Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/902 E. 2022/257 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2020
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/01/2020 tarih ve 2019/215 E. – 2020/31 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 13.04.2018 günlü personel taşıma sözleşmesi gereğince, müvekkilinin 01.05.2018-30.04.2019 tarihleri arasında davalı çalışanlarının ulaşımının sağlanması işini üstlendiğini, yüklendiği edimlerini yerine getirdiği halde, davalı tarafından keşide edilen 13.02.2019 günlü noter ihtarnamesi ile sözleşmenin süresi dolmadan tek taraflı olarak haksız ve kötüniyetli şekilde feshedildiğini, müvekkilinin bu fesih nedeniyle Mart/Nisan 2019 aylarına ilişkin kar kaybının oluştuğunu ileri sürerek, 13.800 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının edimlerini tam olarak yerine getirmediğinden sözleşmenin ilgili maddelerine dayanarak haklı nedenle feshedildiğini, davacının edimlerini yerine getirmediğine ilişkin tutanakların bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, taraflar arasında 13.04.2018 günlü personel taşıma sözleşmesinin bulunduğu ve bu sözleşmenin tek taraflı olarak davalı tarafından feshedildiği, sözleşmenin 7. maddesi uyarınca taşıma işleminin 09:00/18:00 ve 09:00/21:00 saatlerinde, 19 ve 27 kişilik araçlar ile yerine getirileceği, tarafların sözleşmeye uygun davranmamaları halinde ise 9. madde gereği ihtarda bulunulmasından itibaren 15 gün içinde ihtar gereği yerine getirilmediğinde sözleşmenin feshedilebileceği, dava dilekçesine ekli tarafların imzalarını içeren 12.05.2018 günlü başlıksız belgeden, davacının sözleşmeye uygun davranması uyarısının yapıldığı, davalının 13.02.2019 günlü noter ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiği, dolayısıyla sözleşmenin nasıl feshedileceğini belirleyen 9. maddedeki biçim koşullarına uyulduğu, davacıya yapılan 12.05.2018 günlü ihtar sonrasında tutulan tutanaklardan, davacının taşıma edimini süresinde yerine getirmediği için taşınacak personelin başka ulaşım araçları kullanarak ulaşımlarını sağladıklarının anlaşıldığı, 02.12.2019 günlü duruşmada dinlenen davalı tanıklarının da davacının edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini bildirdiği, 20.01.2020 günlü duruşmada dinlenen davacı tanığının da 17+1 kişilik araçları ile taşıma işi yaptığını, davalı çalışanlarının yaşanan 1 veya 2 dakikalık gecikmelerde taksi aracılığıyla ulaşımı sağladığını, çalışanların 2019 yılı ocak ayı içerisinde taksi kullanımına yönelmeye başladıklarını bildirdiği, sonuçta davacının taşıma işinin ifasında gecikme yaşadığının anlaşıldığı, bu konuda ispat yükü kendisine düşen davacının, sözleşme edimlerini yerine getirdiği olgusunu kanıtlayacak hiçbir delil sunamadığı, bu durumda davalının sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının taraflar arasında akdedilen sözleşmeyi, sözleşme şartlarına aykırı ve kötü niyetli olarak feshettiğini, davalı şirket tarafından müvekkiline gönderilen ve 28.02.2019 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedildiği bildirilen fesih ihtarnamesinin 13.02.2019 tarihli bulunduğunu, bu ihtarnamede dayanılan sözleşmeye aykırılıkların 12.05.2018 tarihinde müvekkili şirkete bildirilen aksaklıklar olduğunu, dolayısıyla davalı şirketin, sözleşmenin fesih hükümlerine aykırı davranarak 12.05.2018 tarihli aksaklıkları, aradan 9 ay geçtikten sonra kullanmaya çalıştığını, diğer bir deyişle davalının, henüz sözleşmenin ifasının 12. gününde (12.05.2018 tarihinde) tespit ettiği aksaklıkları müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin ise söz konusu aksaklıkları derhal gidererek hizmet vermeye devam ettiğini, bu noktada hizmetin başlamasından sadece 12 gün sonra ihtarname düzenleyecek kadar “…..” olan davalının, aradan geçen yaklaşık 9 ay gibi uzun bir sürede fesih ihtarnamesinde, iddia ettiği aksaklıklara ilişkin tek bir ihtarnameyi bile düzenlememesinin, aynı aksaklıkların giderilmediği gerekçesiyle, imalatta iş kayıpları yaşandığı, personelinin can güvenliği olmadığı iddiasına rağmen, sözleşmenin 9. maddesi gereğince makul sayılabilecek bir sürede fesih hakkını kullanmamasının, sözleşmenin feshine dayanak yapılan 12.05.2018 tarihli ilk ve tek ihtarnameden yaklaşık 9 ay sonra, 04-05-06-07-19-22-26 Şubat 2019 tarihlerinde düzenlenen tutanaklara dayanarak fesih yoluna gitmesinin, aradan geçen 9 aylık dönemde müvekkilinin sözleşme şartlarına uygun davrandığının kesin ve net delilleri olduğunu, bu tutanakların ve iddia edilen aksaklıkların bildirildiği tarihsiz yazının, davalı şirket tarafından 13.02.2019 tarihli fesih ihtarnamesinden sonra, 25.02.2019 tarihinde postaya verilmiş, müvekkil şirkette yetkili dahi olmayan 3. şahsa 27.02.2019 tarihinde teslim edilmiş bulunduğunu, davalı şirket tarafından sunulan ve kendi çalışanlarının imzası bulunan, her zaman düzenlenmesi mümkün, fesih gerekçesi olarak gösterilen, fakat fesih iradesinin açıklanmasından sonraki tarihleri içeren, müvekkil şirket yetkilileri ile paylaşılmayan tutanakların, yargılamada delil olarak kabul edilmesinin ve karara dayanak yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirketin cevap dilekçesinin ekinde sunulan 2019 Şubat ayında aksaklıklar olduğu iddia edilen yazının, davalının 13.02.2019 tarihli fesih ihtarından sonra, müvekkili şirket tarafından gönderilen 21.02.2019 tarihli ihtarnameye cevap sonrasında düzenlendiğini, 04-05-06-07-19-22-26 Şubat 2019 tarihli tutanakların, davalı şirket personellerinin imzasını taşıdığından, geçmişe yönelik hazırlanması ve imza altına alınması mümkün tutanaklar olduğunu, bu tutanakların ekinde yalnızca 1 adet 22.02.2019 tarihli taksi fişinin bulunmasının, müvekkilinin iddialarının ispatı mahiyetinde bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasından kaynaklanan yoksun kalınan kar istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve dosyaya sunulan tutanaklar, tanık beyanları ve diğer bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının taraflar arasındaki sözleşme uyarınca araçlarını davalı personelinin geliş ve gidiş saatlerinde hazır etmediğinin ve C plakalı araç sağlama yükümlülüğüne uymadığının tespit edildiği, dolayısıyla davalının taraflar arasındaki taşıma sözleşmesini feshinin haklı olduğu ve davacının davalıdan talep edebileceği herhangi bir tazminatın bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/03/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2022