Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/933 E. 2022/269 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/933
KARAR NO : 2022/269
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI : 2018/345 E. – 2019/291 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :

DAVALI :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2019 tarih ve 2018/345 E. – 2019/291 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili Şirketin 2015/21115, 2017/10850, 2014/59228, 2016/95202, 2014/59212, 2016/91955, 2014/59202, 2016/91933, 2014/59201, 2016/83202, 2014/59193, 2016/62034, 2014/59191, 2016/62032, 2014/59184, 2016/57178, 2014/59149, 2016/42194, 2014/59147, 2016/42192, 2014/12371, 2016/31247, 2014/107648, 2016/31242, 2013/87742, 2016/108120, 2013/53520, 2016/108115,, 2004/19692, 2004/19572 sayılı “…bomba”, “…efsane”, , “…stick”, , “…maraş stix”, , “…stix”, , “…maraş” , “…stix”, , “…maraş dondurması”, “…mini magic”, ….+şekil “, “…mini magic zero”, “…. gofretto”, “…zero”, “…. “, “…. stix klasik”, “ev …ı “, “…magic zero”, “…stix efsane “, “…magic”, “…stix pop”, “….”, “…stix pop”, “…wow”, “…stix efsane “, “…. “, “…pizzazz”, “…net”, “…pi-zzaz “, “….+şekil”, “…rico+şekil” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin ise bu markalarla karıştırma ihtimali yaratacak derecede benzer nitelikteki “just panda” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2017/23036 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından kısmen yerinde görüldüğünü ve başvuru kapsamından 35/01-04. sınıfta yer alan bir kısım hizmetlerle 25. ve 28. sınıfta yer alan malların satışına özgülenmiş 35/05. sınıf mağazacılık hizmetlerinin çıkarıldığını, diğer mallar yönünden ise müvekkili itirazının reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin 1984 yılında dondurma sektörüne giriş yaptığını, müvekkilinin “…..” markasının T/00085 kod numarası ile tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, dava konusu başvuru ile müvekkilinin markaları arasında iltibas bulunduğunu, markaların asli unsurlarının ortak olduğunu, “…..” markasının müvekkili firmanın markasıyla aynı sınıfta yer almasının ve müvekkilinin markasının tüketiciler nezdinde yaratmaya çalıştığı/yarattığı algıya benzer bir algının yaratılmaya çalışılmasının tüketicilerin bu markayı taşıyan malların aynı işletmeden geldiğini ya da üreticileri arasında ekonomik, organik bağlantı bulunduğunu düşünmelerine yol açacağını, böyle bir durumda karıştırılma ihtimalinin kaçınılmaz olduğunu, …ve ……sözcükleri kıyaslandığında hakim unsuru “…” kelimesinin oluşturduğunu, bunun da davalı başvurusunun müvekkilinin seri markalarından bir olduğu imajını yaratacağını, müvekkili markalarının toplum nezdinde tanınmışlığının mevcut olması halinde iltibas teşkil eden markanın farklı sınıflarda tescilli olsa dahi tüm sınıflar açısından hükümsüz kılınması gerektiğini, davalının başvurusunda yer alan “…” ibaresinin İngilizce olup Türkçe karşılığının “yalnızca” anlamına geldiğini ve başvuruya konu olan sınıflarda çok sayıda kullanılan genel bir ibare olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-5041 sayılı kararının iptaline, 2017/23036 numaralı dava konusu markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TÜRKPATENT vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu markanın kapsamından tescil kapsamında bulunan ve davacı markasının hizmetlerine benzer 35. sınıftaki bir takım hizmetlerin çıkarıldığını, dava konusu marka kapsamında kalan mal/hizmetlerin davacı markaları ile aynı/aynı tür mal/hizmetleri kapsamadıklarını, ilintili ya da ilişkili olmadıklarını, somut olayda 6769 sayılı Kanun’un 6/1 maddesi şartlarının bulunmadığını, 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesi kapsamında belirtilen markanın tanınmışlığından haksız bir yarar sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi şartlarının da oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, somut uyuşmazlık açısından SMK’nın 6/4 maddesinin uygulanma imkânı bulunmadığı, davacının dayanak markalarının tanınmışlığını tevsike elverişli delil ibraz etmediği, dava konusu markanın tescili kapsamındaki mal/hizmetler bakımından davacı markalarının tanınmışlığı kabul edilse dahi SMK’nın 6/5 maddesi anlamında bir tescil engelinin bulunmadığı, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu yönündeki iddiaların ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, mahkemece eksik inceleme ile tanzim edilmiş olan, çelişkili, denetime ve hüküm kurmaya elverişsiz bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlar dikkate alınmadan karar verildiğini, dava konusu markaların telaffuz, yazılış itibariyle birebir aynı olduklarını, dava konusu marka başvurusunun müvekkil firmanın tanınmışlığına zarar vereceğini, davalı yan tarafından tescil müracaatına konu edilen “….” markasının müvekkili firma markalarıyla aynı/benzer sınıfta yer almasının ve müvekkili markalarının tüketiciler nezdinde yaratmaya çalıştığı/yarattığı algıya benzer bir algının yaratılmaya çalışılmasının, tüketicilerin işbu markayı taşıyan malların aynı işletmeden geldiğini ya da üreticileri arasında ekonomik, organik bağlantı bulunduğunu düşünmelerine yol açacağını, böyle bir durumda ise karıştırılma ihtimalinin kaçınılmaz olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, her ne kadar taraf marka işaretleri arasında benzerlik mevcut ise de dava konusu başvurunun kapsamında kalan 25. sınıf mallar ve 35. sınıf hizmetlerle, davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında benzerlik olmadığından, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, dosya kapsamı ile davacı markalarının tanınmış olduklarının ispat edilemediği, ancak davacı tarafça söz konusu markaların dondurma malları bakımından tanınmış olduğu ileri sürüldüğünden, söz konusu markaların dondurma ürünleri yönünden tanınmış oldukları kabul edilse dahi başvuru kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin, dondurma ürünü ile hiçbir yakınlığının olmadığı gözetildiğinde, SMK’nın 6/5 maddesi koşullarının somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip