Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/943 E. 2022/308 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/943 – 2022/308
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/943
KARAR NO : 2022/308
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2020
NUMARASI : 2018/484 E. – 2020/116 K.

DAVACI :

DAVALI :

DAVALI : 2-TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/02/2020 tarih ve 2018/484 E. – 2020/116 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar Türk Patent ve Marka Kurumu ile … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili Şirketin 2012/56332, 2014/59228, 2016/95202, 2014/59212, 2016/42194, 2014/59202, 2016/42192, 2014/59184, 2016/31247, 2016/31242, 2011/71195, 99/003419 sayılı “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “… …”, “… …”, “… …”, “…”, “…”, “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin ise “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu markanın hakim unsurunun “…” ibaresi olduğunu, … ibaresinin müvekkili tarafından 1993 yılından bu yana kesintisiz bir şekilde kullanıldığını, müvekkili markaları ile davaya konu marka arasında işletmesel köken anlamında bağlantı kurulacağını, ” … …” ibareli markanın, görsel, fonetik, anlamsal, okunuş ve işitsel olarak da müvekkili firmanın seri markalarından birisi olarak algılanacağını, müvekkili Şirket tarafından dava konusu emtiada “…” veya “…” ibarelerinin 25 seneyi aşkın süredir kesintisiz ve etkin şekilde kullanıldığını, markalarını tüketici nezdinde meşhur ve maruf hale getirdiğini, müvekkil adına bu ibareyi ihtiva eden birçok seri markanın bulunduğunu, taraf markalarının ortalama seviyedeki tüketici tarafından karıştırılacağını, “…” ibarelerinin tek ve gerçek hak sahibinin müvekkili firma olduğunu, davalının marka başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-8862 sayılı kararın iptaline, … numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markalarının benzer olduğu, başvuru kapsamındaki 30. sınıf malların da davacının itirazına mesnet markaların kapsamındaki mallarla benzer bulundukları, buna göre markalar arasında karıştırılma ihtimali olduğu, davacının tanınmışlık iddialarını ispat edemediği, davalı marka başvurusunun kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2018-M-8862 sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı TÜRKPATENT vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin, gıda sektöründe ürünlerin şeklini tanımlamak için yaygın şekilde kullanılan bir ibare olduğunu, dolayısıyla ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu, başvuruda yer alan farklı unsurların yeterli ayırt ediciliği sağladığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dosyada mevcut bilirkişi raporunda, markaların benzerliği ve özellikle “…” ibaresinin tescilli olunan mallar için doğrudan bir anlam ifade etmediği yönündeki değerlendirmelerinin hatalı ve eksik incelemeye dayalı olup hükme esas alınamayacağını, “…” kelimesinin Türkçe’de “…” anlamına geldiğini, davacının ürün gamına ilişkin “…” ibarelerinin kullanıldığı görsellerden görüleceği üzere “…” ibaresini çubukta dondurma sattığını vurgulamak üzere yardımcı unsur olarak kullandığını, bu nedenle “…” kelimesinin davacı markaları için esas unsur olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, “…” ibaresinin dondurma sektörü için vasıf belirttiğini ve SMK’nın 5/1-c maddesi gereği tek başına tescilinin mümkün olmadığını, markalar arasında iltibas ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, müvekkili adına tescilli “…” ibareli markaların bulunduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markaları seri marka haline getirdiğini, dava konusu markanın da bunlardan biri olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …+…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…/…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira dava konusu başvuruda “…” ibaresinin asli unsur olarak kullanıldığı ve başvuruda farklı olarak yer verilen diğer ibarelerin başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, her ne kadar “…” ibaresinin 30. sınıfta yer alan ürünler yönünden ayırt ediciliğinin zayıf olduğu savunulmuş işe de dosyada mevcut bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere anılan ibarenin, 30. sınıf mallar yönünden ayırt edici bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/15191-23257 E.K., 2016/2525 E., 2017/4913 K. ve 2018/4915 E., 2019/6376 K. sayılı ilamlarının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davalılar Türk Patent ve Marka Kurumu ile … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar Türk Patent ve Marka Kurumu ile … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar Türk Patent ve Marka Kurumu ile … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nden ayrı ayrı alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.