Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/871 E. 2022/226 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2020
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/02/2020 tarih ve 2018/420 E.-2020/43 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin 2018/7685 sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, marka kapsamında 29,30 ve 43. sınıf mal ve hizmetlerin yer aldığını, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 6769 sayılı SMK’nın 5/-b ve c bentleri uyarınca başvuru kapsamında yer alan “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler: süt ürünleri (tereyağı dahil).” malları yönünden başvurunun reddine karar verildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, “…” ibaresinin … harfleriyle yazılışının “manda” anlamına geldiğine ilişkin tespitin yerinde olmadığını, kelimenin … harfleriyle yazılışının “bizon” anlamına gelse de okunuşunun “C(J)…” şeklinde olup, Türkçe’de “…” kelimesine tekabül ettiğini, ancak bu kelimenin son bölümünün müvekkilinin başvurusunda farklı olduğunu ve bu nedenle müvekkilinin başvurusunun hem “C(J)…” şeklinde okunmadığını, hem de kelime anlamını yitirdiğini, müvekkilinin markasının ayırt edici olduğunu, markada yer alan “…” ibaresine ayırt edicilik kazandırdığını, Latin alfabesiyle yazılan bu ibarenin hiç bir dilde anlamının bulunmadığını, markadaki Arapça ifadenin ise ülkemizdeki ortalama tüketici nezdinde bir şekil olarak algılanacağını, kaldı ki … harfleriyle yazılışının doğrudan “manda” kelimesini çağrıştırsa dahi “…” ibaresinin … dilinde okunuşuyla reddolunan alt sınıfta yer alabilecek hiç bir canlıyı çağrıştırmadığını, müvekkilinin markasının reddedilmesine karşın tescilli “Manda” ibaresini içeren bir çok markanın mevcut olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-7060 sayılı kararın iptaline, tescil işlemlerinin tüm sınıflar için devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvurunun, başvuru kapsamından çıkarılan mallar yönünden ayırt edici olmadığını ve tanımlayıcı nitelik taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının başvuru markasının “…” ibaresinden, bu ibarenin Arapça yazılışı ile büyükbaş hayvan kafası şeklinden oluştuğu, “…” kelimesinin Arapça’da manda anlamına gelip insanlar arasında soyadı olarak da kullanılan bir ifade olduğu, bu kelimenin, aynı zamanda manda veya mandadan meydana gelen ürünlere de denildiği, örneğin manda peyniri gibi ürünlere denmekte, ancak ürünün çeşidi de söylenerek eklendiği, bu haliyle tescili talep edilen başvuru markasının, hem Müslüman bir ülke olan Türkiye’de tescil edilmesi sonucu … harflerine aşina olan tüketiciler bakımından hem de büyükbaş hayvan kafası şekli nedeniyle redde mesnet “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).” emtiaları bakımından ayırt edici olmadığı, ibareye başvuru sahibi tarafından herhangi bir ayırt edicilik kazandırıldığı yönünde kanıya varılamadığı, SMK’nın 5/1-b maddesi anlamında tescilinin mümkün olmadığı, davacı başvurusunun tescili sonucu bu ibarenin tek bir kişinin kullanımına bırakılamayacağı, “manda” anlamına gelen ibarenin, tescili talep edilen 29.sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil)” malları bakımından, hayvansal kaynaklı ürünün hangi hayvandan üretildiğini, hammaddenin hangi hayvandan elde edildiğini vurgulaması nedeniyle tanımlayıcı nitelik taşıdığı, SMK’nın 5/1-c maddesi anlamında tescilinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili markasının Türkiye’deki genel tüketici kitlesi bakımından bir anlam ihtiva etmediğini, “…” sözcüğünün dilimizde yer edinmiş olmasına karşın, Arapça okuma yazma oranının düşük olduğu ülkemizde, “…” olarak ifade edilen kelimenin tescil engeli olarak kabul edilmesinin yerinde olmadığını, nitekim toplumumuzda, … alfabesinin okunabilmesi veya mensup olunan din nedeniyle yazılı metnin okunması söz konusu olsa da, okunan kelimelerin anlamlarının bilinmesinin farklı bir husus olduğunu, dolayısıyla, gerekçeli kararda belirtilen ve “… diline aşina olan tüketiciler” her ne kadar bu dile aşina olsalar da, kelimelerin anlamını bilmenin dil bilgisini gerektirdiğini, müvekkili markasının tümü değerlendirildiğinde, yalnızca “…” dilinde yazılı ifadenin ve şekil ibaresinin bir cinsi belirtmesinin değil aynı zamanda “…” ifadesinin de okunuş şekli ile cinsi belirtmesinin ve tüketiciyi yanıltıcı mahiyette olmasının beklendiğini, aksi halde ülkemizin bir … ülkesinden farksız olacağını ve bu şekilde bir uygulamanın kabul edilemeyeceğini, nitekim “…” ifadesinin, Türkçe’ye kazandırılmış olan “…” kelimesi ile fonetik olarak da benzemediğini, davalı Kurum nezdinde müvekkil başvurusunda yer alan ve kısmen reddolunan ürünler bakımından “…” ve “…” ibarelerinin tescilli bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvurunun “…” ibaresi ile bu ibarenin Arapça yazılışı ve büyükbaş hayvan kafası şeklinden oluştuğu, anılan ibarenin Türkçe’de manda anlamına geldiği gibi mandadan meydana gelen ürünleri de ifade ettiği, ülkemizde Arapça bilen ciddi bir nüfus olduğu gibi ortalama tüketicinin … harflerine de aşina bulunduğu, bu nedenle dava konusu başvurunun, başvuru kapsamından çıkarılan hayvansal kaynaklı mallar yönünden ayırt edici olmadığı ve tanımlayıcı nitelik taşıdığı, SMK’nın 5/1-b ve 5/1-c maddesi koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/03/2022