Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1017 E. 2021/1252 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2021
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/04/2021 tarih ve ….sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda, müvekkili ile daha sonra kapatılan … ….arasında 27/12/2010 tarihinde 13 adet sürücülü binek araç kiralama sözleşmesinin imzalandığını, davacının 01/02/2011 tarihinde işe başladığını, davalı kurumun söz konusu sözleşmeye ilişkin teknik şartnamenin 4.3 maddesindeki hükmü ihlal ederek, müvekkili şirketin bilgisi dışında, araç ve sürücüleri her hafta sonu, resmi ve genel tatil günlerinde çalıştırmış olduğunu ileri sürerek, sözleşmeye aykırı olarak kullanılan araçlardan dolayı müvekkilinin uğradığı zararın tespiti ile şimdilik asıl davada 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş, 26.12.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 233.316,30 TL.’na yükseltmiş, birleştirilen davada ise toplam 419.236,30 TL zararının olduğunun tespit edildiğini, asıl davanın 233.316,30 TL’lik kısmı kapsadığını ileri sürerek, bakiye 185.920,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme ekleri arasında bulunan HİGŞ’nin 34. maddesinde işin sözleşme ve eklerine ve iş programına uygun olarak yapılmasının temin ve kontrolü için yüklenici ile birlikte kontrol teşkilatı tarafından kayıt tutulacağını, yüklenicinin bu belgeleri ve defterleri imzalamış olmakla yapılan hesapların doğruluğunu kabul etmiş sayılacağını, davacının dava konusu ettiği itirazlarını YİGŞ’nin 34 ve 59. maddeleri hükmüne göre 10 gün ve 2 aylık hak düşürücü süreler zarfında yapmadığını, idarece sözleşmeye ve şartnameye aykırı herhangi bir işlemin yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının dayandığı sözleşmede fazla çalışma süresinin ne kadar olduğunun belirlenmediği, çalışma ve buna bağlı olarak belirlenmemiş bedelin talep edildiği, bu nedenle davalının hak düşürücü süre ve zaman aşımı süresinin geçtiği yönündeki savunmalarının yerinde görülmediği, taraflar arasında imzalanan taşıma hizmeti alım sözleşmesinde sürücülü araç temininin söz konusu olduğu, sürücülerin çalışılan günlere göre doğan hakları ve sözleşmede hafta tatili, genel ve resmi tatil günlerinde çalışma bedelinin kararlaştırılmadığı, sözleşmenin 7 ve 29. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, davacının yapacağı ek işler için ücret alacağının doğacağının açık bulunduğu, son bilirkişi kurulu raporunda teknik şartnamenin 4.3 maddesine göre yapılacak ödemenin sürücülerin ücretlerinin de değerlendirilmesi suretiyle hesaplama yapılmasının yerinde görüldüğü, diğer bilirkişi raporlarındaki çelişkiyi giderir ve itirazları karşılar nitelikteki 29/02/2016 günlü son bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alındığı, davacıya dava tarihine kadar 233.316,30 TL ve ihalenin bitim süresini kapsayan ek dava tarihine kadar 185.920,00 TL eksik ödemenin yapıldığı, bu miktarların teknik şartnamenin 4.3 maddesi uyarınca davacıya ödenmesinin icap ettiği gerekçesiyle asıl dava ve birleştirilen davaların kabulüne, asıl davada 233.316,30 TL’nin 5.000,00 TL’sinin dava, bakiye miktarının ıslah tarihinden itibaren, birleşen davada 185.920,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece diğer raporlardaki çelişkiyi gidermeyen ve müvekkilinin itirazlarını karşılamayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu, davanın HİGŞ’nin 34 ve 59. maddeleri hükmüne göre 10 gün ve 2 aylık hak düşürücü süreler dolduktan sonra açıldığını, teknik şartnamenin 4.2 ve 4.3 maddesi uyarınca davacının davalıdan talepte bulunamayacağını, bilirkişi raporunun taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olmadığını, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etme ve sözleşme hükümlerine uygun davranma yükümlülüğünün bulunduğunu, davacıya tüm alacağının ödendiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının işbu davada hafta içi çalışma saatlerinin dışında yaptığı fazla taşımaların değil, sadece hafta sonu ve resmi tatil günlerinde yaptığı taşımaların karşılığı olan taşıma ücretinin tahsilini istediği, taraflar arasındaki sözleşmede hafta sonu ve resmi tatil günlerinde yapılan fazla çalışma ücretinin ne kadar olduğunun belirlenmediği, ancak sözleşmenin 7 ve 29. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, davacının bu konuda yapacağı ek işler için ücret alacağının doğacağının tabii bulunduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda da davacının alacağının, tarafların imzasını taşıyan… belirtilen taşımalar nazara alınarak hesaplandığı, esasen davacının da bu belgelere göre, hafta sonu ve resmi tatil günlerinde yapıldığı konusunda anlaşmazlık olmadığı halde, davalı tarafından karşılığı ödenmeyen taşıma ücretlerini istediği, dolayısıyla davacı yüklenicinin, iş yerinde işin sözleşme ve eklerine ve iş programına uygun olarak yapılmasını temin ve kontrolü için yüklenici davacı ile birlikte oluşturulan kontrol teşkilatı tarafından tutulan kayıtlara bir itirazının söz konusu olmadığından, mahkemece fazla çalışma ve buna bağlı olarak belirlenmemiş bedelin talep edildiği işbu davada davalının, davanın Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 34 ve 59. maddeleri hükmüne göre 10 gün ve 2 aylık hak düşürücü süreler dolduktan sonra açıldığına ilişkin savunmasına itibar edilmemesinde de bir isabetsizliğin bulunmadığı, işin esası yönünden de taraflar arasındaki sözleşmenin 6.1. maddesinde, bu sözleşmenin birim fiyat sözleşmesi olduğunun, dolayısıyla sözleşme bedelinin, her iş kalemi için teklif edilen birim fiyatın çarpımı suretiyle belirlendiğinin belirtildiği, sözleşmenin eki fiyat teklif listesinden de davacı yüklenicinin, sadece 12 genel ve 1 makam aracı için hafta içi mesai günleri esas alınarak teklifte bulunduğu, bu durumda davalının, hafta sonu ve resmi tatil günlerinde yapıldığı konusunda anlaşmazlık bulunmayan taşıma ücretlerini, taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen birim fiyatlar üzerinden, davacıya ödemesi gerektiğinin açık olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da ilk davanın açıldığı Ocak 2013 tarihine kadar 197 tatil günü karşılığı, sözleşmenin sonu olan 31.12.2013 tarihine kadar da 337 tatil günü karşılığı, günlük 1.328,00 TL araç maliyeti nazara alınarak, davacıya yapılan eksik ödeme miktarının tespitinde, bulunan bu bedelden de davacıya yapılan fazla yapılan taşımalar için ödenen bedelin indirilmesinde de bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Asıl ve birleşen dava yönünden;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip