Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/882 E. 2022/175 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/03/2019 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin aralarında…gibi şirketlerin de bulunduğu 50 adet grup şirketin arasında yer aldığını, 1980’li yıllardan beri faaliyette olduğunu, … markasının sahibi olduğunu, bu markanın tanınmış olduğunu, yoğun bir reklam kampanyasına konu olduğunu, dava konusu markanın yayınına itiraz edildiğini, itirazın reddedildiğini, bu karara itiraz edildiğini, dava konusu YİDK kararıyla itirazın reddedildiğini, markaların iltibas yaratacağını, dava konusu markada vurgunun … ibaresinde olduğunu ileri sürerek ….sayılı YİDK kararının iptalini ve 2016/98523 sayılı markasının sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, … tacın kalorifer peteği üzerine takılabilen hava yönlendirici ve nemlendiricisi olduğunu, faydalı model belgesi bulunduğunu, markaların farklı tüketicilerle ilgili olduğunu, ürünlerin farklı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “… …+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalı başvurusundaki “… ve şekil” ibaresinin markaya ayırt edicilik kazandırılarak davacı markalarından uzaklaştığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK’nın 8/1. maddesindeki iltibasın bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki tanınmışlık iddiası açısından ise taraf marka işaretleri benzemediği gibi davalının marka başvurusunda davacı tarafın tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğinin kanıtlanmadığı, başvuru ibaresinin davalı tarafça kötüniyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, … markaları ile benzer bulunan markalara ilişkin emsal kararların bulunduğunu, müvekkilinin çok tanınmış markası “…” markasının, tüketicilerce bir kez görülüp belleklere yerleştirildikten sonra, farklı emtia da olsa, “…” kelimesini içeren başka bir marka gördüğünde, çağrışım yaratacağını, her iki markanın kapsadığı emtianın birebir aynı olduğu göz önüne alındığında, … ve … markalarının benzer olarak kabul edilmesi gerektiğini, davalı Şirket markasında … ibaresi kullanıldığından, müvekkili Şirkete ait çok tanınmış markalar ile karışıklığa sebebiyet vereceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı …’nun “… …+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet olarak gösterdiği “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik olmadığı, zira davalının başvurusundaki “… ve şekil” ibaresinin markaya ayırt edicilik kazandırdığı, ayrıca başvuru konusu ibarenin … değil … olduğu, şekil unsuru ile yazım şeklinin dava konusu başvuruyu davacının … ibareli markalarından uzaklaştırdığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b. maddesindeki koşulların somut olayda bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki şartların olduğunun ve başvuru konusu ibarenin davalı tarafça kötüniyetli olarak yapıldığının da kanıtlanmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2022