Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/980 E. 2022/343 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2017
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka
Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/07/2017 tarih ve 2015/365 E. – 2017/266 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin “…” markaların….. kadar olan tüm sınıflarda tescil ettirdiğini, müvekkilinin aynı zamanda … markasını içeren ve 07. Sınıfta yer alan malları kapsayan tescilli “…….markalarının sahibi olduğunu, davalı yanın diğer davalı Kurum nezdinde “…” ibaresinin 07. sınıfta yer alan mallar için 25.02.2014 tarih ve 2014/15919 nolu marka marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin tanınmış … markaları ile karıştırılmaya yol açacak derecede benzer olması ve aynı malları kapsaması sebepleriyle “…” marka başvurusuna itiraz edildiğini, … Başkanlığının kararı ile itirazın reddedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin YİDK’ya itiraz sunduğunu,… sayılı karar ile markalar arasında iltibas ihtimali olmadığı gerekçesiyle davalı Şirket markasının tescil edildiğini, oysa dava konusu “…” markası ile müvekkilinin “…” markası arasında görsel ve işitsel olarak ayırt edilemeyecek kadar … bulunduğunu, markalardaki renk ve şekil unsurlarının markalara yeterince ayırt edicilik katmadığını, görsel benzerliğin yanı sıra işitsel yönden de ayniyet derecesinde … olduğunu, anlamsal olarak incelendiğinde dava konusu markanın herhangi bir anlamı olmayan bir kelime olduğunu, müvekkili Şirket markasının da kullanılan ve bilinen anlamı olmayan bir kelime oluşunun benzerliği arttırdığını, başvurunun KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında reddi gerekirken tescilinin yasaya ve usule aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek YİDK’nun 15.07.2015 tarihli ve 2015-M-6247 sayılı kararının iptaline, dava konusu ….. tescil nolu “…” markasının iptal ve hükümsüzlüğünü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, görsel, işitsel, ve kavramsal açıdan da global değerlendirme yapıldığında markalar arasında karıştırılma ve ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak bir … bulunmadığını, taraf markalarının hitap ettiği müşteri tüketici kitlesinin ve ürünlerin dağıtım kanalları farklı olduğu için markalar arasında işletmesel bağlantı ihtimali de dahil olmak üzere ilişkilendirme/çağrıştırma ihtimalinin de söz konusu olmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 2014/15919 sayılı … ibareli davalı markası ile davacının … ibareli markaları arasında, tüketici kesiminin özellikleri ve tüketim sürecinin koşulları uyarınca, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında bağlantı kurma ihtimali kapsamında “…” ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, davacının … ibareli markası tanınmış olmakla birlikte, somut olayda KHK m. 8/4’te sayılan koşulların gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markaların görsel ve işitsel olarak karıştırılma ihtimali yaratacak şekilde benzer bulunduğunu, ayrıca 07. sınıf altında yer alan aynı mallar için tescil edildiğini, söz konusu markalar arasında KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğunu, karıştırılma ihtimalinin incelenmesinde müvekkilinin “…” markalarının tanınmışlığının da dikkate alınması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi heyetinin huzurdaki uyuşmazlık için ehil, uzman olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu, davalı Şirketin 2014/15919 sayılı … ibareli başvurusu ile davacının … ibareli markaları arasında, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında, iltibas tehlikesi bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin; “… – …” ibareli markalara ilişkin verdiği, 2020/2278 Esas, 2021/2251 Karar ve 10/03/2021 Tarihli; “… – …” ibareli markalara ilişkin verdiği 2020/1450 Esas, 2021/321 Karar ve 25/1/2021 Tarihli ilamlarının da bu yöne ilişkin bulunduğu, davacının … ibareli markası tanınmış olmakla birlikte, somut olayda KHK m. 8/4’te sayılan koşulların gerçekleşmediğinin belirlendiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2022

…..