Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/86 E. 2021/1076 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Sözleşmeye Dayalı Alacak

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/09/2019 tarih ve …… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şahıs arasında 09/12/2013 tarihinde sözleme imzalandığını, sözleşme ile müvekkilinin … Zaferi için üretiminin 3 D animasyonunu hazırlama işini üstlendiğini, davalının da karşılığında 20.000 TL ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmeye göre … Savaşının anlatımı için kurguya bağlı olarak 15 kadrajda, 2 dakikaya kadar uzun çekim 3D animasyonlarının yapılması, bu animasyonların yayıncı tarafından verilecek yakın plan videolarının kurgusunun yapılması için çini üretim süreçlerinin anlatıldığı 3D animasyon hazırlanması işlerinin kararlaştırıldığını, yapılan çalışmaların düzeltmelerin yapıldığını, davalı tarafından sözleşmede kararlaştırılan 5.000 TL ilk ödemenin 13/12/2013 tarihinde, 5.000 TL ikinci ödemenin 02/01/2014 tarihinde yapıldığını, işin bitiminden itibaren 10 gün içinde ödenmesi gereken 10.000 TL’nin iş teslim edildiği halde ödenmediğini, davalı tarafa ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmadığı gibi yapılan ödemenin de geri istendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL alacak ile sözleşmenin 9. maddesinde düzenlenen 40.000 TL cezai şartın, 09/01/2014 iş teslim tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 09/12/2013 tarihli sözleme gereği davacı tarafın taahhüt etmiş olduğu işi 7. madde ile belirlenen sürede teslim edilmediğinden sözleşmeyi tek taraflı olarak ihlal ettiğini, davacı şirketce yapılması istenen ve şartname ile belirlenen “… Zaferi 3D animasyonu ve …. Üretim 3D animasyonu” işi e-maillerle uyarılara rağmen sözleme ve kurum şartnamesine uygun olarak yapıp teslim edilmediği için ödeme yapmadığını, davacı şirket tarafından yapılmış bulunan ayıplı üretimler yüzünden müvekkilinin ilişkilerinin bozulduğunu ve müvekkilinin zarara uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacının, davaya konu animasyonları davalının hakimiyet sahasına geçirdiği, ancak bu animasyonların açık ayıplı olduğu, bir aylık süreli bir Sözleşme kapsamında hazırlanan animasyonlardaki (eserlerdeki) açık ayıpların Sözleşme süresini aşan bir tarihten daha sonra davacıya bildirildiği, bunun üzerine davacı tarafından yapılan düzeltmelerle teslim edilen animasyonlara karşı davalının yine sessiz kaldığı ve davacı tarafından 06.06.2014 tarihinde çekilen ihtara cevaben gönderilen ihbar tarihi olan 19.06.2014’de, aynı iş için bir başka firma ile sözleşme imzalanmış olduğu, bu tespitler karşısında davacının edimini kabul etmiş sayılması gerektiği ve ayıptan doğan haklarını kaybettiği, dolayısıyla davalının, sözleşmeden doğan 10.000.-TL bakiye bedeli davacıya ödemesi gerektiği, davacının bakiye borcun yanı sıra cezai şartın ödenmesine ilişkin talebine ilişkin olarak ise, davacının davalıya teslim ettiği ediminin açık ayıplı olduğu, bunun ise edimini özenle yerine getirmediğini ortaya koyduğu, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmaması sebebiyle kabul etmiş sayıldığı dikkate alındığında, cezai şart talebinin yerinde olmadığı gerekçesi ile 10.000 TL bakiye bedelin 14/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine, davacı tarafça talep edilen cezayı şart talebinin ise teslim edilen edim ayıplı olduğundan reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu animasyonların davacı tarafından (ayıpsız ve eksiksiz) olarak müvekkile teslim edilmediğini, ayıp nedeniyle sorumluluğun oluşması için öncelikle eserin teslim edilmiş olması gerektiğini, davacının öncelikle eseri teslim ettiğini kanıtlaması gerektiğini, bilirkişi raporunun aksine, ayıbın açık ayıp olmadığını, teknik uzmanların incelemesi ile ortaya çıkabilecek bir ayıp olduğunu, animasyonlardaki eksiklikler ve hataların açıkça teknik uzmanlığı gerektirdiğinden gizli ayıp söz konusu olduğunu, davacının kendi kusurundan yararlanmasının genel hukuk kurallarına (iyiniyet kurallarına) aykırı bulunduğunu, ayrıca davacı tarafından 10.000 TL asıl alacak ve 40.000 TL cezai şart talep edilmiş, mahkeme tarafından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği halde reddedilen kısım için eksik vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, davalı ile arasında yapılan eser sözleşmesi uyarınca bakiye bedelin ödenmediği iddiasına dayalı olarak iş bu davayı açmış olup, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinde, animasyonlara ilişkin FSEK’den doğan hakların devrine ilişkin herhangi bir hüküm yer almadığı, dolayısıyla yayım sözleşmesinin varlığı için gerekli olan eser üzerindeki mali hakların devri koşulunun gerçekleşmediği, davada, eserle ilgili mali ve manevi hak ihlaline dayanılmadığı, bununla ilgili bir talepte de bulunulmadığı belirlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Aynı Kanun’un, 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 5/3. maddesi uyarınca ise, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Göreve ilişkin kurallar ise dava şartıdır (HMK. m. 114) ve mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır (HMK. m.115).
Somut uyuşmazlıkta da taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve talebin dayanağının da Türk Borçlar Kanunu olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan olması nedeniyle somut uyuşmazlığı görüp incelemeye de asliye ticaret mahkemesinin görevli bulunduğu kanaatine varılmıştır. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesine girişilerek yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiş, anılan maddenin (a) bendinde açıkça, bölge adliye mahkemesince dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan karar verilebileceği düzenlendiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile aynı Kanun’un 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’ce verilen 09/09/2019 tarih ve ….. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
3-Kararın bir örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-İstinaf kararının neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-Davalıdan peşin olarak alınan 170,77 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/09/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.