Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/920 E. 2022/294 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2018
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararı İptali, Tescil

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/09/2018 tarih ve 2017/294 E. – 2018/326 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2016/06730 sayılı “…” ibareli marka başvurusunun, davalının 2015/61946, 2011/77762, 2009/65156, 2007/53375, 2006/58182 sayılı ve “…”, “… kaliteli ürün, kusursuz hizmet”, “… …”, “…”, “… şekil” ibareli markalarına dayanılarak yaptığı itirazı sonucunda, YİDK’nın 2017-M-4190 sayılı kararı ile nihai olarak kısmen reddedildiğini, müvekkilinin “…” görselini 1989 yılında küçük bir aile şirketi olarak kullanmaya başladığını, o tarihten bu yana da kesintisiz kullandıklarını, gerçek hak sahibi olduklarını, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2018/130 Esas sayılı dosyasında davalı firmanın mesnet markaları hakkında hükümsüzlük davası açıldığını ve bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve dava konusu başvurunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkilinin markalarının 2006 senesinden bu yana tescilli olduğunu, davacıya ait başvurunun müvekkili firmanın markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacının “şekil+…” ibareli marka başvurusuyla davalının “…” ibareli markaları arasında, başvuru kapsamından çıkartılan 06. sınıftaki (değerli olmayan maden cevherleri…şeklinde devam eden mallar), 19. sınıftaki (bu sınıfa dahil biçimlendirilmiş halde malzemeler: kum, çakıl….şeklinde devam eden mallar), 37. sınıftaki (inşaat hizmetleri, …şeklinde devam eden hizmetler) emtiaları yönünden, görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, bu açılardan taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı adına davaya konu görselin tescil işlemleri yapılırken, idari işlemin kurucu unsurlarından hak sahipliği unsurunun eksik olduğunu, tescili istenen davalı markasına ait görselin, davacı tarafından öncelikli olarak kullanma hakkına sahip bir görsel olduğunu ve markayı tescil ettirmiş olan davalıya nazaran üstün hak sahibi bulunması sebebi ile davalı firma adına yapılan tescilin hükümsüz olmasının gerektiğini, davacı müvekkilinin davalı markasının tescilinin iptalini isteme hakkının bulunduğunu, mahkemece bekletici mesele uygulamasının niçin yapılmadığının anlaşılamadığını, müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin kullanma hakkına tecavüz eden davalının talebinin hukuka aykırı bulunduğunu, mahkeme kararının eksik inceleme sonucunda oluşturulduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, YİDK kararı iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının marka tescil başvurusunun kapsamında bulunan 6, 19 ve 37. sınıf mal ve hizmetlerin, davalının redde mesnet markalarının kapsamında da aynen yer aldığı, tarafların marka olarak kullanmak istedikleri “…” ve “…” ibareleri arasında da benzerlik bulunduğu, dolayısıyla taraf markaları arasında, reddedilen mal ve hizmetler yönünden, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu, YİDK’nca karar tarihinde mevcut hukuki durumun nazara alınarak karar verileceği, somut uyuşmazlıktaki gibi YİDK kararının verilmesinden sonra açılan hükümsüzlük davalarının, YİDK kararının iptali için açılan davalarda da önemi haiz bulunmadığından, mahkemece davalının redde mesnet markalarının hükümsüzlüğü amacıyla davacının açtığı davaların bekletici mesele yapılmasının da gerekmediği, ayrıca 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesinde yer alan ve tescilde öncelik ilkesinin istisnasını oluşturan hakkın, marka sahibine kendi markasını tescil ettirme hakkını değil, ancak gerçek hak sahibi olduğu markanın başkaları adına tescilini önleme hakkını verdiği, somut olayda da davalı markası hükümsüz kılınmadıkça, davacının markasının “…” iddiasıyla çekişmeli mallar üzerinde tescilinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022