Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/883 E. 2022/222 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2020
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Marka Hakkına ve Haksız Rekabete Tecavüzün Tespiti,
Men’i, Ref’i ile Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/02/2020 tarih ve 2018/60 E. – 2020/56 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davacı vekili müvekkili … … … mukim, …, deterjan, antiseptik, şampuan, sabun gibi temizlik ürünleri üreten, sektöründe bilinen köklü ve saygın bir firma olduğunu, diğer müvekkili ile kardeş şirketler olduğunu, … dışında ayrıca ABD’de şubesi ve yurt dışındaki distribütörlükleri ile Türkiye dahil olmak üzere …, …, Avrupa ve … birçok ülkeye ihracat yaptığını, kurulduğu günden beri ticaret unvanı ve amiral markası olan “…” ve “…” markaları ile faaliyette bulunduğunu, bu markaları yurt dışında tescil ettirdiğini, uzun yıllar boyunca yapılan yüksek düzeydeki yatırımlar neticesinde Türkiye’de ve dünya genelinde tanınmış bir marka haline geldiğini, 2011 92894 sayılı “…” markası ile 2017 53210 sayılı “…” markasının 3. ve 5. Sınıflarda tescilli olduğunu, davalı firmanın işyerlerinde davacı adına tescilli olan bu markaların aynısını 5. sınıftaki “…” ürünleri üzerinde taklit kastıyla kullanarak bu ürünlerin satışını gerçekleştirdiğini, bu nedenle Adana Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulması üzerine Savcılığın 2018/5156 numaralı soruşturma dosyası ve Adana 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/1220 D.İş sayılı kararıyla davalı firmaya ait işyerinde 07.02.2018 tarihinde gerçekleştirilen arama-el koyma işleminde, davalı işyerinde …. sayılı “…” ve “…” markalarının birebir aynısının taklit edildiği 1 adet karton kutu bulunarak el konulduğunu, ayrıca davalının işyerinden elde edilen ürün şişesi ve karton paketlerinde de davacı firma adına 2011 92894 sayı ile tescilli markanın ibare ve logo olarak taklidinin kullanıldığını, davalı firmanın faturasında da “… … …..” ibarelerinin kullanıldığını, davalı firma tarafından üretilen … ürünlerinin şişelerinde de müvekkiline ait şişelerde yer alan, …-1 Sistemi kapsamında verilen “…” barkod numarasının aynısının kullanıldığını, davalı firmadan elde edilen şişelerde de davacı şirkete tahsis edilen ve bu şirketin ürünlerinin şişelerinde kullanılan, aynı ülke, firma, ürün ve kontrol kodlarını ihtiva eden aynı barkod numarasının kullanıldığını, bu nedenle davalının kötü niyetli olarak müvekkilinin markasının ününden yararlanma ve haksız kazanç elde etme kastıyla hareket ettiğini, davalının bu fiillerinin 6769 sayılı SMK uyarınca marka hakkına tecavüz ve TTK uyarınca haksız rekabet oluşturduğunu, davacıyı zarara uğrattığı gibi tüketicilerin yanılmasına neden olduğunu, davalı firmanın taklit markalı ürünlerini davacının da faaliyette olduğu … pazarına sattığını, davalının bu eylemleriyle davacı markasından haksız yarar sağladığını, davacının pazar payını azaltarak zarara uğrattığını, markasının itibarına zarar verdiğini ve ayırt edici niteliğini zedelediğini ileri sürerek davacının tescilli markasına yönelik tecavüzün önlenmesi, durdurulması ve giderilmesine, davalının haksız eylemlerine son verilmesine, “… …” ve “…” ibare ve görsellerini taşıyan ürün ve tanıtım araçlarına el konulmasına, marka ve görsellerin bu ürün ve tanıtım araçlarından çıkarılmasına, bunun imkânsız olması halinde imhasına, davalının eylemleri neticesinde ortaya çıkan haksız rekabetin men’ine, haksız rekabetin neticesi olan haksız durumun ortadan kaldırılmasına, davalının eylemleri neticesinde ortaya çıkan maddi zararın tazmini amacıyla (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) şimdilik 50.000 TL maddi, manevi zararın giderilmesi amacıyla 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/5156 numaralı soruşturma dosyası üzerinden davalıya ait adreste 07.02.2018 tarihinde yapılan arama-el koyma işlemi sonucu işyerinde ele geçirilen “… …” markasına havi 1 adet kutunun davacıya ait orijinal kutu olduğunu, bu kutunun davalı şirketin “… …” markalı ürünlerinin kutularıyla kıyaslama amacıyla bulunduğunu, zira davacının daha önceden Bakırköy 18. Noterliğinin 06.11.2014 tarih ve ….. yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiği, devamında Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/40 D.İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti talep ettiği, ayrıca Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/66657 numaralı soruşturma dosyası üzerinden suç duyurusunda bulunulduğunu, bu nedenle davalının olası üretimlerinde davacı markaları üzerinde hassasiyetle durma adına elde tutulan bir ürün olduğunu, davalının bahse konu orijinal “… …” markalı 1 adet kutuyu tüketici sıfatıyla elinde bulundurduğunu, bunun hukuka aykırı olmadığını, müvekkillerince sözkonusu davacı markasının üretimi ve satışının hiçbir şekilde yapılmadığını, davacının sözde delil olarak sunduğu ürünlerin kendilerine ait olduğu iddiasını kabul etmediklerini, davalının 2014 101556 sayılı “… …” markasının sahibi olduğunu, “…” ibaresi içeren tüm ürünlerin bu markaya yönelik olduğunu, davaya konu edilen “…” markası … firmasına ait iken “… …” markasının … … … … firmasına ait olduğu, bu nedenle bahse konu markaların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait 2011/92894 sayılı “Şekil + …” ibareli markanın 5. sınıfta “Dezenfektanlar” ürünü için 14/11/2011 tarihinden itibaren koruması sürdüğü ve tescilli olduğu, yine 2017/53210 sayılı “Şekil + … …” ibareli markanın 3. sınıfta ” Temizlik preparatları” 5. sınıfta “……” ürünü için 09/06/2017 tarihinden itibaren korumasının sürdüğü ve tescilli olduğu, dosyada örneği bulunan 07/02/2018 tarihli arama tutanağında davalı firma adresinde … … ibareli ürün ele geçtiğinin anlaşıldığı, davacıların delilleri arasında sunulan ve … … … Ltd. firması tarafından davacıya verildiği belirtilen kutu ve şişelerin orijinal olmadığı, davalının 09.02.2017 – 25.01.2018 tarihleri arasında toplam 6 adet fatura ile … … … Ltd. firmasına “… …” markalı “… ve cam temizleyici ürünler sattığının tespit edildiği, bu çerçevede, davalı tarafından … … … Ltd. firmasına satışı gerçekleştirilen “… …” markalı “… ve cam temizleyici ürünlerin” davacıdan temin edilen orijinal ürünler olmayıp taklit ürünler olduğu, davalı adına tescilli bulunan 2014 101556 sayılı markanın dava konusu kullanımlar için yasal bir hak sağlamayacağı, davalının bahse konu kullanımlarının davacılar adına… sayılarla tescilli olan markalara tecavüz teşkil ettiği, bu kullanımların aynı zamanda haksız rekabet oluşturan fiillerden olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalı taraf eyleminin davacıya ait marka hakkına tecavüz oluşturduğundan men’i, ref’i, durdurulması, ortadan kaldırılmasına, davalı taraf eyleminin davacının tescilli markasından dolayı haksız rekabet oluşturduğundan haksız rekabetin men’i, ortadan kaldırılmasına, davacı tarafça talep edilen maddi tazminat talebi ile ilgili olarak 9.984,48 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın ve makul bir pay talebinin reddine, davacı tarafça talep edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, marka ihlali oluşturan ürünlerin ve tanıtım araçlarının toplatılmasına, tanıtım aracından çıkartılmasına, mümkün olmaması halinde ise ihlal oluşlturduğu saptanan ürünlerin imhasına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemenin müvekkilinin tescilli markalarını dikkate almadığını, müvekkilinin marka tecavüzü yapmadığını, müvekkilinin iş yerinde bulunan kutunun orjinal olduğunu, yasaya aykırılık teşkil etmediğini, müvekkilinin itirazlarının karşılnmadığını, davacı markasının tanınmış olmadığını, tazminat miktarının yanlış hesaplandığını, manevi tazminatın yüksek bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hakkına ve haksız rekabete tecavüzün tespiti, men’i, ref’i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafa ait “…” ve “… …” ibareli markaların tescilli olduğu, davalı Şirketin adresinde davacılara ait marka olan “… …” ibareli ürün ele geçirildiği, ayrıca davalı Şirketin dava dışı … … … Ltd. firmasına “… …” markalı “… ve cam temizleyici ürünler sattığının tespit edildiği, davalı adına tescilli bulunan 2014 101556 sayılı markanın dava konusu kullanımlar için yasal bir hak sağlamayacağı, davalının bahse konu kullanımlarının davacılar adına 2011 92894 ve 2017 53210 sayılarla tescilli olan markalara tecavüz teşkil ettiği, bu kullanımların aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.365,13 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.310,73 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2022

….