Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/974 E. 2022/342 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/974
KARAR NO : 2022/342
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
NUMARASI : 2018/302 E. – 2019/633 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Karar İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/12/2019 tarih ve 2018/302 E. – 2019/633 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2003 yılından bu yana Türkiye ilaç sektörünün lideri konumunda olduğunu, müvekkilinin Premium markasının 05. Sınıfta 1996 yılından beri 169040 tescil numarası ile tescilli bulunduğunu, davalı Şirket tarafından 2017/84368 sayılı ve “…” ibareli marka başvurusunun 05. Sınıfta yer alan emtia için tescili talebi üzerine yayına itiraz edildiğini, itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedilmesi üzerine YİDK nezdinde itiraz yapıldığını, ancak o itirazın da reddine karar verildiğini, markaların görsel, işitsel olarak benzer markalar olduğunu, aynı ve benzer mallarda tescil edilmek istendiğini, marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığını ileri sürerek YİDK’nın 2018-M-5624 sayılı kararının iptali ile 2017/84368 sayılı “…” marka başvurusunun 05. Sınıfta yer alan tüm alt sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak tamamen farklı olduğunu, davacının markasını ilaç statüsünde ve tablet şeklinde ürün üzerinde kullanmakta iken davalının toz şeklinde gıda ürünü üzerinde kullanıldığını, Yargıtay kararlarında ortak satış noktası eczane olan ürünlerin doktor ve eczacılar gibi eğitimli kişiler tarafından karıştırılmasının mümkün olmadığının vurgulandığını, dava konusu kararın yerinde olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markalarına bir bütün olarak bakıldığında her ne kadar … kelimesinin ortak olarak markalarda yer aldığı görülse de davalının marka başvurusunda yer alan FitBack kelimesi gerek sesçil gerek görsel, gerekse anlamsal olarak markaları farklılaştırdığı, kaldı ki davalının dava konusu marka başvurusunda … ibaresi de ön plana çıkarılacak şekilde konumlandırılmadığı, taraf markalarında ortak olarak yer alan … ibaresinden yola çıkarak markaların benzer olduğunu söylemenin mümkün bulunmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında markaların benzer olmadığı, ayrıca kapsamda bulunan 5. Sınıf malların tüketicisinin bilinç düzeyinin yüksek bulunduğu, kötü niyetin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davaya konu “…” markası ile müvekkili Şirketin “…” ibareli markasının ilk derece mahkemesi kararının aksine karışıtırılacak düzeyde benzer olduğunu, görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunduğunu, emsal kararlar olduğunu, davalı Şirketin 2017/84368 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda yer alan 05. sınıftaki malların müvekkili şirket adına tescilli “…” ibareli markanın 05. sınıf “tıbbi müstahzar” ile aynı/benzer nitelikte bulunduğunu, müvekkili Şirket markası ile davalı Şirket markasının hem bilinçli hem de ortalama tüketici kitlesi tarafından karıştırılma ihtimali olduğunu, davalı Şirketin, dava konusu marka başvurusunu kötüniyetle yaptığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararı iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvurunun yayınlanmasından sonra davacının “…” ibareli markasını gerekçe göstererek başvuruya itiraz ettiği, davacının itirazının ibareler arasında benzerlik bulunmaması nedeniyle reddedildiği, bu bağlamda dosya kapsamındaki uyuşmazlığın davalının başvurusuna konu markası ile davacının itirazına mesnet markası arasında SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında iltibas bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu/hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalı Şirketin başvurusunun “… …” ibaresinden oluştuğu, itiraza mesnet davacı markasının ise “…” ibaresinden meydana geldiği, markalardaki esas unsurların “…” kelimesi olduğu, “…” ibaresinin, sadece ürünün emsallerine göre daha nitelikli ve özellikli olduğuna işaret etme anlamı dışında başka anlamlarının da bulunduğu, her ne kadar tescil kapsamı bilinçli tüketicilere yönelik olsa bile Türkçe anlamının önemli sayıda tüketiciler tarafından bilinebilecek sözcüklerden olmadığı, ibarenin tescil kapsamı bakımından doğrudan tanımlayıcı bir ibare olduğunun da ileri sürelemeyeceği, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve telaffuz olarak hitap ettikleri tüketiciler nezdinde bırakacakları genel izlenime göre SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimalini de içerecek derecede benzerlik bulunduğu anlaşılmış varılmış olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, iş bu markalara emsal alınabilecek nitelikteki, “… – … …” markalarına ilişkin verdiği 2019/1893 Esas, 2020/72 Karar ve 06/01/2020 Tarihli kararının da bu yönde bulunduğu görülmüştür.
Ancak 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinin somut uyuşmazlığa uygulanabilmesi için karşılaştırılan markaların kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği şartının da gerçekleşmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davalının başvurusu 5/1-7, 29/1-11, 30/1-15. Sınıftaki malları kapsarken, davacının itirazına mesnet gösterdiği markasının kapsamında sadece 5. Sınıfta tıbbi müstahzar bulunduğu görülmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/8980 esas, 2016/3973 karar ve 11/04/2016 tarihli kararında belirlendiği üzere, “tıbbi müstahzar” emtiası, 5/1. sınıfta yer alan ürünlere karşılık gelmekte olup, 5. Sınıfta bulunan diğer ürünlerin, kullanım amaçları, hedeflenen halk kesimleri ve dağıtım kanallarının farklı olması nedeniyle birbiri yerine ikame edilebilme veya kullanılabilme olanakları bulunmamaktadır. Diğer taraftan 5/2-7.sınıf ürünlerin alıcıları da belli uzmanlık seviyesine sahip, bilinç düzeyi yüksek tüketicilerdir.
Bu bağlamda somut uyuşmazlık irdelendiğinde, özellikle bu gruptaki mallar, uzmanlık gerektiren ve konunun uzmanı kişileri ilgilendiren, doğası, kullanım amacı, dağıtım kanalları, üreticileri ve kullanım şekilleri tamamen farklı olan mallardır. Bu nedenle davacının itirazına mesnet olan markanın kapsamındaki “tıbbi müstahzar” emtiası ile dava konusu marka başvurusu kapsamındaki 5.1. sınıftaki mallar dolaylı olarak benzerdir. Dava konusu marka başvurusu kapsamında, 5.1. sınıf dışındaki tüm mallar ile davacı markası kapsamındaki tıbbi müstahzar emtiasının, doğası, kullanım şekli ve dağıtım kanallarının farklı olduğu, aynı mağazalarda satılsalar bile, farklı reyonlarda bulundukları, ayrıca, birbirini tamamlayan veya rekabet halinde olan mallar da olmadıkları, bu nedenle davalının başvurusu kapsamında bulunan, 5.1. sınıf dışındaki tüm malların, davacının mesnet markasının kapsamından farklı bulunduğu, yani davalının başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markası arasında sadece, 5.1 sınıftaki, mallar yönünden benzerlik bulunduğu kanaatine ulaşılmış olup, dosya kapsamına göre davalı Şirketin başvurusunun kötüniyetli olarak yapıldığı iddiası da ispatlanamamıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Bu yeni karar istinaf kararı olduğundan, istinaf karar tarihinde geçerli bulunan harç ve vekalet ücretine göre hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/12/2019 gün ve 2018/302 E. – 2019/633 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile, …nun 2018-M-5624 sayılı YİDK kararının; 5. Sınıfın 1. Alt sınıfında bulunan, “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler” yönünden İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davalı Şirket adına tescil edilen 2017/84368 sayılı markanın, 5. Sınıfın 1. Alt sınıfında bulunan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler” yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 223,20.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 88,00.TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 2.111,20.TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 1.055,60.TL.’ye, 35,90.TL peşin harç, 35,90.TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 1.127,40.TL.’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip