Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/948 E. 2022/358 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/03/2020 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin ….ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun ilanına davalı gerçek kişi tarafından….. sayılı “…+şekil” ibareli markaya dayalı olarak itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın reddine karar verildiğini, davalı yanca bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından kısmen kabul edildiğini ve başvuru kapsamından 35,38,41. sınıftaki bir kısım hizmetlerin çıkarıldığını, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili Şirketin, … ibareli markanın 35, 38 ve 41. sınıflardaki gerçek hak sahibi bulunduğunu, bu ibareyi ilk kez 10.11.2016 tarihinde tescil ettirdiğini, bu tescilin, redde mesnet davalı markasından önceki tarihli olduğunu, davalı markasının müvekkiline ait başvuruya benzer olarak görülmesinin, müvekkilinin önceki markasından doğan tescil hakkına tecavüz oluşturacağını, markalar arasında ortalama tüketici nezdinde iltibas oluşturacak düzeyde benzerliğin bulunmadığını, markaların görsel, işitsel ve şekil itibariyle birbirinden farklı olduğunu ileri sürerek, YİDK’in ,,,, sayılı kararının iptaline, dava konusu başvurunun, kapsamındaki tüm sınıflar bakımından tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacı tarafından başvurusu yapılan marka ile müvekkili markası arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, bu nedenle iptali istenen kararın yerinde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davalıya ait kısmi redde gerekçe marka arasında ortalama tüketici nezdinde işletmeler arasında bağlantı kurulması olasılığı ve ilişkilendirme de dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu, dolayısıyla 6769 Sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında dava konusu başvurunun tesciline engel teşkil eden bir durumun oluştuğu, davacının önceki tarihli 2016/90308 sayılı markasının dava konusu markanın tescili bakımından müktesep hak teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin … ibareli markanın 35, 38 ve 41. sınıflarda tescil ve gerçek hak sahibi olduğunu, zira müvekkilinin ilk olarak … ibareli markayı 35, 38 ve 41. sınıflarda 10.11.2016 tarihinde 2016/90308 başvuru numaralı marka ile tescil ettirdiğini, dolayısıyla müvekkilinin anılan marka üzerinde müktesep hak sahibi olup aksi yöndeki mahkeme kararının yerinde olmadığını, müvekkili markası ile davalının markası arasında karıştırılma ihtimali bulunuyor ise davalı adına yapılan tescilin haksız ve hukuksuz bulunduğunu, kaldı ki iki marka arasında iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, anılan markaların gerek görsel, gerek işitsel gerekse de şekil itibariyle birbirinden farklı olduklarını, davalının markasının esaslı unsuru … ibaresi olup müvekkili markasında böyle bir ibarenin yer almadığını, davalı tarafın markası ile müvekkili markasının ortalama tüketici nezdinde iltibasa yol açacak derecede benzerlik taşımadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, redde mesnet 2017/15705 sayılı markanın yargılama sırasında devredildiği, redde mesnet markanın işbu davanın konusu olmaması nedeniyle HMK’nın 125. maddesinin somut olaya uygulanamayacağı, bununla birlikte redde mesnet markanın devredildiği kişinin de davada mecburi dava arkadaşı olarak yer almasının gerektiği ve somut olayda, redde mesnet markayı devralan Şirketin de yargılamaya katıldığı, dolayısıyla usul ekonomisi ilkesi de gözetildiğinde, davada taraf teşkilinin sağlandığının kabulünün gerektiği, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “… …” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet markada asli unsur olarak yer verilen “…” ibaresinin, dava konusu başvuruda da aynen kullanıldığı, başvuru tarihi itibariyle uzun süreli kullanım şartını sağlamayan 2016/90308 sayılı markanın, dava konusu başvuru yönünden davacıya müktesep hak sağlamayacağı, yine gerçek hak sahipliği iddiasının da, marka başvurusunun reddine ilişkin Kurum kararının iptali istemli işbu davada tartışılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı Şirketten alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı Şirket üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2022

….