Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2020
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/02/2020 tarih ve 2017/836 E. – 2020/154 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı, ……. ile 2016 yılı için 31.01.2016 tarihinde yıllık “…” imzalandığını, bu şirketlerle ilgili olarak yatırım indiriminden KDV iadesi işlemlerini yürütme hakkının 3568 sayılı Kanuna göre çıkarılan 29 sıra nolu Tebliğ’e göre kendisine ait olduğunu, Nisan 2016’da her iki firmanın, haklı bir sebep olmaksızın sözleşmeleri feshetmek istediğini, bu arada davalı … …’nın bu firmalara usul ve esastan yoksun “Danışmanlık Sözleşmeleri” imzalayarak hizmet vermeye başladığını öğrendiğini, …’nın imzaladığı sözleşmelerin zorunlu düzenleme ve şekil şartlarına ve … tarafından bastırılan tip sözleşmeye uygun olmadığını, adı geçen firmaların, iki …’nin sürtüşmesinden rahatsız olarak 2016 yılı sözleşmelerini feshettiğini ve 2017 yılında kendisiyle çalışmayacaklarını bildirdiğini, davalı …’nın eylem ve işlemlerinin Türk Ticaret Kanununun, haksız rekabetle ilgili 54 ve 55. maddeleri kapsamında olduğunu, Kanunun 56. maddesi hükmüne göre de tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, bahis konusu eylem ve işlemlerin 3568 sayılı Kanunun ilgili hükümleri ve bu Kanun gereğince çıkarılan yönetmelik ve tebliğlere göre de dürüstlük, güvenilirlik ve tarafsızlık açısından da disiplin cezalarını gerektirdiğini, kendisinin adı geçen firmalar ile yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyanname ve eklerinin tasdiki (tam tasdik) sözleşmesi bulunduğunu, 3568 sayılı Kanun – 35 sıra nolu Tebliğ’e göre bu durumda mükellefin yatırım indirimi istisnasından yararlanmaları için ayrıca “Yatırım İndirimi Tasdik Raporu” ibraz etmesine gerek olmadığını, 3568 sayılı Kanun – Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde “Haksız Rekabet” başlığı altında, “meslek mensupları, başka bir meslek mensubu ile sözleşmesi devam eden gerçek ve tüzel kişilere mesleki hizmet vermeye girişemezler” denildiğini, davalı …’nın bu firmalarla imzaladığı Danışmanlık Sözleşmesinin kapsamının kendisinin yetki ve sorumluluk alanında olduğunu, “Danışmanlık Sözleşmesi” olarak bahsedilen sözleşmelerin kanunda yetki ve sorumluluğu olmadığını, 3568 sayılı Kanunun 45. maddesinde yer alan “şirket şeklinde çalışılması halinde, yapılan işlerden doğacak cezai sorumluluk işi yapan meslek mensubuna aittir” şeklindeki hükme göre, sorumluluğun davalı …’ya ait olduğunu, 3568 sayılı Kanunun 38. maddesine göre, … Disiplin Kurulunun,…. Kurulları kararlarına karşı yapılacak itirazları incelemesi ve bu konularda karar vermesi gerektiğini, oysa ….. kararının, … Disiplin Kurulunda görüşüldüğünü ve 11.10.2017 tarihinde Maliye Bakanlığına onaylattırıldığını, bu durumun yetki gaspı olduğunu, davalının haksız rekabetinden dolayı sabit ve devamlı gelir kaybına uğradığını, iki ayrı fiilden dolayı 5.000’er TL’den toplam 10.000 TL ve her biri için 20.000’er TL manevi tazminat toplamı 40.000 TL tazminatın kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, … Ltd. Şti. ile … … Ltd. Şti.’nin uluslararası nitelikli şirketler olduğunu, davacı … …’ün bu firmalar ile 31.01.2016 tarihinde, 1 yıllık “Tam Tasdik” sözleşmesi imzaladığını, sözleşmelerin öngörülen süre sonunda (2016 yılı sonunda) sona erdiğini, müvekkillerinin bu şirketler ile 31.03.2016 tarihinde davacının imzaladığı sözleşmeden farklı olarak “Danışmanlık Sözleşmesi” imzaladığını, Tam Tasdik Sözleşmesiyle ilgili hizmetin mükellef kurumun iş ve işlemlerinin mali mevzuata uygunluğunun denetlenmesi ve yıllık olarak kamu otoritesine raporlanması olduğunu ve tanımı gereği “geriye dönük” (ex-post) bir işlem olduğunu, danışmanlık hizmetinde ise ileriye dönük olarak, karar vericilerin verecekleri kararın yapısı ve muhtemel sonuçlarının tartışılarak değerlendirildiğini, ayrıca fınansal işlemlerin ve muhtemel sonuçlarını, dış dünya ile ilişkiler ve muhtemel mali sonuçlarını kapsadığını, imzalanan Danışmanlık Sözleşmesi ile ilgili … … bildirim yapıldığını, danışmanlık sözleşmesinin davacının hizmetine engel teşkil etmediğini ve davacının sözleşmesinin öngörüldüğü gibi 1 yıl sürdüğünü, 3568 sayılı Kanunun, ticari kurum ve şirketlerin hem tam tasdik sözleşmesi ve hem de danışmanlık sözleşmesi yapmasına cevaz verdiğini, … Disiplin Kurulunca, mükellefin aynı zamanda danışmanlık hizmeti alabileceğini teyit ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, dava dışı şirketler ile … imzaladığı, bu sözleşme kapsamında mali müşavirlik hizmeti verdiği, davalı …’nın, dava dışı şirketler ile yaptığı danışmanlık sözleşmesinin konusunun bilirkişi raporu ile vergi mevzuatı, sözleşmeler hukuku, uluslararası mali hukuk konusunda yönlendirme ve danışmanlık ve bu kapsamda grup şirketler arasında koordinasyon sağlamak olarak belirlendiği, davalının danışmanlık sözleşmesi kapsamında verdiği hizmetin, 3568 sayılı…. Yasası kapsamında yer alan işlerden olmadığı, böylelikle davalının, dava dışı şirketler ile danışmanlık sözleşmesi kapsamında hizmet vermesinin haksız rekabet oluşturmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların unvanlarının aynı olduğunu, aynı unvana sahip yeminli mali müşavirlerin aynı müşteriye rekabet avantajıyla sözleşmeleri feshettirerek faaliyette bulunmalarının TTK’nın 54/2. maddesine aykırı bulunduğunu, mahkeme kararının hatalı olduğunu, davacının alenen hile ile haksız rekabete maruz kaldığını, davalıların fiillerinin haksız rekabet olarak düzenlendiğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, davalıların sözleşmelerinin gayri nizami olduğunu, yıllık denetim ve tasdik sözleşmelerinin konusuna girdiğini, dileller tam olarak toplanmadan eksik inceleme yaptırıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, haksız rekabetten kaynaklanan tazminat
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı …’ün dava dışı şirketler ile imzaladığı denetim ve tasdik sözleşmeleri kapsamında mali müşavirlik hizmeti verdiği, davalı tarafın ise aynı dava dışı şirketler ile danışmanlık sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşmelerin kapsamlarının farklı bulunduğunun ve aynı anda yapılmalarına hukuken bir engel bulunmadığının belirlendiği, bu bağlamda da davalı tarafın dava dışı şirketler ile danışmanlık sözleşmesi imzalamasının ve bu sözleşme kapsamında hizmet vermesinin haksız rekabet oluşturmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2022
…