Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/819 E. 2022/149 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2020
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/02/2020 tarih ve 2018/728 E. – 2020/187 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı tarafa mermer nakliyesi hizmeti verdiğini, iş bedeli nedeniyle 19.470,00-TL ve 38.940,00-TL bedelli faturaları tanzim ettiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 31.İcra Dairesi’nin 2018/5936E. Sayılı dosyasında başlattıkları icra takibinn davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya süresinde cevap vermemiş, davalı katıldığı duruşmada davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı ile davalı Şirket arasında ticari nitelikteki mermer blok taşıma hizmet ilişkisinin kurulduğu ve takibe konu faturaların sözkonusu ilişkiye dayalı olarak davacı Şirket tarafından düzenlendiğinin taraflar arasında sabit ve çekişmesiz olduğu ,buna göre; somut uyuşmazlığın davacının dava konusu edimini tam ve gereği gibi ifa edip etmediği ve takibe konu faturalardan kaynaklanan alacağının mevcut olup olmadığı noktasında toplandığı, davacının faturalara konu taşıma edimini ifa ettiğini ispatlamakla yükümlü bulunduğu, her ne kadar dava konusu takibe dayanak faturalar davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup bilirkişi tarafından sözkonusu faturaların toplam bedeli kadar davacının davalıdan alacaklı olduğu belirtilmiş ise de; bu tespit ve değerlendirmenin hukuken kabulünün mümkün bulunmadığı, zira, davacının tüzel kişi tacir olarak tek taraflı olarak tuttuğu kendisine ait ticari defter kayıtlarının her durumda başlı başına davacı lehine alacağın varlığına yeterli delil teşkil etmeyeceği, somut uyuşmazlıktaki gibi davacının kanuna uygun olarak tutulmamakla ancak aleyhine delil teşkil edebilecek ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan alacaklı olduğunun kabulünün mümkün bulunmadığı, diğer taraftan, davacı Şirketin, dosya kapsamında kendisi lehine delil teşkil etmediği anlaşılan ticari defterler haricinde takibe konu alacağın varlığına ve fatura konusu edimini ifasına yönelik başkaca bir yazılı ve kesin delil sunmadığı, davacı vekili tarafından karşı tarafa yemin teklifi taleplerinin bulunmadığının bildirildiği, toplanan delillere göre; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olduğunu ve alacak miktarını usulüne uygun şekilde yazılı deliller sunarak kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndaki düzenlemelere göre faturadan söz edebilmek için taraflar arasında daha önceden akdî bir ilişkinin varlığının zorunlu olduğunu, faturanın akdîn şartlarını tespit eden değil, tespit edilmiş olan şartların bir kısmını gösteren ve bunları belirli şartlarla tevsik eden bir belge niteliğinde bulunduğunu, dolayısıyla akdî ilişkinin sadece fatura ile ispatlanamayacağını, diğer delillerin de faturayı teyit etmesi gerektiğini, somut olayda da istinaf dilekçesi ekinde sundukları fatura ve fişlerin, işin yapıldığı tarihte müvekkil şirketin Amasya ve Samsun’da araçlara alınan antifriz, hidrolik hortum v.s. araç parçalarını gösterdiğini, bu fatura ve fişlerin , müvekkili tarafından davalı firma adına düzenlenen faturalarla aynı tarihlerde olup müvekkilin faturalarda belirtilen nakliye işini yerine getirdiğini gösterdiğini, ayrıca işin yapıldığının bildirdikleri tanıklar ile de ispatlanacağını, ilk derece mahkemesince davalı şirketin ticari defterlerini incelemeden eksik ve hatalı inceleme yaparak hüküm kurulduğunu, davalının ticari defter kayıtlarının incelenmesi amacıyla davalıya müzekkere yazılmasını ve davalının bağlı bulunduğu Amasya…. müzekkere yazılarak faturaların ticari defterlere işlenip işlenmediğinin Vergi Dairesinden sorulmasını talep ettiklerini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma ücretine ilişkin faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alacak için sırf fatura düzenlenmiş olmasının ve alacaklı tarafından bunun kendi defterine kayıt edilmesinin alacağın varlığını ispata yeterli olamayacağı, faturaya konu edimin yerine getirildiğinin ispatının davacı üzerinde bulunduğu, oysa dosya kapsamında davacının defterine kayıt edilmiş bulunan dava konusu faturalar dışında edimin yerine getirildiğine ve borcun ödenmediğine dair bir delil olmadığı, kaldı ki davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığının mahkeme alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davanın miktarı itibariyle tanıkla ispatın mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesince hatırlatılmasına rağmen davalıya yemin de teklif edilmediği, dolayısıyla ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, diğer taraftan davcı tarafça istinaf dilekçesi ekinde sunulan delillerin yargılama sırasında sunulmaması, yine yargılama sırasında davalı tarafın form-BA kayıtlarına delil olarak dayanılmaması ve bu belgelerin resen nazara alınacak belgelerden de olmaması karşısında ilk defa istinaf aşmasında sunulan ve dayanılan bu delillerin 6100 sayılı HMK’nın 357/1. maddesi hükmü uyarınca Dairemizce incelenmesinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/02/2022 tarihinde 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2022