının 35. sınıfta “wholesale or retail services connected with the resale and distribution of computer hardware and computer software;” ve “wholesale services through direct solicitation by distributors directed to end-users featuring computer hardwate and computer software.” hizmetleri yönünden KISMEN İPTALİNE,
3-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Davacı vekilinin marka başvurusunun tescili talebinin reddine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 25.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 25.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 206,70-TL tebligat ve posta masrafı, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti ile istinaf aşamasında yapılan 27.50-TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 2.034,20-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranı takdiren 1/4 kabul edilerek, 508,55-TL’sine 44,40-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 597,35-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 37,90-TL posta masrafı, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 200,00-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre 150,00-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı Kurum üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davanın kabul ve ret oranına göre 121,65-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalılar … ile … tarafından ilk derece mahkemesinde yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
12-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
13-Davalılar … ile … tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
14-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 08/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip