Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1035 E. 2023/1004 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1035
KARAR NO : 2023/1004
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2020/146 E. – 2021/66 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/02/2021 tarih ve 2020/146 E. – 2021/66 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” esas unsurlu tanınmış çok sayıda markanın sahibi olduğunu, davalı şahsın 2019/55783 başvuru numaralı ve “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin itirazına mesnet markalarına iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer olduğunu, müvekkilinin markasının tanınırlığının her geçen gün daha da arttığını, markalarının tanıtımı için önemli miktarda reklam ve görsel materyal yatırımı yaptığını, müvekkili şirketin ‘…’ esas unsurlu markalarının 29., 30. ve 43. sınıflarda tescilli olduğunu, davalı markasının ise ‘…’ şeklinde olup 29. sınıftaki mal ve hizmetleri kapsadığını, müvekkili markası ile davalı markasının aynı sınıflar için tescil edildiğini, davalının ve müvekkilinin sunduğu hizmet ve ürünlerin lüks olmayıp uygun fiyatlı ürünler olduğunu, dikkat düzeyi düşük ortalama tüketicinin müvekkili markası ile davalı markasını karıştırma ihtimalinin yüksek olduğunu, “…” ve “…” ibarelerinin yazılış, okunuş ve görsel olarak çok benzer olmaları nedeniyle tüketicinin ilk bakışta farklı markalar olduğunu anlamasının beklenemeyeceğini, davalı markasının tüketiciye müvekkilinin yeni bir seri markası izlenimi verdiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2020-M-2775 sayılı kararının iptaline ve 2019/55783 sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şahıs davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, 29. sınıfın 01. alt grubunda yer alan malların, davacının itiraz gerekçesi 2014/11745 sayılı “…” ibareli; 2012/15359 sayılı “…” ibareli, 2009/28955 sayılı “… … …+şekil” ibareli markaları kapsamında aynen yer aldığı, ayrıca davaya konu marka başvurusu kapsamında yer alan 29.01 sınıftaki malların davacının itiraza mesnet markaları kapsamındaki 43. sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ile de ilişkili mallar olduğu, davacı markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresi ile dava konusu “…” ibaresinin anlamları ortalama tüketiciler tarafından bilinen kelimeler oldukları, davacının markalarının genel olarak birden fazla unsur içerdikleri ve … ibaresinin çekişme konusu mallar bakımından ayırt ediciliğinin düşük olduğu, “…” ibaresinin ise farklı bir anlama sahip olduğu, çekişme konusu mallar üzerinde ayırt edici niteliğe sahip bulunduğu, taraf markalarının aynı veya benzer olmadıkları, aralarında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, SMK’nın 6/5. maddesindeki koşullar oluşmadığı gibi taraf markaları benzer olmadığından tanınmışlığın somut uyuşmazlığa bir etkisinin bulunmadığı, kötüniyete ilişkin somut veri bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markalarının iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer olduğunu, sunulan mal ve hizmetlerin lüks olmaması sebebiyle ortalama tüketicinin dikkat düzeyinin de düşük olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, her ne kadar taraf markaları arasında emtia benzerliği şartı gerçekleşmişse de, taraf markalarının ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimaline sebebiyet verecek derecede benzer olmadığı, zira başvuru ile itiraza mesnet markaların esas unsurlarını oluşturan “…” ve “…” ibarelerinin ortalama nitelikteki tüketiciler tarafından da iyi bilinen farklı anlamlara sahip oldukları, bu hali ile başvurunun davacının itiraza mesnet markalarını akla getirmediği ve başvuruyu gören tüketicilerin bunun davacının itiraza mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu derhal ve hiç düşünmeden algılayabilecekleri, markalar benzer olmadığından tanınmışlığın somut uyuşmazlığa bir etkisinin bulunmadığı, kötüniyetin ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 20/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip