Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/100 E. 2022/1597 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/100 – 2022/1597
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/100
KARAR NO : 2022/1597
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : 2019/69 E. – 2020/220 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/09/2020 tarih ve 2019/69 E. – 2020/220 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…”, “… …”, “… …”, … …! Şekil”, “…”“…”, “… …”, … …! Şekil”, “… … ayakkabının merkezi” ve benzeri ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin … başvuru numarası ile başvuruda bulunmak sureti ile “…” markasını 6.7.ve 35. sınıflarda tescil ettirmek istediğini, marka başvurusuna müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin çok uzun bir süredir istikrarlı şekilde yüksek bütçeli reklam, promosyon ve diğer tanıtım faaliyetlerinde bulunduğunu ve bu faaliyetlerine de her sene artan bütçeler ile devam ettiğini, davalının, müvekkiline ait markaları bilmeme gibi bir ihtimalinin bulunmadığını, müvekkiline ait markalardan biri olan “…” markasının … sınıflarda tescilli olduğunu, aynı zamanda davalı Kurum tarafından tanınmış marka olarak tespit edildiğini, tanınmış markaların tüm sınıflar bakımından kanun koyucu tarafından koruma altına alındığını, dava konusu başvurunun, müvekkili markalarının tescilli olduğu 6, 7 ve 35. sınıflarda tescil ettirilmek istendiğini, davalı Şirketin tescil talebinin, müvekkili markalarının tanınmışlığından yararlanmak amaçlı ve kötü niyetli olduğunu, üst düzey bilinç seviyesindeki tüketici nezdinde dahi davalı markası olan “…” markasının, müvekkiline ait “…” markasının alt bir markası veya marka serisi olarak değerlendirileceğini, dava konusu başvurunun, müvekkili markasını oluşturan harflerden sadece birisinin değiştirilmesi sureti ile meydana getirildiğini ileri sürerek, 2019-M-827 sayılı YİDK kararın iptaline, davaya konu … sayılı marka başvurusunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, tarafların tescil ettirdikleri markaların birbirinden farklı olduğunu, müvekkilinin faaliyet alanı ile davacının faaliyet alanının da farklı bulunduğunu, davacının tanınmışlığa ilişkin iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “Şekil+ …” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvuru markasındaki F harfi ile K harflarının yazılışı, arka zemindeki renk vurgusu dikkate alındığında, markanın bütünü açısından davalı markasından uzaklaştığı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı, davacı tarafın dava konusu marka ibaresi üzerinde önceye dayalı hak sahipliği kanıtlanmadığından SMK’nın 6/3 maddesindeki koşulların oluşmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulunun da somut olayda bulunmadığı, davacı tarafın dava konusu marka ibaresi üzerinde ticaret unvanına dayalı iddiasının da işaretler benzemediğinden yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili markalarının… nezdinde “tanınmış marka” olarak tespit edildiğini, tanınmış markaların, sadece tescilli olduğu sınıflarda değil, tüm sınıflar bakımından kanun koyucu tarafından koruma altına alındığını, kaldı ki huzurdaki davada davalı şirketin, söz konusu markasını müvekkil şirketle aynı ürün gamında yani 6,7 ve 35. sınıfta tescil ettirdiğini, davalı şirketin tescil talebinin, müvekkili firmanın tanınmışlığından yararlanmak amaçlı ve kötü niyetli olup, müvekkili firmaya ait markalarından habersiz olması mümkün olmadığı gibi tescil ettirmek istediği “…” markasını da iltibas sureti ile oluşturmasının, davalı şirketin, müvekkil şirkete ait tescilli markalarının tanınırlığından faydalanma kastını gösterdiğini, davalının markası olan “…” markası ile müvekkilin markası “…” markalarının ilk bakışta neredeyse aynı kelimeler olduklarını, davalının markası olan “…” markasının, müvekkil markasının sadece bir harfi değiştirilerek oluşturulduğunu, müvekkiline ait … markasının sadece ortadaki harfi değiştirilerek … markasının tescilini almak için başvuru yapıldığını, bu yüzden müvekkiline ait “…” markası ile davalıya ait marka arasında işitsel ve görsel yönlerden ayniyet bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…+şekil” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, taraf marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından, davacının diğer istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.