Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/870 E. 2022/267 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/03/2020 tarih ve 2018/422 E. – 2020/95 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2006 yılından beri mobilya tasarım, üretim ve satış alanında faaliyet gösterdiğini, özgün olarak tasarladığı ve ürettiği tüm mobilya tasarımlarını her dönemde tescilli olarak korumaya çalıştığını, bu kapsamda … sayılı tasarımların müvekkili adına tescilli bulunduğunu, davalı tarafın kötü niyetli bir biçimde bu tasarımları taklit ederek ürettiğini ve satışa sunduğunu, bu durumun mahkeme eliyle yapılan delil tespiti dosyasında hazırlanan bilirkişi raporunda da açıklandığını, davalının delil tespiti sonrasında da söz konusu ürünleri satışa arz etmeye devam ederek müvekkilinin tescilli tasarımlarına tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek, şimdilik 1.000TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın, tespit tarihi olan 18.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16/01/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle de maddi tazminat talebini 15.000 TL.’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı adına tescilli tasarımlarla müvekkiline ait ürünlerin farklı olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacıya ait 2016/07364, 2016/07365, 2016/07366, 2017/04680 sayılı tasarımlar ile davalı tarafa ait ürünlerin birebir aynı olduğu, davalı ürününün yenilik ve ayırt edicilik niteliğe sahip hiçbir özelliğinin olmadığı, davalı tarafa ait iş yerinde bulunan ürün görselleri ile davacı tarafa ait tescilli tasarımlara konu ürünler arasındaki farklılıkların desen rengi, önemsiz motif şekilleri, mobilyalar üzerindeki oymalı işlemeler gibi tasarımların genel görünümleri üzerinde etkisi bulunmayan ayrıntılarda olduğu, davalı tarafa ait iş yerinde bulunan mobilya tasarımlarına konu ürünler ile davacı tarafa ait tescilli tasarımlara ait ürünler arasında benzerlik bulunduğu ve davalı tarafın işbu kullanımlarının davacının tasarım hukukundan doğan haklarına tecavüz oluşturduğu, Sınai Mülkiyet Kanunu 151/2-b maddesi uyarınca davalının elde ettiği net kazancının 44.480,55 TL olduğu, maddi tazminat talebi 15.000 TL. olduğundan bu miktarın hüküm altına alındığı, davacının tescilli tasarımının ihlali dolayısıyla müşteri potansiyeli ,ticari itibarı , tasarımın değeri gibi hususlarda davacı açısından olumsuz etkilenebileceğinden manevi zarar oluşmakla beraber ihlal oluşturan ürün sayısı üzerinden uğrayabileceği zarar boyutu dikkate alınarak 10.000 TL. manevi tazminatın takdir edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı tarafça talep edilen ve ıslah dilekçesiyle de arttırılan 15.000,00 TL maddi tazminatın 28/05/2018 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın 28/05/2018 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, müvekkili iş yerinde yapılan delil tespiti kapsamında alınan bilirkişi raporunun, müvekkili tarafından üretilen ürünlerin, davacı adına tescilli ürünler ile birebir tıpkısı olduğu iddiasını desteklemediğini, ürünlerin belli özelliklerinin benzer olduğunun belirtildiğini, bunun haricinde ürünlerin detaylı bir şekilde incelenmesi yapılmamış olup raporlarun üstünkörü düzenlendiğini, bahsedilen ürünlerin hepsinde belirgin farklılıkların mevcut olduğunu, ürünlerin ortak özelliklerinin yok denecek kadar az bulunduğunu, müvekkil şirketin söz konusu ürünleri sattığına ilişkin hiçbir delil sunulmadığını, müvekkili tarafından satışı yapılan ürünlerin ne kadarlık kısmının davacıya ait tescilli tasarımlara ait olduğunun tespit edilemediğinin raporda belirtildiğini, buna rağmen müvekkilince elde edilen net gelirin hepsinin davacıya ait tescilli tasarım olduğu varsayılarak tazminat belirlendiğini, müvekkilinin başka hiç bir iş yapmadan devamlı olarak bu tasarıma ait ürünleri sattığının düşünüldüğünü, varsayım ile yapılan bu tespitin tamamen usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin tescilli tasarıma ait benzer ürünleri satmadığını, ilk tespit yapıldıktan sonra da ürünleri kaldırdığını, bu sebeple satışı yapılmayan ürünlerden dolayı tüm defter ve belgelerden elde edilen sonuç bedel üzerinden yerel mahkemenin müvekkilim aleyhine tazminata hükmetmesinin tamamen usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece yapılan yargılamada 14.06.2019 tarihli bilirkişi raporu sonrasında davacı şirkete ıslah dilekçesi sunması için 25/11/2019 tarihinde 2 haftalık süre verildiğini ancak davalının bu süreye uymadığını, HMK’nun 181.maddesi uyarınca ıslahın hiç yapılmamış gibi davaya devam edilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE:1-Dava, tasarım hakkına tecavüz edildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalıya ait iş yerinde tespit edilen ürünlerin, davacı adına tescilli 2016/07364,2016/07365, 2016/07366, 2017/04680 sayılı tasarımlarla benzer oldukları, bu durumun davacının tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği, bu hususun dosyada mevcut bilirkişi raporları ile sabit bulunduğu, aksi yöndeki davalı savunmasının yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesince takdir edilen manevi tazminatın hakkaniyete ve somut olayın özelliklerine uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı tarafça tasarıma tecavüz nedeniyle SMK’nın 151/2-b maddesi kapsamında 1.000,00 TL maddi tazminatın tahsili talep edilmiş, 25.11.2019 tarihli duruşmada davacı vekili ıslah dilekçesi sunmak üzere süre talep etmiş, mahkemece de ıslah dilekçesinin sunulması için davacıya 2 haftalık süre verilmiş, davacı 16.01.2020 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 15.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 181. maddesi uyarınca, kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir. Aynı Kanunun 94/1 maddesinde ise Kanunun belirlediği süreler kesin olduğu hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 177/3. maddesi uyarınca ıslahın, sözlü veya yazılı olarak yapılması mümkün olup, davacının 25.11.2019 tarihli duruşmadaki talebi üzerine verilecek bir haftalık süre içinde ıslah ettiği usul işlemini yapması gerekmektedir. Öte yandan, bu süre kanunda düzenlendiğinden, kesin olup sonuçlarını kendiliğinden doğurduğu gibi bu sürenin hakim tarafından değiştirilmesi de söz konusu değildir. Bu sürenin kesin olduğunun ve uyulmamasının sonuçlarının hatırlatılıp açıklanmasına da gerek yoktur (Zeki Gözütok-Adem … Alfabetik Medeni Usul El Kitabı, sayfa:471). Açıklanan bu hususlar, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2017/21322 E.,2019/11292, 15. Hukuk Dairesinin 2016/1979 E.,2017/4435 K. ve 2. Hukuk Dairesinin 2016/22270 E., 2018/8922 K. Sayılı ilamlarında da vurgulanmıştır. Bu durumda, davacının 16.01.2020 tarihli dilekçesi ile yapılan ıslah işlemi, kanunun tanıdığı bir haftalık süre içinde yapılmadığından, ıslahın hiç yapılmamış sayılarak dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınması gerekirken, ilk derece mahkemesince usulüne uygun olmayan ıslah dilekçesine geçerlilik tanınması doğru olmamış, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı Dairemizce yerinde görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, davacının dava dilekçesindeki maddi tazminat talebinin 1.000,00 TL olduğu, davacı tarafça 16.01.2020 tarihli dilekçe ile yapılan ıslah işleminin, kanunun öngördüğü süre içinde yapılmadığı, bu nedenle HMK’nın 181. maddesi uyarınca ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilmesinin gerektiği, her ne kadar davalı tarafça SMK’nın 151/2-b maddesi kapsamında maddi tazminatın usulüne uygun olarak belirlenmediği belirtilmiş ise de davalının tecavüz eylemi nedeniyle istenebilecek maddi tazminatın, talep edilen 1.000,00 TL’den yüksek olduğu, istenebilecek kesin tazminat miktarının açılacak bir ek davada tartışılmasının mümkün bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle kabulüne karar verilmesi gerekmiş, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarih ve 2018/422 E. – 2020/95 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın 28/05/2018 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 751,41 TL. nispi karar ve ilam harcının, peşin ve ıslah harcı olarak alınan toplam 1.110,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye 359,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya ,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, ve istinaf eden davalı aleyhine hüküm kurulamayacağından, kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça ıslah yapılmamış sayıldığından ve talep edilen maddi tazminat hüküm altına alındığından, maddi tazminat talebi yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10- Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00 bilirkişi ücreti, 80,00 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 16,50 TL tebligat masrafından oluşan toplam 1.896,50 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan takdiren 320,95 TL.’ye, 751,41 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 1.108,26 TL.’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan posta giderleri toplamı 33,50 TL yargılana giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan takdiren 27,83 TL.’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
13-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
14-Davalıdan peşin olarak alınan 426,94 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
15-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
16-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/03/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2022