Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/951 E. 2022/356 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2020
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/02/2020 tarih ve 2019/197 E. – 2020/81 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalılar … ile…A.Ş. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin … nezdinde 2017/56577 sayılı “… …+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun ilanına davalı Şirket tarafından 2015/66077 sayılı “…” ibareli markaya dayalı olarak itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın yerinde görülerek başvurunun reddine karar verildiğini, bu ret kararına yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili Şirkete ait 2006/56251 tescil numaralı … ibareli markanın bulunduğunu, bu markanın uzun yıllardır kullanıldığını ve tüketiciler tarafından bilinen bir marka olduğunu, davaya konu başvurunun da bu markanın uzantısı ve devamı niteliğinde bulunduğunu, müvekkilinin ticaret hayatında bilinen … markasına eklenen, kozmetik alanında birçok firma tarafından kullanılan “…” kelimesi ile oluşturulan başvuru markasının, bir başka marka olan “…” ibareli marka ile iltibas ihtimali doğuracağı gerekçesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, görsel ve işitsel bakımdan yapılacak değerlendirmede, tescili talep edilen markanın müvekkiline ait olduğunun kolaylıkla tespit edileceğini, “…” sözcüğünün davalı firmanın aidiyetinde olmadığını, kozmetik sektöründe birçok markanın bu sözcüğü ek alarak kullanıldığını, bu sözcük bakımından iltibas ihtimalinin öne sürülemeyeceğini, müvekkiline ait başvuru markasının şekil unsurunu haiz olduğunu, bu unsurun dava konusu markanın ayırt edici niteliğini arttırdığını, taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal bakımından birbirlerinden tamamen farklı olduğunu, davalı Şirketin ana iştigal konusunu ilaç üretiminin oluşturduğunu, müvekkilinin ise medikal sarf malzemeleri, cerrahi ve medikal eldivenler üreten bir firma olduğunu, davalı şirkete ait markanın kullanıldığı mal ve hizmetlerin, müvekkiline ait “beybicare+” ibareli başvuru markasının kullanıldığı mal ve hizmetlerden farklı bulunduğunu, davalı Şirketin … markası bakımından kullanımının söz konusu olmadığını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-1673 sayılı kararının iptaline, 2017/56577 numaralı marka başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacı adına tescilli … ibareli tanınmış markanın bulunmadığını, davacı tarafından daha önce tescil edilen 2006/56251 tescil numaralı “…” ibareli markanın yalnızca 10. sınıfta tescilli olduğunu, bu itibarla davacı şirkete ait “…” ibareli markaya dayanarak işbu dava konusu markayı tescil ettirmek istemesine dair taleplerin reddinin gerektiğini, taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davacı şirketin ilk olarak yapılan 2016/38978 sayılı “… …+” ibareli marka başvurusunun reddedilmiş olmasına rağmen; reddedilen söz konusu bu marka ile birebir aynı işbu dava konusu 2017/56577 sayılı marka başvurusunda bulunmuş olmasının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında, dava konusu başvuru ile tescil talep edilen 5. sınıftaki “Bebek mamaları; kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, için bezler.” malları ile 10. sınıftaki “Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar.” malları yönünden karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, dava konusu başvuru ile tescil talep edilen 5. sınıftaki “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve … diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” malları 10. sınıftaki “Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. … organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput).” malları yönünden ise taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacıya ait önceki tescilli 2006/56251 sayılı marka nedeniyle kazanılmış hakkın bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunun somut delillerle ispatlanamadığından bu yöndeki iddianın haklı olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 2019-M-1673 sayılı kararının 5. sınıfta yer alan “bebek mamaları; kağıt ve tekstilden mamul çocuklar için bezler” malları ile 10. sınıfta yer alan “biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcıları” malları yönünden kısmen iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, tescili talep edilen markanın “…” adlı marka ile iltibas yarattığı iddiasının haksız ve gerçeklikten tamamen uzak nitelikte olduğunu, her iki marka arasında işitsel ve okunuşsal olarak farklılıklar bulunduğunu, müvekkiline ait “…” markasının 2006/56251 tescil numarası ile uzun yıllar devam eden tanınmış ve tüketiciler tarafından bilinen bir marka olduğunu, davaya konu tescili talep edilen markanın da “…” markasının uzantısı ve devamı niteliğinde olacak marka niteliğinde bulunduğunu, ayrıca markaya eklenen “…” kelimesinin de yine davalı firmanın aidiyetinde olmayan ve kozmetik alanında bir çok markanın ek yaparak kullandığı ve iltibas iddiasının ileri sürülemeyeceği bir kelime olduğunu, yerel mahkemenin kararına esas aldığı bilirkişi raporunun eksik inceleme ile hazırlandığını, müvekkilinin “…” markasının kullanımının ispatlı bulunduğunu, bu markanın müvekkili yönünden kazanılmış hak doğurduğunu, bilirkişilerin iki marka arasında görsel benzerlik olmadığını tespit ettiklerini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında güçlü bir benzerlik bulunduğunu, dolayısıyla bebek ürünleri de dahil ortalama tüketicinin her iki markayı yan yana aynı raflarda görmeleri halinde kolaylıkla yanılgıya düşebileceklerini, aksi yöndeki mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dosyada mübrez eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayalı yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu edilen markaların gerek kendilerini oluşturan kelimelere ayrı ayrı bakıldığında gerek ise markaların bütünü ele alındığında birbirinden ayırt edilemeyecek kadar benzer nitelikte bulunduklarını, tescili talep edilen “… …+” ibaresinin müvekkilinin “…” markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olmasının ve algılamanın “… …+” üzerinde yoğunlaşmasının, müvekkili şirketin marka tescilinden doğan haklarının ihlal edilmesine sebebiyet verdiğini, tüm bunların yanında alıcıların mal ya da hizmeti üreten ya da piyasaya sunan iki ayrı işletmenin varlıgının farkında olmakla beraber işletmelerden birinin diğeri üzerinde ekonomik, finansal veya ticari etkisi olduğunu düşünmesi halinde işletmelerin karıştırılmasının söz konusu olacağını, davacının aynı ibareye ilişkin olarak ilk olarak 2016/38978 sayılı “… …+” marka müracaatında bulunmuş olup bu marka müracaatı reddedilmiş olmasına rağmen sonrasında işbu dava konusu 2017/56577 sayılı “… …+” marka müracaatında bulunmuş olmasının tamamıyle davacının kötü niyetinin bir göstergesi olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …+şekil” ibareli başvuru ile redde mesnet 2015/66077 sayılı “…” ibareli marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 5. sınıftaki “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve … diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” malları 10. sınıftaki “Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. … organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput).” malları yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira marka işaretleri arasında yüksek düzeyli işitsel ve anlamsal benzerlik olduğu, redde mesnet markayı oluşturan “…” ibaresinin bebek bakımı olarak algılanacağı ve bu nedenle söz konusu markanın bebeklerle ile ilgili ürünler yönünden ayırt ediciliğinin oldukça düşük olduğunun kabulünün gerektiği, buna göre başvuru kapsamında yer alıp bebeklerle ilgili olan 5. sınıftaki “Bebek mamaları; kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, için bezler.” malları ile 10. sınıftaki “Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar.” malları yönünden taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, bu mallar yönünden markaların ayırt ediciliklerinin zayıf olduğu gözetildiğinde başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve 2014/11 E., 2016/778 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi iltibas değerlendirmesi, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümleneceğinden, bilirkişi raporuna yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, eldeki davanın, markla başvurusunun karıştırılma tehlikesi nedeniyle reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemine ilişkin olduğu, dolayısıyla işbu davada marka başvurusunun kötü niyetli olup olmadığının tartışılmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir. Görüldüğü üzere, anılan madde kapsamında bir başvurunun reddedilebilmesi için marka işaretlerinin karıştırılmaya yol açacak kadar benzer olmaları dışında, markaların kapsadıkları mal ve hizmetlerin de aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Somut olayda, içinde eczacı bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi raporunda açıklandığı üzere başvuru kapsamında yer alan 10. sınıftaki “Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler.” malları ile redde mesnet markanın kapsamındaki mallar arasında aynılık ya da benzerlik olmadığı halde, gerekçesi de açıklanmaksızın bu mallar yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu yöne ilişkin davacı itirazları yerinde görülmüştür.
Öte yandan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14.11.2008 tarih, 2008/11505 E.-12839 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek, markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır.
Somut olayda davacı adına tescilli 2006/56251 sayılı “…” ibareli marka bulunmaktadır. Anılan markanın tescil tarihi 18.12.2007 olup, dava konusu başvuru tarihi itibariyle uzunca süredir tescilli olma şartını sağlamaktadır. Öte yandan, anılan markanın kullanıldığı da dosyaya sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. Anılan markanın asli unsuru, dava konusu başvuruda da korunmuştur. Zira, anılan markanın asli unsurunu oluşturan “…” ibaresi, dava konusu başvuruda da aynen korunmuş, bu ibareye ek olarak Türkçe’de bakım anlamına gelen ve bu anlamı itibariyle ayırt edicilik taşımayan “…” ibaresi eklenmiştir. Dolayısıyla, gerek önceki markanın gerekse de dava konusu başvurunun asli unsuru aynıdır. “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin olmadığı ve kimsenin tekeline bırakılamayacak ibarelerden olduğu gözetildiğinde, dava konusu başvuruda bu ibarenin kullanılması nedeniyle redde mesnet markaya yanaşıldığı da söylenemeyecektir. O halde, davacı adına tescilli 2006/56251 sayılı marka nedeniyle davacının dava konusu başvuru üzerinde kazanılmış hakkının bulunduğunun, eş söyleyişle dava konusu başvurunun, davacının önceki markasının serisi niteliğinde olduğunun kabulü gerekmiştir.
Davacının 2006/56251 sayılı markası nedeniyle dava konusu başvuru üzerinde kazanılmış hakkının bulunduğu kabul edildiğinden, hangi mallar yönünden bu hakkın geçerli olduğunun da tespiti gerekmektedir. Davacının 2006/56251 sayılı markasının kapsamında 10. sınıftaki “Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet ve cihazlar: Enjeksiyon iğneleri, cerrahi dikiş iplikleri (katgüt), suni solunum cihazları, tansiyon ölçme aletleri, işitme cihazları, tıbbi amaçlı analiz aletleri ve cihazları, tıbbi amaçlı radyolojik cihazlar, röntgen cihazları, röntgen ışını üretme cihazları ve bunlardan korunmak için aletler ve malzemeler… Tıbbi amaçlı özel mobilyalar; sedyeler… … organlar ve protezler: … dişler, … gözler, … kollar ve bacaklar … Tıbbi ortopedik malzemeler: Ortopedik bandajlar, tıbbi korseler, varis çorapları, ortopedik ayakkabılar, destekleyici bandajlar ve sargılar, elastik sargılar, kasık sargıları, suspansuvarlar, ortopedik kemerler ve korseler… Doğum kontrol aletleri: Prezervatifler (condom/kaput), spiraller… Tıbbi amaçlı elektrikli yatak ısıtıcıları ve battaniyeler, elektrikle ısınan yastıklar ve örtüler, su yatakları, tıbbi amaçlı yataklar ve havalı yastıklar… Hasta jimnastiği için tıbbi aletler, buhar banyoları, masaj cihazları ve aletleri … Ameliyathane giysileri, ameliyat başlıkları, ameliyat eldivenleri ve maskeleri, steril örtüler, hasta yatakları için emici çarşaflar, idrarını tutamayanlar için çarşaflar ve yatak örtüleri… Cinsel amaçli aletler ve malzemeler… Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar” malları yer almaktadır. Dava konusu başvurunun kapsamında yer alıp, redde mesnet markanın kapsamında yer olan mallarla benzer görülen mallar ise 10. sınıftaki “Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. … organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput).” mallarıdır. Görüldüğü üzere bu malların tamamı, davacının önceki tarihli markasının kapsamında aynen yer alan mallardır. O halde, taraf markaları arasında karıştırılma tehlikesi bulunduğu kabul edilen 10. sınıf mallar yönünden, davacının dava başvuru üzerinde kazanılmış hakkı bulunduğundan, bu mallar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden, Dairemizce davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları da haklı bulunmuştur.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde ilk derece mahkemesince, başvuru kapsamındaki 10. sınıf “Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler.” malları yönünden emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmediğinden, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, bunun dışında 10. sınıfta yer alan “Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. … organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput).” malları yönünden ise davacının, dava konusu başvuru üzerinde kazanılmış hakkının olduğu kabul edilerek, bu mallar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu mallar yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ile…A.Ş. vekillerinin tüm, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/02/2020 gün ve 2019/197 E. – 2020/81 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Davanın Kısmen Kabulü ile … YİDK’in 06.03.2019 tarih, 2019-M-1673 sayılı kararının 5. sınıfta yer alan “bebek mamaları; kağıt ve tekstilden mamul çocuklar için bezler” malları ile 10. sınıfta yer alan “Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. … organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler.” malları yönünden KISMEN İPTALİNE,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Markanın tesciline ilişkin talebin, söz konusu işlemler idari nitelikte bulunduğundan reddine,
6-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 131,93.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 63,88.TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 1.995,81.TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranı takdiren 1/2 kabul edilerek, bu orana tekabül eden 997,90.TL.’ye, 44,40.TL peşin harç, 44,40.TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 1.086,70.TL.’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı…A.Ş. Tarafından istinaf aşamasında yapılan 25,38.TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davanın kabul ret oranına tekabül eden 12,69.TL’sinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine, bakiyesinin anılan davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı … tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 12-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
13-Davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
14-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL istinaf karar ve ilam harcından davalılar tarafından ayrı ayrı peşin olarak alınan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
15-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022
……
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.