Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/996 E. 2022/277 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2019
NUMARASI …..

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/09/2019 tarih ve 2017/81 E. – 2019/370 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “… … ” ibareli marka başvurusuna, davalı şirketin 2011/66455 sayılı ve “…” ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın, YİDK’nun 2017-M-14 sayılı kararı ile kabul edilerek, başvurularının kısmen reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin başvurusu ile itiraza mesnet markaların karıştırılma ihtimali bulunacak derecede benzer olmadığını, dava konusu marka başvurusunun müvekkilinin önceki markalarının serisi olduğunu ve bu markaları nedeniyle kazanılmış hakkı bulunduğunu ayrıca redde mesnet markanın davalı tarafça aktif olarak kullanılmadığını ileri sürerek YİDK 2017-M-14 sayılı kararının iptaline, dava konusu başvurunun tescili istenen tüm mallar yönünden tescil edilmek üzere ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, taraf markaları arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mallar bakımından iltibas bulunduğunu, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, dava konusu başvuru ile müvekkiline ait redde mesnet marka arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi uyarınca iltibas bulunduğunu, dava konusu başvuruda, davacı tarafça kazanılmış hak teşkil ettiği ileri sürülen markaların asli unsurunun muhafaza edilmediğini ve bu markalardan uzaklaşılarak yeni bir marka oluşturulduğunu, bu nedenle davacının başvuru üzerinde müktesep hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 2015/105885 sayılı “… …” ibareli marka başvurusu ile davalının redde mesnet alınan “…” ibareli markası arasında başvuru kapsamından çıkarılan mallar bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında iltibas tehlikesi olduğu, davacının dava konusu başvuru yönünden önceki tarihli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
…..
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkiline ait “… …” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” ibareli marka arasında görsel,işitsel ve anlamsal benzerlik bulunmadığını, başvurudaki “…” ibaresinin yok sayıldığını, müvekkilinin önceki markaları nedeniyle müktesep hakkı bulunduğunu, davalı şirketin redde mesnet markayı aktif olarak kullanmadığını, davalı Şirketin müvekkiline ait 2011/62417 sayılı “…” ibareli markaya karşı hukuki mücadele içerisine girmemesinin müvekkilinin kazanılmış hakkı olduğunu desteklediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “… … ” ibareli marka başvurusunun asli unsurunun “… ” ibaresi olduğu,zira başvuruda yer alan “…” ibaresi davacı Şirketin çatı markası olduğundan iltibas değerlendirilmesinde dikkate alınmayacağı, buna göre “…” asıl unsurlu dava konusu başvuru ile davalı şirketin 2011/66455 sayılı “… ” ibareli markası arasında başvuru kapsamından çıkarılan 30. sınıf mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesi olduğu gibi davacı şirketin önceki tarihli tescilli markalarının, işbu davanın konusu olan başvuru yönünden davacıya kazanılmış hak yaratmasının da mümkün bulunmadığı, zira davacı Şirkete ait 2007/40369,2012/36470, 2011/61834, 2011/51200 sayılı markalarının “… … …….ibareli olup markaların asıl unsurlarının dava konusu başvurudan tamamen farklı olduğu, 2011/62417 sayılı “…” ibareli markasının ise tescil tarihi 15/10/2012 olup dava konusu başvuru tarihi olan 22/12/2015 tarihi itibariyle 5 yıllık kullanım süresi dolmadığı, diğer taraftan dava konusu başvuru tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 556 sayılı KHK’da kullanım ispatının aranmadığı bu nedenle davacı tarafın davalı Şirkete ait redde mesnet markanın kullanılmadığına ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/03/2022

…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.