Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/888 E. 2022/244 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/12/2019 tarih ve 2018/315 E. – 2019/484 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik olduğunu, tescil edilmek istenen 30. Sınıf mallar ile 5,29,30,32 sınıf mallar özgü 35. Sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden emtia benzerliği şartının da gerçekleştiğini, dava konusu markanın müvekkili marklarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek 2018-M-6218 sayılı YİDK kararının iptalini, ve dava konusu markanın 5,29,30,32 sınıf mallar ile bu sınıf mallara özgü 35. sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, dava konusu başvurunun bir bütün olarak “…” ibaresinden oluştuğunu, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, dava konusu markayı 12 yıldır kullandığını ve markanın 13 yıldır tescili olduğunu, 12 yıldır piyasada olan markası ile davacı yan markaları arasında bir karışıklık yaşanmadığını, kendi markasının soğuk sandviç ürünlerinde kullanıldığını davacı yan markasının ise bisküvi markası olduğunu, bu ürünler arasında iltibas yaşanmasının mümkün bulunmadığını, markalar bütüncül olarak değerlendirildiğinde farklı algılanacağını, “…” ibaresinin ayırt ediciliği sağladığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ve “… …” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hususunun kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili adına tescilli “…” ibareli markların ayırt ediciliğinin yüksek olduğu, doğrudan tüketicinin ilgisi çektiği hususlarının yargı kararları ile sabit olmasına rağmen mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, dava konusu marka ile itirazlarına mesnet markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkili markalarının asli unsuru olan”…” ibaresini aynen içerdiğini, “…” ibaresinin ayırt edicilik sağlamadığını, dava konusu markanın müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ve ayırt ediciliğini zedeleyeceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı konusu “…” ibareli başvuru ile davacının “…” esas unsurlu markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak 6769 sayılı kanun 6/1 anlamında ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunmadığı, zira dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresi ile yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, Yargıtay 11. HD.’nin “…” ibaresini davacı markaları ile benzer bulmayan 26.10.2020 tarih ve 2020/616 E.- 2020/4442 K. sayılı, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer bulmayan 12.10.2020 tarih ve 2020/119 E.- 2020/3987 K. sayılı, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer bulmayan 10.04.2018 tarih ve 2016/7123 E.- 2018/2557 K. sayılı, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer bulmayan 04.11.2019 tarih ve 2019/141 E.- 2019/6786 K. sayılı ilamlarının da bu yönde olduğu, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının sonuca etkili bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2022