Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/904 E. 2022/299 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2017
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/03/2017 tarih ve 2014/1409 E. – 2017/160 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının müvekkilinden satın aldığı uçak biletlerinin parasını ödemediğini, bu nedenle düzenlenen faturalara istinaden 6.582,88 TL üzerinden girişilen icra takibinin, davalının haksız itirazı sonucunda durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptalini, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkilinden iddia ettiği gibi bir alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 10.03.2017 tarihli karar ile tarafların defter ve kayıtlarını sunmadıkları, davacının da takip dayanağı faturalar dışında belge eklemediği, davacı tarafından faturaya konu uçak biletlerinin veya fatura konusu hizmetlerin davalıya verildiğine dair dosyada delil olmadığı, salt fatura düzenlemenin alacağın varlığını ispata yeterli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, işbu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bu kez 15.11.2017 tarihli ek kararla, gerekçeli kararının davacı vekiline 21/07/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen yasal süresinden sonra, 02/10/2017 tarihinde istinaf talebinde bulunduğu anlaşıldığından, yasal süre içinde istinaf talebinde bulunmayan davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili 10.03.2017 tarihli karara karşı sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilince yerinde inceleme yapılmasının, hem dava dilekçesinin deliller kısmında, hem de delil listesi ile talep edilmiş, mahkemece de bu taleplerinin 11/12/2015 tarih ve 3 nolu ara kararı ile kabul edilerek, yerinde bilirkişiye inceleme yapma yetkisi verilmiş olmasına rağmen, bilirkişiler tarafından yerinde defter ve delil incelemesi yapılmadan, hatalı rapor düzenlendiğini, ayrıca müvekkilince bildirilen uçak biletleri ve bu biletlerin ilgili havayolu şirket kayıtlarının da mahkemece nazara alınmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiş, 15.11.2017 tarihli ek karara karşı sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece verilen ilk kararın 04.08.2017 tarihli dilekçe ile istinaf edildiğini, ancak istinaf dilekçesinin sehven Ankara 29. İş Mahkemesi 2016/1393 Esas 2017/290 Karar sayılı dosyasına gönderildiğini ileri sürerek, süresinde yapılan başvurularının kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece 15.11.2017 tarihli ek kararla, gerekçeli kararın davacı vekiline 21.07.2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen yasal süresinden sonra, 02.10.2017 tarihinde istinaf talebinde bulunduğu anlaşıldığından, yasal süre içinde istinaf talebinde bulunmayan davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilince sunulan 27.11.2017 tarihli istinaf dilekçesinde, mahkemece verilen ilk kararın 04.08.2017 tarihli dilekçe ile istinaf edildiği, ancak istinaf dilekçesinin sehven Ankara 29. İş Mahkemesinin 2016/1393 Esas- 2017/290 Karar sayılı dosyasına gönderildiği ileri sürülerek, süresinde yapılan istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
Her ne kadar Ankara 29. İş Mahkemesinin 12.06.2020 tarihli yazısı ile davacı vekilinin 04.08.2017 tarihli istinaf dilekçesinin mahkemelerine sunulmadığı belirtilmiş ise de, Dairemizce UYAP sistemi üzerinden istenen Ankara 29. İş Mahkemesinin 2016/1393 Esas- 2017/290 Karar sayılı dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı vekilinin Ankara 29. İş Mahkemesinin 2016/1393 Esas- 2017/290 Karar sayılı dosyasında başka bir şirketin de vekili olduğu, bu nedenle işbu dava dosyasına sunulması gereken 04.08.2017 tarihli istinaf dilekçesinin, aynı tarihte sehven UYAP üzerinden Ankara 29. İş Mahkemesinin 2016/1393 Esas- 2017/290 Karar sayılı dosyasına sunulduğu, hatta anılan mahkemece de 07.11.2017 tarihinde yanlış dosyaya ait istinaf dilekçesinin sunulduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, bu kararın istinaf isteminin de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin tarih ve 2018/2195 E.- 2020/623 K. sayılı kararı ile reddedildiği anlaşılmıştır. Böylece davacı vekilince işbu dosyaya sunulması gereken istinaf dilekçesinin, sehven Ankara 29. İş Mahkemesinin 2016/1393 Esas- 2017/290 Karar sayılı dosyasına sunulduğuna dair davacı iddialarının doğru olduğu açıklığa kavuşmuştur.
HMK’nın 343. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir. İstinaf dilekçesi hangi mahkemeye verilmişse, o mahkemece bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydolunur ve başvurana ücretsiz bir alındı belgesi verilir. Kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmiş olan istinaf dilekçesi, bu mahkemece yukarıdaki fıkraya göre işlem yapıldıktan sonra kararı veren mahkemeye örnekleriyle birlikte gönderilir. Bu durum derhâl mahkemesine bildirilir.
Anılan maddede istinaf dilekçesinin sunulduğu mahkemenin, kararı veren mahkeme ile aynı derecede bir mahkeme olması gerektiği belirtilmemiştir. Somut uyuşmazlıkta da her ne kadar sehven başka bir mahkemeye verilmiş olsa da, davacı vekilince sunulan 04.08.2017 tarihli istinaf dilekçesinde, doğru mahkeme esas ve karar numaraları ile taraf bilgileri belirtilmiştir. O halde Ankara 29. İş Mahkemesince yapılması gereken iş, davacı vekilinin sunduğu istinaf dilekçesinin, dilekçede bildirilen doğru mahkemeye gönderilmesinden ibarettir. Bunun yapılması halinde, davacı tarafça işbu davada süresinde istinaf itirazında bulunulmuş sayılacağı tabiidir. Bu durum karşısında Ankara 29. İş Mahkemesince yapılmayan bu işlemden davacının sorumlu tutulması ve istinaf isteminin süresinde yapılmadığından bahisle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
HMK’nın 346/2. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.
Dolayısıyla Dairemizce ilk derece mahkemesinin davacının istinaf isteminin reddine dair 15.11.2017 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemenin yapılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin 10.03.2017 tarihli kararına karşı sunduğu 04.08.2017 tarihli istinaf dilekçesinde bildirilen itirazlarının incelenmesine gelince; taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafça davalıya uçak bileti satılıp satılmadığı, satılmışsa bedellerinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Bu türden bir uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için taraf defterlerinin incelenmesinin gerektiği açıktır. Nitekim davacı vekilince gerek dava dilekçesinde, gerekse de delil listesinde, müvekkilinin defter ve diğer kayıtlarının yerinde incelenmesi talep edilmiş, davalı vekilince de defterlerinin müvekkilinin merkezinde hazır edileceği veya mahkemeye sunulacağı bildirilmiş, daha sonra 25.12.2015 tarihli dilekçe ile defterlerinin Ankara Defterdarlığınca incelemeye alındığından, SMM …’de olduğu bildirilmiştir. Mahkemece bu konuda görüşüne başvurulan ve yerinde inceleme yapma yetkisi verilen bilirkişi heyet raporunda, verilen yetkiye istinaden davalı defterlerinin bulunduğu SMM …’nin sürekli arandığı, ancak rapor tarihi itibariyle dahi defterleri toparlamak için zamana ihtiyacı olduğunu söyleyip defterleri sunmadığından incelemenin yapılamadığı bildirilmiştir.
Davacı vekilince daha sonra 29.11.2016 tarihli dilekçenin ekinde, müvekkiline ait yevmiye defterinin bir kısım sayfalarının fotokopileri sunulmuştur.
Sonuçta mahkemece sadece dosyaya sunulan ve davacı tarafça düzenlenen faturalara dayanılarak davanın ispat edilemediği kabul edilmişse de, eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde somut uyuşmazlıkta mahkemece, tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi, gerekirse HMK’nın 216-222. maddeleri uyarınca işlem yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin 27.11.2017 tarihli istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15.11.2017 tarih ve 2014/1409 E. – 2017/160 K. sayılı ek kararının KALDIRILMASINA;

2-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin 04.08.2017 tarihli istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/03/2017 tarih ve 2014/1409 E. – 2017/160 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
4-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
6-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
8-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/03/2022 tarihinde, davacı vekilinin istinaf isteminin süre yönünden reddine ilişkin mahkemece verilen 15.11.2017 tarihli ek kararın kaldırılmasına dair (1) numaralı karar yönünden HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN, mahkemece verilen 10.03.2017 tarihli hükme yönelik istinaf isteminin kabulüne ilişkin (2) numaralı karar yönünden HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022
….