Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/955 E. 2022/363 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/10/2019 tarih ve 2018/483 E.- 2019/433 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin…. sayılı “… …”, “…” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı Şirketin, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… … kavun aromalı+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2017/69779 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili Şirketin 1984 yılında dondurma sektörüne giriş yaptığını, “…” markasının sektörün öncülerinden olduğunu, 32.sınıf emtiayı kapsayan dava konusu başvurunun, müvekkili Şirketin itirazına mesnet markaları ile bire bir şekilde benzer bulunduğunu, müvekkilinin seri markalarının esas unsurlarının “…” ibaresi olduğunu, dava konusu markanın da esas unsurunun “…” ibaresinden oluştuğunu, markaların karıştırılacağını, markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, müvekkilinin itirazına mesnet markalarını kesintisiz bir şekilde kullandığını, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, 2018-M-8855 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı başvuru sahibinin itiraz gerekçesi 2003/35145, 2003/35144 sayılı “… …” ibareli markaların tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler için kullanımının ispatını talep ettiğini, ancak davacı tarafından söz konusu markaların kullanımının belgelerle ispatlanamadığını, dolayısıyla davacının SMK 6/1 kapsamındaki itirazlarına itibar etmenin mümkün olmadığını, itiraz gerekçesi markaların tanınmış olduğu yönündeki iddianın, davacı yanca ispatlanamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusunun ilanına davacı tarafından itiraz edildiğini, müvekkilince davacının itirazına mesnet markalarının tüm mal ve hizmetler yönünden kullanımının ispatının talep edildiğini, ancak bu talebe karşı, davacı tarafından itiraza mesnet markalarının son beş yıl içinde aktif olarak kullanıldığına dair herhangi bir delil sunulamadığını, bu itibarla itirazların reddedildiğini, … kararının hukuka uygun olduğunu, bunun yanında, davacının itirazına mesnet markaları ile müvekkili başvurusunun benzer olmadığını, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olduğu iddiasının hukuka aykırı olduğunu, kötü niyet iddiasının da yersiz bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2017/69779 kodlu “… … kavun aromalı” ibareli markanın yayınına 6769 sayılı SMK’nun 6/1. maddesi çerçevesinde yapılan itirazın gerekçesi olan 2003/35144 sayılı “…” ibareli, 2003/35145 sayılı “…” ibareli davacı markalarının, itiraza konu başvurunun başvuru tarihinden önceki beş yıllık süre içinde, itiraza dayanak gösterilen mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepler bulunduğuna ilişkin delile rastlanmadığı, bu bağlamda 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesinin uygulanması için gereken şartların oluşmadığı, davacıya ait “… …” veya “…” markalarının tanınmış markalar sicilinde yer almadığı, dosya kapsamında, bu iddianın ispatı için herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, bu bağlamda SMK’nın 6/5. maddesinin de somut olaya uygulanamayacağı, hükümsüzlük talebi ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede ise davacı tarafından, kullanımın ispatına yönelik herhangi bir bilgi veya belge sunulmamış olduğu tespit edildiğinden, hükümsüzlük talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalı firma tarafından tescil başvurusuna konu edilen marka ile müvekkili firma adına 2003 senesinden beri tescilli itirazlarına ve davaya mesnet markanın, ortalama seviyedeki tüketici tarafından ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, dosya kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporu mahkemece hükme esas alınmış olup söz konusu raporun eksik ve hatalı olduğunu, zira bilirkişilerce yalnızca SMK’nın 19. maddesi kapsamında YİDK kararının iptali yönünden değerlendirme yapıldığını, ayrıca bir diğer talebimiz olan hükümsüzlük açısından ise SMK’nın 25. maddesine göre değerlendirme yapılmadığını, bu sebeple raporun eksik tanzim edilmiş olması nedeniyle hükme esas alınmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 2017/69779 kod numaralı ve “… … kavun aromalı” ibareli marka ile müvekkil firma’nın “… …” ve “…” markaları kıyaslandığında iltibasa sebebiyet verdiğinin açık olduğunu, davalı yanın müvekkil firmanın “…” ibaresinden teşekkül markasının karşısında davalı yan adına tescil müracaatına konu edilmiş olan işbu dava konusu markanın müvekkil firmanın seri markalarından birisi olarak algılanacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu marka başvurusuna itiraz eden davacıdan, davalı başvuru sahibi tarafından, itiraza mesnet markaların kullanıldığını gösterir delillerin sunulmasının talep edildiği, davacının buna ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, bu nedenle SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında yapılan itirazın reddinde bir isabetsizlik olmadığı, aynı nedene dayalı hükümsüzlük davası yönünden de SMK’nın 25/7. maddesi kapsamında kullanmama definin ileri sürüldüğü ve davacı tarafça, itirazına mesnet markaların kullanıldığının yargılama sırasında da ispat edilemediği, ilk derece mahkemesince de bu gerekçe ile hükümsüzlük davasının da reddine karar verildiği, söz konusu kararda bir isabetsizlik olmadığı, davacı markalarının tanınmış olduklarının da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022

…..