Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/825 E. 2022/225 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2020
NUMARASI ….

DAVA KONUSU : Haksız Rekabetin Tespiti, Meni, Maddi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/01/2020 tarih ve 2019/656 E. – 2020/34 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibin sağlanmasına ilişkin usul ve asasların belirlenmesi amacıyla……06/04/2017 tarihinde yürürlüğe girdiğini, bu Tebliğ ile … Sistemi isimli (…) bir sistem oluşturulduğunu ve gübre ürünlerinin üretiminden/ithalatından son tüketiciye kadar tüm aşamalarının takip edilmesinin amaçlandığını, Türkiye genelinde büyük gübre üreticilerinden biri olan müvekkilinin sektörde … uygulamasını gerçekleştiren ilk şirket olduğunu, …’nin sonucu olarak müvekkili şirketin de aralarında bulunduğu gübre üreticileri/ithalatçılarının, piyasaya arz edilecek gübrelerde izlenebilirliği sağlayacak şekilde karekod ve … barkod içeren işaretleyici etiketli takip sistemini kurmak ve uygulamak zorunda bulunduklarını, Tebliğ’in 5. maddesine dayanılarakTarım ve … Bakanlığı adına … ile ilgili tüm iş ve işlemlerin münhasıran davalı şirket tarafından yürütülmesine karar verildiğini, …’nin davalı şirket tarafından yazılan/yönetilen ve kullanımı zorunlu olan bir internet sistemi üzerinden yürütüldüğünü, davalı şirketin Bakanlık sitesinde yer alan bağlantı üzerinden görev yaptığını, sisteme dahil olan gübre üretici/ithalatçıları için gerekli karekod, barkod ve bondrolleri sağladığını, bu çerçevede üreticilerin/ithalatçıların mevzuata uygun davranma mecburiyeti nedeniyle … sistemini uygulayabilmek ve gerekli karekod, barkod, ve bandrolleri kullanabilmek için ürün başına davalı şirkete ücret ödemek durumunda olduklarını, ancak … uygulamasında münhasıran yetkili olan davalı şirketin fahiş fiyatlandırma uyguladığını, bu nedenle … sisteminin, müvekkili şirkete ton başına maliyetleri oldukça yüksek hale geldiğini, müvekkilinin gübre üretim ve satış faaliyetlerini olumsuz yönde etkilediğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirket hakkında fahiş fiyatlandırma yaptığı iddiasıyla 4054 sayılı Kanuna aykırılık gerekçesiyle Rekabet Kurumu’na da şikayette bulunulduğunu, davalının aşırı fiyatlandırma yapmasının dürüstlük kuralına aykırılık ve dolayısıyla TTK’nın 54/2 maddesi gereğince haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, haksız rekabetin tespitine, men’ine, müvekkilinin uğradığı zararın tespiti ile şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 06/04/2017 tarihinde yürürlüğe giren Tebliğ gereğince… Bakanlığı tarafından yapılan ihale sonucu müvekkili ile anılan Bakanlık arasında 07/07/2017 tarihinde … Barkod ile … Sistemi Kurulumu sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müvekkilinin tek yetkili olduğunu, … barkod/bandrol ücretlerinin belirtilen sözleşme kapsamında Bakanlıkça belirlendiğini, müvekkilinin fiyatları tek başına belirlemediğini, belirlenen ücretin Bakanlığın talebi ile gübrenin niteliğine ve tehlike arz etmesine göre belirlendiğini, Bakanlık tarafından belirlenen fiyatın ülkemizdeki tüm firmalara ayrım yapılmaksızın uygulandığını, davacının bugüne kadar müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dosyaya ibraz edilen belgelerden; 06/04/2017 tarihinde yürürlüğe giren 2017/7 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ uyarınca, … sisteminin kurulması için davalı şirketle … arasında sözleşme imzalandığı ve … sisteminde Bakanlık adına tek yüklenici kuruluşun davalı şirket olduğu, anılan sözleşmenin sektörde faaliyet gösteren tüm firmalar için bağlayıcı bulunduğu, … sisteminde kullanılan … barkod birim fiyatlarının, Bakanlık ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme gereğince Bakanlıkça belirlendiği ve fiyatların bakanlığın resmi web sayfası olan link üzerinden her firmanın kendi sayfasında ilan edildiği, davalının fiyat belirleme konusunda tek başına yetkili olmadığı, buna göre … sistemi kapsamında uygulanacak … barkod/bandrol ücretlerinin bakanlık tarafından belirlenerek davalı şirkete bildirildiği, belirlenen fiyatların bakanlığın resmi web sayfasından yayınlanarak duyurulduğu, bu durumda fiyat belirleme yetkisi tekelinde olmayan davalının aşırı fiyatlandırma yaptığından söz edilemeyeceği gibi gübrenin niteliğine göre belirlenen fiyatların şirketler bazında farklı uygulanmasının da söz konusu olmadığı, davalının uyguladığı fiyatların, halen yürürlükte bulunan 2017/7 sayılı Tebliğ hükümleri uyarınca davalı ile ilgili Bakanlık arasında imzalanan sözleşme gereği Bakanlık tarafından belirlenmesi nedeniyle davalının haksız rekabet teşkil eden bir uygulamasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, tahkikat aşamasında yeterli inceleme yapılmadan karar verilmesinin müvekkili Şirketin hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini, sözleşmelerin nispiliği ilkesi nedeniyle Bakanlık ile davalı arasındaki sözleşmenin, davalı Şirketin davranışlarının hukuka aykırılığını ortadan kaldırmadığını, aksi yöndeki mahkeme kararının hatalı olduğunu, davalının fahiş fiyat uygulamasının hukuka aykırı bulunduğunu ve haksız rekabet teşkil ettiğini, ayrıca davalının tek yüklenici olma özelliğini kötüye kullanarak fayda elde etmeyi sağladığını, davalı Şirketin dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, davalının salt ticari amaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği hukuka aykırı ve kamu yararını göz ardı eden uygulamalarını koruyan mahkeme kararının hatalı olduğunu, haksız rekabetin tespiti ve tazminat için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, haksız rekabetin tespiti, meni ile maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 316. vd. maddelerinde basit yargılama usulü düzenlenmiş olup, kanunlarda açıkça belirtilenler dışında basit yargılama usulünün uygulanacağı davalar, anılan Kanun’un 316. maddesinde sayılmıştır. Öte yandan, 6102 sayılı Kanun’un 4/2. maddesinde ise, ticari davalarda da deliller ile bunların sunulmasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabi olduğu, miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Eldeki dava, haksız rekabetin tespiti, meni ile maddi tazminat istemlerine ilişkin olup, bu tür davalar, 6100 sayılı HMK’nın 316. maddesinde sayılan işlerden olmadıkları gibi 6102 sayılı TTK’da da, haksız rekabetin tespiti davalarının basit yargılamaya tabi olduğuna ilişkin hüküm bulunmamaktadır. O halde işbu dava yazılı yargılama usulüne tabi olmasına rağmen tensiben yargılamanın basit yargılama usulüyle yapılmasına karar verilerek, basit yargılama usulü ile yargılama yapılması ve sonuca varılması doğru görülmemiştir. Bu durum, yukarıda açıklanan yasa hükümlerine aykırı olduğundan, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca sırf bu nedenle kaldırılması gerekmiş ve yasaya uygun olarak yazılı yargılama usulüne göre yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2-Kaldırma kararının niteliğine göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/01/2020 gün ve 2019/656 E. – 2020/34 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
7-Kararın niteliğine göre, İİK’nın 36. maddesi uyarınca icranın geri bırakılması kararı için davacı tarafından yatırılan 9.708,40 TL nakdi teminatın İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/02/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2022

……
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.