Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/102 E. 2022/1599 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/102
KARAR NO : 2022/1599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2020
NUMARASI : 2019/36 E. – 2020/135 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararıznz İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/07/2020 tarih ve 2019/36 Esas – 2020/135 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı Şirketin … sayılı “…” ibareli, 3. sınıfta yer alan malları kapsayan marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince adına tescilli “…” ibareli markalara dayalı olarak bu başvuruya yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili markaları dava konusu başvuru arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, marka kapsamlarının da benzer olduğunu, tescili halinde dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markalarından biri olarak algılanacağını ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-9761 sayılı kararının iptaline, … sayılı “…” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, “…” ibaresinin parlatmak anlamına geldiğini, bu markanın dişleri beyazlatma/parlatmak için kullanılan diş fırçaları için tanımlayıcı nitelikte ve vasıf bildiren zayıf bir marka olduğunu, markaların kompozisyon biçimlerinin de farklı bulunduğunu, davacının markalarını diş fırçası ve hijyen ürünlerinde kullandığını, müvekkilinin ise ruj ve dudak nemlendirici ürünlerinde markayı kullanacağını, ürünlerin benzer olmadığını, bu nedenle de karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “… COMPULSION” ibareli marka başvurusuyla davacı firmanın “…” ibareli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davacı firmanın markası arasında idari ve ekonomik anlamda birbirine bağlı işletmelere ait marka algısı oluşabileceği, bu açılardan taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK 6/1 maddesindeki iltibas/karıştırılma koşulunun oluştuğu, tanınmışlık ve kötü niyet iddiaları kanıtlanmasa da bu durumun sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 2018-M-9761 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu … sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, istinafa konu mahkeme kararının aksine taraf markaları arasında 6769 sayılı Kanunun 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, davalı şirketin “… compulsion” ibareli başvurusu ile davacı şirkete ait itiraz konusu markaların, kavramsal, görsel ve bıraktıkları toplu intiba yönünden birbirlerinden farklı markalar olduklarını, diğer yandan “…” ibaresinin, tescili talep edilen mallarda ayırt ediciliği düşük, zayıf bir ibare bulunduğunu, markalardaki ortak olmayan unsurlar birbirlerine benzemediklerinden, markaların bütün olarak ortaya çıkardıkları izlenimin aynı veya yüksek düzeyde benzer olmadığı gibi tamamen farklı olduklarını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da asli unsur olarak kullanıldığı ve başvuruya yeterli ayırt ediciliğin katılmadığı, her ne kadar davalı tarafça “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu ileri sürülmüş ise de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin, 2014/16930 E., 2015/1951 K. ve 16/02/2015 tarihli, 2016/6791 E., 2018/631 K. ve 24/01/2018 tarihli, 2018/4580 E., 2019/6266 K. ve 07/10/2019 tarihli, 2018/4557 E., 2019/6118 K. ve 02/10/2019 tarihli kararlarında da kabul edildiği üzere “…” ibaresinin 3. sınıf mallar yönünden ayırt ediciliğinin bulunduğu, dolayısıyla bu yöne ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı… alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip