Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/950 E. 2022/359 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/02/2020 tarih ve…… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili şirketin……” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu,…..kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin … ibareli birçok marka üzerinde hak sahibi olduğunu, … … olmak üzere 3 adet ana markayla ve 45 yıllık tecrübesiyle tüketicilerin güvenini kazandığını, …’in satış miktarının artarak 100 milyon lirayı aşan satış gelirine ulaştığını, …’in yaklaşık 250 çalışanı, 6 bölge müdürü ve çok sayıda bayisi ile 81 ilde “…” ürünlerinin servis edildiğini, …’in başarısının Devlet makamları tarafından da kabul edildiğini, …’in 20 farklı “…” markalı ürünle milyonlarca liralık satış yaptığını, 2005 tarihli katalogda “…” markalı ürünlerin 14 çeşit ürünle yer aldığını, kataloğun basım tarihinin açıkça yazılmadığını ancak ürünlere ait görsellere bakıldığında son kullanma tarihlerinin yazılı olduğunu ve buradan 2005 yılına ait katalog olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin “…” ibaresi ile satılan ürün ambalajlarını ve tasarımlarını güncellediğini, … ve … markalarının yazılı ve görsel basında birçok habere çıktığını, …’in yurt dışı pazarlarında satılacak olmasının medya tarafından sıklıkla haber yapıldığını, YİDK nezdindeki itirazlarının SMK’nın 6/1 ve 6/5 maddeleri gereğince kabul edilmesi gerekirken reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescili halinde müvekkilinin seri markasıymış gibi algılanacağını, davalının tescilini istediği sınıf ile müvekkili markalarının tescilli olduğu sınıfın aynı olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-4618 sayılı kararının iptaline, dava konusu…. başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davaya konu marka başvurusunun iki kelimeden oluştuğunu ve ad – soyadı görünümünde bulunduğunu, davacı markaları ile davalı marka başvurusunun gerek görsel ve fonetik, gerekse anlamsal açıdan farklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2018/63037 tescil sayılı ve “…” ibareli marka ile davacı markaları arasında 29. sınıfta yer alan “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri.” malları bakımından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olduğuna dair dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgelerin yeterli olmadığı, dolayısıyla tanınmışlık gerekçeli itirazın yerinde görülmediği, davacının, marka işlem dosyası kapsamında davalı markasının kötüniyetli tescil talebine konu olduğu yönünde ispata elverişli delil sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkiline ait “…” ibareli markaların Türkiye’nin hemen hemen her ilinde, çok eski tarihlerden bu yana ciddi ve yoğun bir şekilde kullanıldığını, bu nedenle “…” ibareli markalarının ayırt ediciliğinin daha da güçlendiğini, davalının tescilini istediği marka ile müvekkiline ait markalar arasında, görsel, işitsel, anlamsal açıdan ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu ve seri marka olarak algılanacağını, baskın unsur ve ilk kelime olarak “…” ibaresinin kullanılmasının iltibas tehlikesini artıracağını, davaya konu markanın 29. sınıftaki malları kapsamakta olup bu sınıftaki ürünlerin fazla zaman ayırmadan alalade bir inceleme ile satın alındıklarını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvurunun ad-soyad markası olduğu ve taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ülkemizde sıklıkla karşılaşılan bir kişi ismi olması nedeniyle ayırt ediciliği zayıf bir ibare bulunduğu, “…” ibaresinin başvuruya ayırt edicilik kattığı ve markanın baskın unsuru olduğu, nitekim, …soy isimlerinin yaygın kullanıma konu olmadığı ve ünlü bir kişi isim ve soy ismi olmadığı durumlarda, isim ve soy isimden oluşan markalarda, soy isimlerinin isme göre daha baskın unsur olduğunu kabul ettiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09.09.2019 tarih, 2018/3515 E., 2019/5135 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022

….