Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/925 E. 2022/333 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/02/2019 tarih ve 2017/265 E. – 2019/67 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı … davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 1984 yılından bu yana “…” markası ile sektörde yer aldığını, 14.12.2000 tarih ve 2000/26120 sayılı “…” ibaresinin de müvekkili adına 30. sınıfta tescilli olduğunu, bu markayı 17 yıldır kesintisiz kullanıldığını, davalının 2016/24694 numaralı “…” ibareli başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 8. maddesi uyarınca, müvekkilinin 2000/26120 sayılı ve “…” ibareli markasıyla iltibas oluşturduğunu, markaların emtialarının da aynı olduğunu, davalının marka başvurusunun kötü niyetli bulunduğunu, buna rağmen müvekkilinin başvuruya itirazlarının, YİDK’nın 2017-M-3731 sayılı kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket temsilcisi savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının “şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli markası arasında, dava konusu markanın başvuru kapsamında yer alan 30. sınıftaki “Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandvich, katmer, börek, yaşpasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. ……. Her türlü un, irmikler, nişastalar. ……. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” emtiaları yönünden biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, belirtilen emtialar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu, diğer kısımlar yönünden ise iltibas koşulunun oluşmadığı, HMK 282. maddesi uyarınca markalar arasında iltibas oluşmadığı yönündeki bilirkişi raporuna itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2017-M-3731 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen 2016/24694 başvuru sayılı markanın kapsamında yer alan 30. sınıftaki “Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandvich, katmer, börek, yaşpasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. ……. Her türlü un, irmikler, nişastalar. ……. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” emtiaları yönünden iptaline, bu mallar yönünden markanın kısmen hükümsüzlüğüne, diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı firmanın dava konusu 2016/24694 kod numaralı “…” ibareli başvurusunun, müvekkilinin markasıyla görsel ve işitsel bakımdan ilişkilendirilmeye ve karıştırmaya yol açacak derecede benzer bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davalı Şirketin “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun yayınlanmasından sonra davacının 2000/26120 sayılı “…” ibareli markasını gerekçe göstererek başvuruya itiraz ettiği, itirazların önce Markalar Dairesi ve nihai olarak da YİDK tarafından reddedildiği, bu bağlamda dosya kapsamındaki uyuşmazlığın davalının başvurusuna konu markası ile davacının itirazına mesnet markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında iltibas bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Bu durumda önemli olan, halkın işaretler arasında herhangi bir şekilde herhangi bir nedenle bağlantı kurma ihtimali olup, buradaki “…” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelimedir ve şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ile bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir (Yargıtay HGK, 15/11/2013 Tarih, 2013/11-202, 2013/1587).
Buna göre davacı markasının asıl unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu açıktır. Davalı başvurusunun asıl unsuru ise “…” ibaresi tarafından temsil olunmaktadır. “…” ibaresi “bir kimseye ya da bir şeye karşı duyulan aşırı sevgi ve bağlılık duygusu” anlamına gelirken, “…” ibaresi ise İngilizce “…” anlamına, ikincil olarak da “dış budak ağacı” anlamına gelmekte olup, bu anlamlarının gıda emtiasının ortalama tüketicileri tarafından bilinmesine imkan yoktur. Esasen tarafların marka olarak kullanmak istedikleri asıl unsurlar arasında, ibarelerin başındaki “A” harfinden başka, ortak bir harf dahi yer almamaktadır. Taraf markaları arasındaki görsel mizanpajdaki farklılıklar da son derece ciddidir. Tarafların markalarını kullanacakları gıda ürünlerinin ortalama Türk tüketicilerince dava konusu başvuru “…” olarak telaffuz edilecekken, İngilizce bilen tüketicilerce ise “…” şeklinde telaffuz edilecektir. Bu açık farklılıklar, duysal ve görsel açıdan olan düşük düzeydeki benzerliği dengelemekte ve iltibas riskini ortadan kaldırmaktadır. Mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında gıda mühendisinin de bulunduğu bilirkişi heyeti tarafından da aynı yönde görüş bildirilmiştir.
Dolayısıyla Dairemizce dava konusu “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markası arasında, SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla, her ne kadar marka kapsamlarında yer alan bir kısım mallar arasında benzerlik bulunmakta ise de marka işaretleri arasında yukarıda açıklanan nedenlerle benzerlik olmadığından, somut olayda SMK’nın 6/1. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir.
Ayrıca mahkeme verilen karar, sadece davalı … vekili tarafından istinaf edilip, davalı şirket tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, Dairemizce ilk derece mahkemesince hükümsüzlük istemi konusunda verilen karar aynen muhafaza edilmiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair karar verilmesi doğru görülmemiş, Dairemizce HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/02/2019 gün ve 2017/265 E. – 2019/67 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
3-Davalı … YİDK kararının iptaline dair davanın REDDİNE,
4-Davalı şirketin 2016/24694 başvuru sayılı markasının kapsamında yer alan 30. sınıftaki “Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandvich, katmer, börek, yaşpasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. ……. Her türlü un, irmikler, nişastalar. ……. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” malları yönünden markanın KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, bu kısımlar yönünden sicilden terkin edilmesine, diğer kısımlar yönünden hükümsüzlük davasının REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30.TL karar ve ilam harcının davalı şirketten alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre tayin ve tespit olunan 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin, davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre tayin ve tespit olunan 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece aşamasında yapılan 1.000,00.TL bilirkişi ücreti, 185,50.TL posta ve tebligat gideri, istinaf aşamasında yapılan 87,00.TL tebligat ve posta giderinden oluşan toplam 1.272,50.TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre takdiren 1/2’si olan 636,25.TL ile 31,40.TL başvuru harcı, 31,40.TL peşin harç tutarı toplamı olan 699,05.TL’nin davalı … ….. alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 23,65.TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile anılan davalı kuruma verilmesine,
10-Davalı şirket tarafından yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
12-Davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
13-Davalı … Kurumundan peşin olarak alınan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde davalı kuruma iadesine,
14-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2022