Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/921 E. 2022/293 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2020
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/03/2020 tarih ve 2018/467 E. – 2020/65 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 2017/88084 sayılı “…” ibareli marka başvurusunun ilanına, davalı tarafından… sayılı ve “…” ibareli markalarına dayanarak yapılan itiraz sonucunda, YİDK’nun 2018-M-7882 sayılı kararı ile nihai olarak marka başvurusunun reddedildiğini, oysa tarafların markalarının benzer olmadığını, mobilya sektöründe “…” ibaresinin yaygın şekilde kullanıldığını, taraf markalarının kökleri bakımından da faklı olduğunu, “…” ibaresinin renk anlamında, “…” ibaresinin ise uzunluk anlamında kullanıldığını, markaların anlamlarının da tamamen farklı olduğunu, davalının “…” ibaresini ciddi bir şekilde kullanmadığını ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkilinin markasının sektöründe tanınmış marka olduğunu, taraf markalarının mal ve hizmetlerinin de birebir aynı bulunduğunu, davacının “…” ibareli marka başvurusunu yapması ile müvekkilinin ticari itibarından faydalanmayı amaçladığını, başvurunun kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davalının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak, ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK 6/1 maddesindeki iltibasın oluştuğu, diğer yönden başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın SMK 6/3 maddesi anlamında gerçek hak sahipliği ve 6/6 maddesi kapsamında ticaret unvanına bağlı hak iddiasının, kendi başvurusunda değil başkalarının marka başvurusunda engel teşkil edebilecek sebep olup, taraf markaları arasındaki var olan iltibası da ortadan kaldıracak nitelikte bir sebep oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında ibareler yönünden tek farkın “…” ve “…” harflerinden oluştuğu görüşünün hatalı olduğunu, şekil markalarının benzerliğinin, ancak şekillerin bütünsel benzerliği ile mümkün bulunduğunu, bu açıdan taraf markalarında kullanılan logoların farklı olduğunu, davalının redde mesnet gösterilen markayı hiçbir surette kullanmadığını, tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin istinaf isteminin 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca süresinde olduğu, davacının “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davalının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak, ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunduğu, davalı Şirketin itiraza dayanak markalarının tescil kapsamında yer alan 20. sınıf malların, davacının başvurusunun kapsamında da aynen mevcut olduğu, davacının başvurusu kapsamındaki 20. sınıfa özgülenmiş 35/5. sınıf mağazacılık hizmetlerinin de davalının 20. sınıfta tescilli bulunan emtiaları ile iltibas oluşturduğu, zira ticari bir malı üreten işletmenin, ürettiği malı satmasının, işin doğası gereği ve ticari faaliyetin zorunlu bir sonucu olduğu, davacının başvurusunda yer alan 35/1-4. sınıf hizmetlerin de, davalının itiraza dayanak markalarının kapsamında aynen bulunduğu, dolayısıyla taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK 6/1 maddesindeki iltibasın oluştuğu, her ne kadar davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, davalının redde mesnet gösterilen markalarını hiçbir surette kullanmadığı ileri sürülmüşse de, davacı tarafça başvuru aşamasında sunulan itiraza karşı görüş bildirmesine dair 19.02 2018 tarihli dilekçesinde, davalının itiraza dayanak markalarına karşı, SMK’nın 19/2. maddesi uyarınca kullanım ispatı talebinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022