Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/971 E. 2022/383 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/971
KARAR NO : 2022/383
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2019
NUMARASI : 2018/60 E. – 2019/435 K.

DAVACI :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/10/2019 tarih ve 2018/60 E. – 2019/435 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin yaklaşık 20 ilde “…” markaları ile işletilen işletmelerin sahibi olduğunu ve 2005/26609 ve 2012/34742 sayıları ile markalarını tescil ettirdiğini, müvekkilinin önceki kazanılmış haklarına dayanarak 2016/33017 sayılı “…” şeklinde marka başvurusunda bulunduğunu, davalının 2009/37006 ve 2014/78888 sayılı markalara dayanarak müvekkilinin başvurusuna itiraz ettiğini ve başvurularının kapsamından 43. Sınıftaki hizmetlerin çıkartıldığını, müvekkilinin marka başvurusu ile ret gerekçesi markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını, bütünsel anlamda birbirlerinden farklı olduğunu, müvekkilinin markasının tek başına “…” değil, bir bütün olarak logo görseli ile birlikte “…” ibaresi bulunduğunu, markalar arasında sözcük ve logo kombinasyonlarındaki farklılık nedeniyle görsel anlamda benzerlik bulunmadığının tartışmasız olduğunu, 2012/34742, 2016/33017, 2016/95719, 2016/56652, 2016/73698, 2016/56651, 2016/56648 ve 2016/95721 sayılı markalarının bulunduğunu ileri sürerek 2017/M-10629 Sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini ve dava konusu markanın 43. Sınıfta müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının kendisi ve sahip olduğu markalar hakkında yanıltıcı bilgi verdiğini, müvekkilinin de davalı gibi cafe-restoran işletmeciliği yaptığını, müvekkilinin markaları ile davacı markasının benzer olduğunu, taraflar arasındaki sair uyuşmazlıklarda da hep müvekkilinin lehine kararlar çıktığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka kapsamından çıkartılmasına karar verilen 43. Sınıf hizmetlerin tamamının davalı yanın ret gerekçesi markası kapsamında aynen yer aldığı, her iki taraf markasında da “…” figürünün yer alması ve “…” ibarelerinin bütün halinde mevcut olması nedeniyle görsel anlamda işaretler arasında asgari düzeyde bir benzerliğin mevcut olduğu, yine markalar arasında “…” ibaresinden kaynaklı benzerliğin işaretler arasında yüksek bir fonetik ilişkinin varlığını da beraberinde getirdiği, tarafların markaları arasında kavramsal ilişkinin kurulması ihtimalinin yüksek olacağı, redde konu 43. Sınıf hizmetler açısından markalar arasında 556 s. KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas ihtimalinin mevcut olduğu, davacının müktesep hakka konu ettiği markaları yönünden ise müktesep hakkının bulunmadığı, YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin önceki haklarına dayanarak seri marka oluşturmak amacıyla 2016/33017 başvuru sayılı “…” ibareli markanın tescil istemi ile başvurduğunu, müvekkilinin başvuru yaptığı markanın ve davalının redde dayanak olarak gösterdiği markaların logoları incelendiğinde müvekkilinin marka başvurusunun davalının markaları ile ortalama tüketiciyi yanılatacak şekilde benzer olmadığını, davalının … + … + şekil tescilini görsel olarak değerlendirip markayı ayırarak incelemesi ve sonuç olarak kesinlikten uzak yalnızca davalının markasına yakın olduğu iddiası ile müvekkilin başvuru yaptığı marka ile benzer olduğu yönünde düzenlenen marka hukukunun bütünsellik ilkesine aykırılık teşkil eden rapor esas alınarak verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin tescilde öncelik ilkesi gereğince 2005 yılında tescil edilen 2005/26609 tescil sayılı … … markasına istinaden 2016/33017 tescil sayılı … ibareli marka başvurusunu yaptığını, yani söz konusu markaya ilişkin müvekkilinin kazanılmış hakkının bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali, marka tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvuru konusu yaptığı markanın kapsamından çıkartılmasına karar verilen 43. Sınıf hizmetlerin tamamının davalı Şirketin ret gerekçesi markası kapsamında bulunduğu, redde konu 43. Sınıf hizmetler açısından markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas ihtimalinin mevcut olduğu, davacının müktesep hakka konu ettiği markaları yönünden de kazanılmış hakkının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 25/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip