Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/972 E. 2022/425 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 31/10/2019 tarih ve 2017/413 E. – 2019/448 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, …nin, … müracaatı neticesinde, 27 Şubat 2014 tarih 29826 sayılı … Gazetede yayımlanan 6525 sayılı Kanunla,…. içerisinde, kamu tüzel kişiliğine sahip bir Vakıf Üniversitesi olarak yerini aldığını, 2015/107182 nolu “… …” ibareli marka müracaatında bulunulduğunu, müvekkilleri adına usul ve yasaya uygun surette yapılan iş bu marka müracaatının Markalar Dairesi Başkanlığının kararı ile davalı Şirket adına tescilli “…” ibareli markası nedeniyle reddedildiğini, daha önce İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/242 Esas sayılı dava dosyası ile davalı Şirket adına tescilli “…” ibareli markanın 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi nedeniyle iptaline markalar sicilinden terkinine karar verilmesi talepli dava ikame edildiğini, ancak müvekkilinin iş bu usul ve yasaya uygun marka müracaatına diğer davalı yan tarafından yapılan itiraz üzerine … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2017-M-6510 sayılı kararı ile reddine karar verildiğini, müvekkillerinin “…” ibareli markasına yaptığı yatırım ve harcadığı sermaye ile ayırt edicilik kazandırdığını, diğer davalı Şirketin “…” ibareli markayı 41. sınıfta yer alan hizmetlerde kullanmadığını, bu nedenle davalı Şirket adına 26.12.1996 tarih ve …. no ile tescilli “…” ibareli markanın 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi nedeniyle iptaline markalar sicilinden terkinine karar verilmesi talepli İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/242 Esas sayılı dosyada kabul edildiğini, markanın kullanılmayan sınıflarda iptal edildiğini, bu nedenle huzurdaki davanın ikame edilme lüzum ve zaruretinin hasıl olduğunu, …nin kanunla kurulduğunu, dolayısıyla üniversitenin ismi kanunla belirlendiğini, müvekkilleri üniversitenin kurulmasına dair hükmün hem 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hem de 556 sayılı KHK karşısında özel hüküm niteliğinde olduğunu, söz konusu markanın bu nedenle de tesciline karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin bütünüyle haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili Şirket adına tescil başvurusu yapılan “…” markası ile mesnet gösterilen davalı Şirket markası arasında, yazılış okunuş telaffuz bakımından herhangi bir ayniyet olmadığı gibi davaya konu markaların hitap ettiği müşteri kesimi açısından markaların iltibas oluşturmayacağının açık olduğunu ileri sürerek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2017-M-6510 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkillerinin “…” markasını, … nezdinde tescil ettirmiş olduğunu, markanın münhasır ve tek sahibi olduğunu, davacının tamamen kötü niyetle ve müvekkilleri aleyhine ardı ardına davalar ikame ederek muaraza yaratma amacıyla hareket ettiğini, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının tescili talep edilen markasında yer alan hizmet listesinin tamamının, davalı Şirketin itiraza mesnet markaları ile aynı/aynı tür veya benzer hizmetleri barındırdığı, davacının marka başvurusunun, “… …” ibarelerinden oluştuğu, davalı Şirket markalarının ise “…” ve “… …” ibarelerini içerdiği, taraf markalarının bu hali ile ön planda olan ve esas unsur olarak kabul edilebilecek “…” ibarelerini içerdiği, söz konusu ibarelerin öne çıktığı, taraf markalarının, fonetik, anlamsal ve görsel olarak bir bütün halinde değerlendirilmesi esas olacağından markaların bu hali ile karıştırılma ihtimaline neden olabilecek derecede benzer oldukları, yine benzerlik karşılaştırmasında, “…” esas unsurlu markaların yanında taraf markaların barındığı şekil ve yan unsurlar da göz önünde bulundurulduğunda, görsel olarak yüksek derecede benzerlik taşımakla birlikte, okunuşlarında da “…” ibaresine vurgunun yüksek olması, markalarda yer alan şekil ve slogan şeklindeki unsurların bu hali ile markalardaki benzerlik derecesini düşürmeye yetmediği ve/veya yan unsur seviyesinde kaldığı, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının yerinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin … ibareli markaya yaptığı yatırım ve harcadığı emek sonucu ayırtedicilik kazandığını, müvekkilinin kanun ile kurulduğunu, buna rağmen marka başvurusunun haksız olarak reddedildiğini, davalının kullanılmama nedeniyle iptal edilen markasının mesnet alınarak başvurunun reddininin doğru bulunmadığını, markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, iltibas bulunmadığını, kullanım alanlarının farklı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” ibareli marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 44. Sınıf hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira her iki markanın asli unsurunun da “…” ibaresinden oluştuğu, davacının kanunla kurulmuş olmasının doğrudan üniversite isminin marka olarak tesciline imkan vermeyeceği, davanın YİDK kararının iptali istemine ilişkin olduğu ve YİDK kararının verildiği tarihteki koşullara göre uyuşmazlığın değerlendirilmesinin gerektiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 31/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2022

….