Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
…
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/12/2019 tarih ve 2017/224 E. – 2019/436 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında 29/12/2006 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca, davalı firmanın 5 adet yeni yazılım modülü ve 1 adet donanım modülünün, teknik şartnameye uygun şekilde, donanımların tamamının lisansları ile ve yazılım modüllerinden de muhasebe modülü ile birlikte en geç 01/09/2007 tarihine kadar, eksiksiz ve çalışır ve çalışır vaziyette teslim etmesinin gerektiğini, diğer modüllerin de sözleşmenin sona ereceği 15/12/2007 tarihine kadar tamamlamasının ve sistemin sorunsuz olarak gerçek zeminde çalışır halde kuruma 01/01/2008 tarihinde teslim etmesinin gerektiğini, davalının verilen süre uzatımlarına rağmen işi tamamlayamadığını, ihale edilen işin toplam değerinin 369.000,00 TL. olup Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/493 D.iş sayılı tespit raporuna göre, kuruma verilen modüllerin toplam değerinin 178.930,00.TL olduğunu, müvekkilinin yönetim kurulunun 18/04/2008 gün ve 41 sayılı kararıyla davalı ile sözleşmenin feshedildiğini ve bu durumun 25/04/2008 tarihinde davalıya bildirildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 17. maddesinde gecikme zammı ve gecikme cezasının düzenlendiğini, bu konuda Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2008/16100 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibinin başlatıldığını, ancak zararlarının daha fazla olduğunun anlaşılması üzerine, bu kez Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2009/13416 esas sayılı dosya üzerinden, geriye kalan kısım için icra takibine girişildiğini, davalının itirazı sonucunda takibin durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket yetkilisi davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının teknik şartnameye uygun davranmadığı, edimlerini süresi içinde yerine getirmediği, bu nedenle davacının sözleşmeyi feshetmesinde haklı olduğu, Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2009/13416 sayılı dosyasında 58.671,00 TL gecikme cezasının, Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 20008/16100 sayılı dosyasında takibe konu edilen 20.147,62 TL.’nın mahsubundan sonrası olan 38.523,60 TL.’nin tahsilini talep ettiği, 01.12.2007’den fesih tarihi olan 18.04.2008 tarihine kadar geçen sürenin 139 gün olup, hesaplanan toplam cezanın 30.774,60 TL olacağı, bunun 20.147,62 TL.’nın başka bir icra dosyasında takip talebine konu edildiğinden, dava konusu icra dosyası için davalının 10.626,98 TL.’lik gecikme cezasına itirazının maddi dayanağının olmadığı, davacının davalıyı ayrıca temerrüde düşüren bir işlem yapmadığından, 4.353,17.TL işlemiş faiz talebinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2009/13416 esas sayılı takip dosyasında gerçekleştirdiği itirazının, 10.626,98 TL asıl alacak için iptaline, icra takibinin bu oranlar üzerinden devamına, (fazlaya ilişkin kısmın ise reddine), asıl alacağın %40’ı olan 4.250,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraflarca imzalanan sözleşmenin 17.1. maddesinin “sözleşme konusu işin, sözleşmesinde öngörülen süreye göre tamamının bitirilmemesi halinde gecikilen her takvim günü için sözleşme bedelinin %0.06 oranında gecikme cezası kesilir”; 17.2. maddesinin ise “sözleşme konusu işin, sözleşmesinde belirlenen bir kısmının (muhasebe modülü) öngörülen süreye göre bitirilmemesi halinde gecikilen her takvim günü için sözleşme bedelinin %0.06 oranında gecikme cezası kesilir” hükümlerini içerdiğini, söz konusu hükümler dikkate alındığında, davalı firmanın sözleşmenin bir kısmını oluşturan ve en geç 01/09/2007 tarihine kadar bitirmeyi taahhüt ettiği muhasebe modülünü süresinde tamamlayamaması sebebiyle ayrı bir gecikme cezasının, sözleşmenin tamamının en geç 15/12/2007 tarihinde bitirilmemesi halinde ise ayrı bir gecikme cezasının aleyhine tahakkuk edilmesini kabul ettiğinin görüleceğini, buna göre süresinde bitirmediği muhasebe modülünün firmaya verilen cezalı sürenin bitim tarihi ile sözleşmenin feshedildiği tarih arasında gecikme cezası tahakkuk ettirilmesi gerektiğinden, bu miktarın 30.11.2007 (cezalı ek sürenin bitimi)-18.04.2008 (sözleşmenin fesih tarihi) arasında 140 gün ve 140×221,40 YTL=30.996,00 TL olmasının gerektiğini, sözleşme konusunun tamamının sözleşmede kararlaştırılan tarihte tamamlanmaması sebebiyle de 15.12.2007 (sözleşme süresinin bitiş tarihi)-18.04.2008 (sözleşmenin fesih tarihi) arasında 125 gün ve 125×221,40YTL=27.675,00 TL gecikme cezası olmak üzere, toplam 58.671,00 TL (30.996,00+27.675,00) gecikme cezasının tahakkuk ettirilmesinin gerektiğini, müvekkili kurumca davalı firmadan daha önce Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2008/16100 E. sayılı dosyası üzerinden talep ettiği 20.147,40-TL’yi mahsup etmek suretiyle, bakiye 38.523,60-TL’yi faiziyle birlikte Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2009/13416 E. sayılı dosyası üzerinden davalıdan talep ettiğini, mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi heyetinin sözleşmenin sadece 17.1. maddesini dikkatte aldığını, muhasebe modülünün süresinde tamamlanmaması halinde tahakkuk ettirilecek cezayı düzenleyen 17.2. maddeyi yok saydığını, faiz yönünden cezalı ek süre talep eden davalı firmanın, talep ettiği sürenin 30.11.2007 tarihinde biteceğini önceden bildiği de dikkate alındığında, davalı açısında kesin vade niteliğindeki bu tarihten sonra, müvekkil kurumun davalı firmayı ayrıca temerrüte düşürmesinin gerekmediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, FSEK anlamında eser niteliğindeki bilgisayar yazılımlarının geç teslimi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve dava konusu uyuşmazlığın çözümlenmesinin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinin, aynı taraflar arasında görülen emsal davada verilen Yargıtay 11. H.D.’nin 27.02.2012 tarih ve 2010/11801 E.- 2012/2744 K. sayılı ilamıyla belirlendiği, davalının 01/09/2007 tarihine kadar eksiksiz ve çalışır vaziyette teslim etmesi gereken muhasebe modülünün teslim edilmediğinin, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporu ile anlaşıldığı, bu durumda davacı tarafından davalıya verilen sürenin uzatıldığı 30.11.2007 tarihi ile 18.04.2008 fesih tarihi arasındaki dönem için cezai şart hesaplanması gerektiğinin, davacının da kabulünde bulunduğu, mahkemece de bu doğrultuda muhasebe modülünün geç teslimi nedeniyle sözleşmenin 17.2. maddesi uyarınca cezai şart hesabının yaptırıldığı, bu durumda sözleşme konusunun tamamının, sözleşmede kararlaştırılan tarihte tamamlanmaması sebebiyle sözleşmenin 17.1. maddesi uyarınca ayrıca bir cezai şartın talep edilmesinin ise mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/02/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2022
…