Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1029 E. 2023/1009 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1029
KARAR NO : 2023/1009
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2021
NUMARASI : 2020/343 E. – 2021/152 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Tasarım Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/04/2021 tarih ve 2020/343 E. – 2021/152 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin 2019/08272 kod numarası ile işlem gören ambalaj deseni tasarımına yaptığı itirazın davalı… Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa davalı şirket başvurusunun müvekkili adına tescilli 2017/109574, 2018/93376, 2018/92955 ve 2018/92951 sayılı marka logoları ile 2019/08272 sayılı ambalaj deseni tasarımı karşısında yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını haiz olmadığını, müvekkilli şirket adına tescilli bu tasarım ve markalar ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan dava konusu tasarım bakımından verilen YİDK ile tescil kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2020/T-491 sayılı kararının iptali ile 2019/08272 sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne ve tasarım sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, başvuru konusu tasarım ile itiraza gerekçe gösterilen tasarım ve markalar arasında görsel açıdan bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davaya konu 2019/08272-1 sıra numaralı tasarım ile itiraza gerekçe olarak gösterilen muterizin 2017/109574, 2018/92951, 2018/92955, 2018/93376 sayılı markalarının bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenim itibariyle farklı olduğu kanaatine ulaşılarak YİDK kararı ile davacının itirazının reddedildiği, davacının bu kararın iptalini gerektirir iddiasını ispatlar delil sunamadığı, çözümü hukuk dışında teknik bilgiyi gerektiren bu konuda bilirkişi ücretini yatırmadığı için bilirkişi incelemesi de yaptırılamadığı, bu nedenle itiraza konu tasarımın itiraza gerekçe olarak gösterilen davacı markaları karşısında yeni ve ayırt edici olduğunun düşünüldüğü, başvuru sahibi davalı şirket ve şirket yetkilisi adına 2019/92515 ve 2019/129067 sayı ile yapılan marka tescil başvurularının 1 yıllık hoşgörü süresi içinde yapıldığı, bu marka başvurularının da başvurunun reddini gerektirir veya kötüniyeti ispatlar nitelikte bulunmadığı, diğer taraftan davacı tarafından ileri sürülen kötüniyet gerekçesinin de somut delillerle ispat edilmediği, dava konusu 2019/08272 sayılı tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkin davada, hükümsüzlüğü istenen tasarımın bizzat tasarım sahibi davalı tarafından dava açıldıktan sonra 24.11.2020 tarihinde iptal edilmesi nedeni ile bu talebin konusuz kaldığı, HMK’nın 331/1 maddesi uyarınca davanın açıldığı 27.10.2020 tarihinde davalının haksızlığı ispatlanamadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığı gerekçesiyle, YİDK’nın 2020/T-491 sayılı kararının iptali talebinin reddine, dava konusu 2019/08272 sayılı tasarımın davalı tarafından iptal edilmesi nedeni ile bu talep konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davanın konusuz kalmış olduğu mahkemece tespit edilmiş olmasına rağmen, davanın reddine karar verilmiş olmasının somut ve haklı bir gerekçeye dayanmadığını, mahkemece yapılacak inceleme üzerine tespit edilebilecek dava konusu hususta, davanın red gerekçesinin bilirkişi incelemesi yapılmamış olması olarak gösterilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, konusuz kalan yargılamada esasa ilişkin karar verilmesi ve vekalet ücretinin müvekkili üzerine bırakılmış olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın konusuz kaldığı gözetilerek HMK’nın 331/1. maddesi gereğince, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davanın açılmasına ve yargılama aşamasında davanın konusuz kalmasına sebebiyet veren davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK tasarım kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük talebiyle açılan eldeki davada davaya konu tasarımın dava açıldıktan sonra iptal edildiği anlaşılmış ise de, YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığının kurum kararının verildiği tarihteki hukuki duruma göre belirlenmesi gerektiği, somut uyuşmazlıkta tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşıyıp taşımadığı yönünde yapılacak değerlendirmenin ise hakimlik mesleğinin gerektirdiği bilgiyle çözümlenmesi mümkün olmayan teknik hususlardan olduğu, davacı tarafın verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığı ve iddiasını ispatlayamadığı, YİDK kararı iptali talebiyle açılan dava yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bu kapsamda, davacı taraf hükümsüzlük davasının açıldığı tarihteki haklılığını da ispatlayamadığından konusuz kalan bu dava yönünden de yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/09/2023 tarihinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 30/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip