Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/989 E. 2022/252 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2017
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Marka ile İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/03/2017 tarih ve 2015/469 E. – 2017/107 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile …. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının başvurusunun müvekkilinin markası ile aynı ve ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkilinin markasının “…” şeklinde olduğunu, 30. 32. sınıflarda tescilli olduğunu, davalının markasının, müvekkilinin markasının esaslı unsurunun tamamını ihtiva edecek şekilde, … ibaresinden oluştuğunu, aynı telaffuz ile aynı mal ve hizmetler bakımından tescil için başvurusunun yapıldığını, davaya konu “…” markasının tescil edilmesi durumunda tüketiciler nezdinde markaların karıştırılacağını, davalı yanın “…” markasının müvekkili markası olduğu izlenimi edinileceğini, davalı markasının müvekkili yanın tanınmışlığından şöhretinden, yaygın, pazarlama, dağıtım ağı ile reklam ve tanıtımlarından yararlanılacağını, “…” markası ile kötü verilecek hizmetler ile kötü üretilebilecek ürünler nedeni ile de müvekkili yanın marka ve işletmesinin zarara uğrayacağını, marka değerinin düşebileceğini bu şekilde müvekkili yanın zarar görebileceğini ileri sürerek 2013/62674 başvuru numaralı “…” ibareli markaya ilişkin olarak verilen YİDK kararının iptali ile davaya konu markanın 30. sınıfın tamamı yönünden iptalini ve söz konusu markanın sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, ihtilaf konusu markalar arasında 556 S. KHK m.8/1-b anlamında karıştırılma ihtimalinin mevcut bulunmadığını, müvekkiline ait marka başvurusunun, 30. sınıfın sadece “Bisküviler, krakerler, gofretler, şekerlemeler, çikolatalar.” mallarına ilişkin olarak yapılmış sınırlı bir başvuru olduğunu ve ilgili malların içeceklerle hiçbir ilişkisinin olmadığını, davacıya ait marka başvurusunun 30 ve 32. sınıflarda belirtilen sadece içeceklere ilişkin olarak yapılmış bir başvuru olduğunu, bu bakımdan ihtilaf konusu markaların malları aynı veya benzer olmadığından aralarında hiçbir ilişkinin mevcut olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının marka başvurusu kapsamında bulunan çekişmeli malların davacının tescilli markasının kapsamındaki mallarıyla düşük/orta düzeyli benzer olmakla birlikte, kolayda mallar olduklarından, dolaylı karıştırmaya dayalı benzerlik mevcut olduğu, dava konusu 2013/62674 başvuru numaralı “…” ibareli işaretin davacı marka işareti ile görsel, fonetik ve bıraktıkları genel intiba bakımından aynı/benzer olduğu, davalı başvuru kapsamındaki tüm mallar (30. sınıf: Bisküviler, krakerler, gofretler, şekerlemeler, çikolatalar) açısından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluştuğu, davalının önceki tarihli tescilli markası nedeniyle kazanılmış hakkının bulunmadığı, dava konusu 13.10.2015 tarih ve 2015-M-9258 sayılı YİDK kararının isabetli olmadığı, hükümsüzlüğü talep edilen marka başvurusunun tescile bağlanmamış olması nedeniyle hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın YİDK iptal talebi yönünden kabulü ile, YİDK‘nın 2015-M-9258 sayılı kararının iptaline, hükümsüzlük talebi yönünden dava konusu marka henüz tescil edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece “…” ibaresinin zayıf bir ibare olduğunun hiçbir şekilde değerlendirilmeye alınmadığını, bu ibarenin zayıf bir ibare olup tek bir firmanın tekeline bırakılmasının beklenemeyeceğini, müvekkili Şirket markalarının “… …” şeklinde bir bütün olarak algılanması gerekirken sadece “…” ibaresinin mahkemece dikkate alınmasının hatalı olduğunu, mahkemece taraf markaları arasında düşük düzeyde sınıfsal benzerlik kurulmasına rağmen böyle bir karar oluşturulması hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvurunun itiraz gerekçesi marka ile farklı ve lilişkilendirilemeyecek türden malları kapsadığını, taraf markalarında ortalama tüketici tarafından karıştırılmaya neden olabilecek türden emtia olmadığını, bu nedenle taraf markaların arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markasındaki ibarelerin aynı bulunduğu, ancak 556 sayılı KHK’nin 8/1-b uyarınca iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, markaların tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin de aynı ya da benzer olması gerekmekte olup, mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken, mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörlerin dikkate alınması gerektiği, bu bağlamla davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusu kapsamında bulunan 30. Sınıf: Bisküviler, krakerler, gofretler, şekerlemeler, çikolatalar emtiası ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markası kapsamında bulunan, 30. Sınıf; “Kahve, kakao, suni kahve, moka (kahve), kahve yerine geçen maddeler, kahve veya kakao esaslı içecekler. Bitki yapraklarından elde edilen çaylar, buzlu çaylar, ada çayı, ıhlamur. Sakızlar;” ve 32. Sınıfta “Madensuları, kaynak suları, sodalar, tonikler. Sebze ve meyve suları ile bunların hazırlanmasında kullanılan şuruplar ve diğer müstahzarlar: sebze ve meyve suları, sebze ve meyve konsantreleri ve özleri; meyve ve bitki özlü içecekler; meyvelerden elde edilen toz granül halde içecekler, gazozlar ve kolalı içecekler, izotonik içecekler, şıra, şalgam suyu, domates suyu, boza, sahlep” emtiası arasında benzerlik bulunduğu, çünkü davalı Şirketin marka başvurusunun kapsamının atıştırmalık olarak nitelenen gıda emtiası olduğu, bunların genellikle yanında bir içecek ile birlikte tüketildiği, aynı reyonda bulunabileceği, tüketim biçimleri yönü ile birbirini tamamladıkları, bu itibarla da tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluştuğu, davalının önceki tarihli tescilli markası nedeniyle kazanılmış hakkının bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ile …. vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2022

…..