Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Marka Hakkına Tecavüzün Önlenmesi, Men’i ile
Maddi ve Manevi Tazminat
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/10/2019 tarih ve…sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır temizlik sektöründe, özellikle inşaat temizliği alanında faaliyet gösterdiğini,…. sayı ile tescilli “…” markasının sahibi olduğunu, bu markayı işyerlerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında kullandığını, hizmet kalitesi ile bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, davalının da Ankara’nın … ve … İlçelerinde aynı alanda temizlik işleri yapmakta olduğunu, “…” ibaresini müvekkilinin izni olmaksızın, bilerek ve iltibas yaratmak amacıyla tescilli marka gibi broşürlerinde ve aracında kullandığını, davalının bu kullanımının müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu ileri sürerek müvekkilinin marka hakkına tecavüzün önlenmesine ve menine, tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, 6769 s. SMK’nın 151/2(c) bendi uyarınca hesaplanacak 10.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, açılan davanın haksız, yersiz ve suiniyetli olduğunu, 2 yıl önce şahsi olarak vergi kaydı yaptırdığını ve babasının desteğiyle ev ve işyeri temizliğine başladığını, firma ismini seçerken çevresindeki kişilere danışarak “…” ismini seçtiğini, işyerinin bulunduğu ve hizmet götürdüğü … İlçesinde aynı isimde bir temizlik firması bulunmadığını, buna karşılık “…..” birçok firma ve marka bulunduğundan bu ismi kullanmakta bir beis görmediğini, tek kusurunun aynı isimde tescilli bir marka bulunup bulunmadığını araştırmaması olduğunu, ticarette acemi olduğu ve geçimini sağlamak durumunda olduğu için kasti bir işlem yapmadığını, davacı bu aksaklığın farkına vardığında kendisini yazılı ya da sözlü olarak ikaz etmiş olsa idi başka bir unvan seçeceğini, davacının kendisine yazılı hiçbir uyarıda bulunmadığını, istenilen tazminatların fazla olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …, eşinden ayrılan kızı …’in maddi sıkıntı içine girince bina temizlik işine başladığını, kızına destek olmak için kendi adına kayıtlı olan aracı geçici süreyle kızına verdiğini, kızına bilgi verilmeden ve uyarılmadan dava açıldığını, davacının fiili bir zarar görmemesine rağmen haksız kazanç elde etmek amacıyla bu şekilde davrandığını, kendilerine daha önce uyarı yapılmış olsaydı gerekli adımları atacaklarını, kendisinin de kızının işleri ile ticari bir bağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı adına…. sayı ile tescilli marka, standart yazı karakterinde büyük harflerle yazılmış olan “…” ibarelerinden oluştuğu, asli ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğu, davalılara ait olduğu belirtilen araç ve broşür üzerindeki kullanımlarında ise “… …. ibareleri kullanıldığı, davacı adına … sayı ile tescilli bulunan “…” markası ile davalıların kullanımları arasında asli ve tali unsurları itibariyle güçlü bir benzerlik bulunduğu, diğer taraftan, davalıların dava konusu olan kullanımlarının “…” faaliyetlerinde gerçekleştiği “…” ibaresiyle birlikte kullanılan “…” ibarelerinden anlaşılmakta olup bu husus davalıların beyanlarıyla da teyit edildiği, markalar arasındaki güçlü benzerliğin yanı sıra davalılarca sunulan hizmetlerin de davacı markasının tescil kapsamında bulunan 37. Sınıflardaki hizmetlerle aynı olduğu dikkate alındığında, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, somut uyuşmazlıkta dosyaya herhangi bir emsal lisans sözleşmesi sunulmadığı, bilirkişilerce tarafların ticari verileri de dikkate alınmak suretiyle varsayımsal bir lisans bedeli belirlenmesi yoluna gidildiği, bilirkişi heyetinin yaptığı hesaplamalar çerçevesinde davalı yanın eylemin gerçekleştiği süre içerisinde elde etmiş olduğu 1.762.71 TL’lik cirodan hareketle lisans bedeli hesaplamasının ticari hayatın gerçekleriyle uyuşmadığı, bu çerçevede tarafların yerel düzeyde temizlik hizmeti sunan küçük işletmeler olduğu, markanın Türkçede yaygın kullanılan ve ayırt edici niteliği yüksek olmayan “…” ibaresinden oluştuğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının sektöründe yıllık 5.000 TL lisans bedelinin talep edilebileceği, yıllık 5.000 TL maktu lisans bedeli üzerinden davalının markayı kullandığı yaklaşık 9 aylık süre için (19.03.2018 – 30.11.2018 arası) yaklaşık 3.750 TL lisans bedeli talep edebileceği, SMK hükümleri gereğince, marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibi tecavüz fiilleri nedeniyle manevi tazminat isteyebileceği, manevî tazminat miktarının 2.000,00.-TL olarak saptanmasının hakkaniyete uygun olacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalıların, davacıya ait … sayılı markaya tecavüzlerinin önlenmesine ve men’ine, “…” ibaresinin kullanıldığı reklam vasıtası araç üzerindeki isimlerin silinmesine, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, 3,750,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, karar özetinin masrafı davalılara ait olmak üzere ulusal çapta yayın yapan bir gazetede bir defa ilanına, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalıların davayı baştan sona kadar kendilerinin takip ettiğini, dava karara çıktıktan sonra 21.10.2019 tarihinde dosyaya davalı … adına vekaletname sunulduğunu, dosyaya sunulan vekaletnamenin karar verildikten sonra sunulduğunu, bu nedenle yargılamalar esnasında davalıyı temsil eden bir vekilin olmaması karşısında davalı lehine vekalet ücreti verilemeyeceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin vekalet ücretine yönelik kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin küçük çaplı bir işletme olduğunu, Ankara’nın doğu ve batı birbirine iki zıt kutbunda faaliyet gösteren bu iki firmanın birbirlerinin iş alanına, iş çevresine etki etmesi mümkün olmadığı gibi benzer isim kullanmaları firmalar arasında da iltibasa neden olmayacağını, markalar arasında yeterli ayırtediciliğin bulunduğunu, tamamen bilgisizlikten kaynaklanan bu durum davacı firma tarafından bir gelir elde edebilmek amacıyla kullanıldığını, davacının bu denli kötü niyetli davranışı hukuk sistemi tarafından korunamayacağını, hükmedilen tazminat miktarlarının çok olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : 1-Dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, men’i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı adına sayı “…” ibaresinin tescilli olduğu, davalı tarafın araç ve broşür üzerindeki kullanımlarının “……” şeklinde bulunduğu, markalar arasında güçlü benzerlik olduğu, davalılarca sunulan hizmetlerin davacı markasının tescil kapsamında bulunan 37. sınıflardaki hizmetlerle aynı bulunduğu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, somut uyuşmazlıkta davacı tarafça dosyaya herhangi bir emsal lisans sözleşmesi sunulmadığı, bilirkişilerce davacının sektöründe yıllık 5.000 TL lisans bedelinin talep edilebileceği yönündeki belirlemede bir isabetsizlik olmadığı, bu itibarla belirlenen maddi ve manevi tazminat miktarlarının dosya kapsamı ile ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarına gelince, dosya kapsamına göre davalı taraf yargılama sırasında vekille temsil edilmediği halde davalı … yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
Davacı vekilince mahkemece hükmedilen vekalet ücretlerine itiraz edilmiş olup, bu talep de fer’i nitelikte bir talep olduğundan ve Dairemizce işin esasına yönelik farklı bir karar verilmediğinden mahkeme karar tarihindeki vekalet ücreti miktarları esas alınmıştır.
Bu durumda Dairemizce HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmelidir. Diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilen yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmemiş, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin ise yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/10/2019 gün ve…. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KISMEN KABULÜNE,
4-Davalıların, davacıya ait….sayılı markaya tecavüzlerinin önlenmesine ve men’ine,
5-“…” ibaresinin kullanıldığı reklam vasıtası araç üzerindeki isimlerin silinmesine, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına,
6-3,750,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar Özetinin masrafı davalılara ait olmak üzere ulusal çapta yayın yapan bir gazetede bir defa ilanına,
8-Fazlaya dair istemlerin reddine,
9-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 392,78.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 356,88.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
10-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen kabul edilen maddi talepler yönünden 3.750,00.TL, kabul edilen manevi talep yönünden 2.000,00.TL olmak üzere toplam 5.750,00.TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 160,10.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 106,00.TL tebligat masrafından oluşan toplam 2.066,10.TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2’si olan 1.033,05.TL’ye, 35,90.TL peşin harç, 35,90.TL başvuru harç tutarı eklenerek toplam 1.104,85.TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
13-Davalı … tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
14-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
15-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
16-Davalı …’den alınması gereken 392,78.TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 98,20.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 294,58.TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
17-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2021
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…