Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/802 E. 2022/319 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/03/2020 tarih ve 2015/284 E. – 2020/83 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin Türkiye’nin önde gelen bira üreticisi olduğunu, Türkiye’de diğer markalarının haricinde 32. sınıfta “…” üzerinde tescilli 76736 sayılı “… + şekil”, 2009/52832 sayılı “… …” ibareli markalarının bulunduğunu, müvekkilinin dava dışı … … … … ve … A.Ş. ile , bu şirkete ait olan 76736 sayılı “…+ şekil” markasını devralmak üzere 15/08/2008 tarihinde sözleşme imzaladığını, müvekkili tarafından 11/09/2008 tarihinde … Kurumu’na, bu markanın devrine onay vermesi için başvurulduğunu ve devir işlemine … Kurumunca izin verildiğini, bu karar neticesinde 76736 sayılı “… …” markasının, 09/09/2009 tarihi itibariyle davacı adına devredilerek sicile kaydedildiğini, davalı Şirket tarafından … Kurumu’nun devre onay veren kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay 13. Dairesi nezdinde iptal davası açıldığını, müvekkili Şirket ve dava dışı … ….A.Ş’nin, davalının … Kurumu Başkanlığı’nın yanında davaya katılma isteminde bulunduğunu ve bu istemin kabul edildiğini, mezkur davada … Kurumu’nun 76/736 no’lu “… …” markasının devrine izin verilen kararının iptaline karar verildiğini, Danıştay 13. Dairesi’nin 26/03/2013 tarih ve 2009/6743E., 2013/848K. sayılı kararının müvekkili tarafından temyiz edildiğini ve halen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurumu tarafından incelendiğini, … Kurumunun, devre izin verilen kararına iptale yönelik Danıştay 13. Dairesi’nin 26/03/2013 tarihli kararından önce 08/10/2009 tarihinde , müvekkili Şirket tarafından “… … … … …” ve “… …” ibarelerinin 32. sınıfta “…; bira yapımında kullanılan preparatlar” üzerinde … olarak tescili için … başvuruları yaptığını, sırası ile 2009/52831 ve 2009/52832 sayı ile kayıt altına alınan … başvurularına, davalı Şirket tarafından 556 sayılı KHK’nın 7/1(b) ve 8/1(a) maddeleri uyarınca yapılan itirazların reddi üzerine davalı şirket tarafından yapılan itirazın YİDK’ın 2015/M-3552 ve 2015/M-3554 sayılı kararıyla kabul edilerek 2009/52831 sayılı “… … … … …” ve 2009/52832 sayılı “… …” … başvurularının reddedildiğini, davalı şirketin, müvekkilinin dava konusu … başvurularına karşı davalı Kurum nezdinde sunmuş olduğu 22/04/2010 tarihli yayına itiraz dilekçelerinde itiraz gerekçelerini 556 sayılı KHK’nın 7/1(b) ve 8/1(a) maddelerine dayandırdığını, ancak dava konusu YİDK kararlarının davalı Şirket tarafından ileri sürülmeyen kötü niyet gerekçesine dayalı olduğunu ayrıca davalı Şirket tarafından itiraza dayanak yapılan ve dava dışı … …..A.Ş adına tescilli olduğu iddia edilen 76736 sayılı “… + şekil” markasının 09/09/2009 tarihinde geçerli bir şekilde müvekkili adına devrinin gerçekleştiğini ve halen müvekkili adına tescilli bulunduğunu, 556 sayılı KHK’nın 8. Maddesi uyarınca yapılacak olan itirazların ancak tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış bir markanın sahibi tarafından yapılabileceğini, dava Şirketin “…” veya “… …” ile ilişki kurulabilecek herhangi bir … tescili veya başvurusunun bulunmadığını, davalı Şirket itirazının ehliyet eksikliğinden reddi gerektiğini, davalı Şirketin müvekkilinin 2009/52831sayılı “… … … … …” ve 2009/52831 sayılı “… …” … başvurularının yayınına itiraz dilekçelerinde, itirazının 76736 sayılı “… + şekil” markasının dava dışı … mülkiyetinde olduğunu, davacının … başvurusunun bu … ile 556 sayılı KHK’nın 7/1(b) ve 8/1 (a) maddeleri anlamında benzer olduğu ve tescil edilemeyeceği gerekçesi ile sınırlandığı, kötü niyet iddiasında bulunmadığı, muteriz tarafından ileri sürülmeyen, davalı idare tarafından re’sen dikkate alınabilecek hükümlerden de olmayan “ iyi niyetli olmama” gerekçesinin kararda yer almasının anlaşılamadığını, öte yandan “… …” markasının devri işleminin iptaline dair Danıştay kararının 20/03/2013 tarihli olduğunu, davacının iptal kararından yaklaşık 4 yıl önce dava konusu markaların tescili için başvurularda bulunduğunu, davacının gerçek hak sahibi olduğunu ve Danıştayın 4 yıl sonrasına ait iptal kararından o tarihte haberdar olduğunu, … başvurularını kötü niyetle yaptığının düşünülemeyeceğini ileri sürerek YİDK’ın 12/05/2015 tarih ve 2015-M-3554 ve 2015-M-3552 sayılı kararlarının iptaline, … tescil başvurularının devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … ve … Kurumu vekili, İYUK 28. ve 52. maddeleri hükümlerine rağmen davacının söz konusu markaların sahibi olduğunu kabul etmenin ve işlemlerin buna göre yürütmenin hukuken mümkün bulunmadığını, İdarenin Danıştay’ın yürütmenin durdurulması kararı doğrultusunda gecikmeksizin işlem tesis etmek veya eylemde bulunmak zorunda olduğunu , söz konusu karar üzerine temyiz yoluna başvurulmasının da Danıştay kararlarının yürütmesini durdurmayacağını, davacının başvurusunun tescilline izin verilmesi durumunda Danıştay 13. Dairesi kararının pratik bir sonuç doğurmayacağını, … Kurumunun kararının iptali biçimindeki Danıştay ilamı ile kesin hükümle sonuçlansa ve 76736 sayılı ile tescilli …, eski sahibi “ … … …” adına tescil edilmiş haline döndürülse bile, “… …” ibaresinin başvuru sahibinin markası olarak kalmaya devam edeceğini, başvuru sahibinin hukukun izin vermediği bir sonuca yeni … tescili yapmak suretiyle ulaşacağını, bu nitelikteki bir başvurunun TTK m.18 f.2 anlamında basiretli davranma yükümlülüğüne uygun ve iyi niyetle yapılmış bir başvuru olarak kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu … başvurusuna müvekkili tarafından 556 sayılı KHK’nın 8/1-a, 7/1-b ve 35. maddeleri uyarınca itiraz edildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 35. maddesi uyarınca müvekkili Şirketin … başvurularına itiraz edebildiği nazara alındığında davada taraf ehliyetinin bulunduğunu, davacı şirket ile dava dışı … … … … ve … A.Ş. arasında 76736 sayılı markanın devrine ilişkin sözleşme tarihinin 15/08/2008 olduğunu, bahsi geçen sözleşmenin akdedilmesinin akabinde … Kurumu’nun 25/08/2009 tarih ve 09-38/925-218 sayılı kararı ile … devir işlemini onayladığını, davalı Kurum nezdinde söz konusu markanın devir işleminin 09/09/2009 tarihinde yapıldığını, müvekkili şirket tarafından … Kurumu’nun 25/08/2009 tarihli kararının iptali talepli Danıştay 13.Dairesi nezdinde 2009/6743 Esas sayılı davanın ikame edildiğini, bu dava neticesinde … Kurumu’nun mezkur kararının iptaline karar verildiğini, davacı tarafından 08/10/2009 tarihinde huzurdaki davaya konu markalarla ilgili tescil başvurusunda bulunulduğunu, basiretli tacir olarak hareket ettiği prensip olarak kabul edilen davacı şirketin huzurdaki davaya konu … başvurularını … Kurumu’nun 25/08/2008 tarihli kararının iptaline karar verilmesi ihtimaline binaen önlem olarak yaptığını, davacının ileri sürdüğünün aksine Danıştay 13.Dairesi’nin iptal kararının yayına itiraz dilekçesinin ekinde arz edilmiş olduğunu, itiraz dilekçesinde davacı tarafın 76736 sayılı “… …” markasının maliki olmadığı ve bu nedenle yapılan … başvurularının kötüniyetli yapıldığına dair iddia ve itirazlara havi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu markaların ayırtedilemeyecek kadar benzer ve mal sınıflarının aynı olduğu, buna karşılık itiraza mesnet … sahibi ile dava konusu markaların tescili için yapılan başvurunun sahibi sicilde aynı kişi olduğundan 556 Sayılı KHK’nın 7/1-b ve 8/1-a maddelerinin uygulama şartlarının oluşmadığı, davalı … … A.Ş.’nin … … ve … Kurumu nezdinde davacıya ait … bakımından kötüniyet itirazında bulunmadığı, YİDK kararının iptali koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile … YİDK’nın 12/05/2015 tarih ve 2015/M-3554 ve 2015/M-3552 sayılı kararlarının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Şirket vekili, davacı taraf dava dışı … Şirketine ait “… …” markasnın sahibi gibi dava konusu başvuruları yaptığını, başvuruların müvekkilinin itirazı sonucu reddedildiğini, müvekkili tarafından yapılan itirazın ve dava konusu YİDK kararlarının yerinde olduğunun Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun vermiş olduğu kararlar da sabit hale geldiğini ve “… …” markasının davacının mülkiyetine geçmediğinin mahkeme kararıyla açıkca ortaya konulduğunu, davacının dava konusu … başvurularını, müvekkili tarafından Danıştay nezdinde dava açmasından sonra tamemen kötü niyetle ve … yedekleme amacı ile yaptığını, devre onay veren … Kurumu kararının iptali istemiyle açılan davada davacının dava dışı şirkete ait markayı devralmasının usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunduğunun tespit edildiğini, davacı ile dava dışı … …..A.Ş arasında yapılan devir sözleşmesinin devre onay veren … Kurumu kararının iptal edilmesi nedeniyle kendiliğinden geçersiz hale geldiğini, davacı Şirketin … Kurumuna yaptığı yeni başvurunun yok hükmünde olduğunu, müvekkilinin … başvurularına itirazında kötüniyet iddiasını ileri sürdüğünü, itirazlarının yeniden değerlendirmesine ilişkin dilekçelerinde açıkça yürütme durdurma kararına rağmen davacının dava konusu başvurularının tescilinin bir nevi kanuna karşı hile sayılacağının ifade edildiğini, Danıştay tarafından verilen iptal kararının geçmişe etkili olduğunu, dosyaya sundukları uzman görüşte de aynı hususlara yer verildiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, rapora karı itirazlarının karşılanmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … … ve … Kurumu vekili, İYUK 28. ve 52. maddeleri hükümlerine rağmen davacının söz konusu markaların sahibi olduğunu kabul etmenin ve işlemlerin buna göre yürütmenin hukuken mümkün bulunmadığını, İdarenin Danıştay’ın yürütmenin durdurulması kararı doğrultusunda gecikmeksizin işlem tesis etmek veya eylemde bulunmak zorunda olduğunu , söz konusu karar üzerine temyiz yoluna başvurulmasının da Danıştay kararlarının yürütmesini durdurmayacağını, davacının başvurusunun tescilline izin verilmesi durumunda Danıştay 13. Dairesi kararının pratik bir sonuç doğurmayacağını, … Kurumunun kararının iptali biçimindeki Danıştay ilamı ile kesin hükümle sonuçlansa ve 76736 sayılı ile tescilli …, eski sahibi “ … … …” adına tescil edilmiş haline döndürülse bile, “… …” ibaresinin başvuru sahibinin markası olarak kalmaya devam edeceğini, başvuru sahibinin hukukun izin vermediği bir sonuca yeni … tescili yapmak suretiyle ulaşacağını, bu nitelikteki bir başvurunun TTK m.18 f.2 anlamında basiretli davranma yükümlülüğüne uygun ve iyi niyetle yapılmış bir başvuru olarak kabul edilemeyeceğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, … başvurularının reddine dair YİDK kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, işlem dosyasının incelenmesinden davacının 08.10.2009 tarihinde, 32. sınıf mallar yönünden, 2009/52831 sayılı “… … … … …” ibareli ve 2009/52832 sayılı “… …” ibareli iki ayrı … başvurusunda bulunduğu, davalı Şirketin her iki başvuruya karşı dava dışı … …..A.Ş’ye ait olduğunu iddia ettiği 76736 sayılı ve “…+şekil” ibareli markaya dayalı olarak 556 sayılı KHK’nın 7/1-b ve 8/1-a maddeleri uyarınca ayrı ayrı itiraz ettiği, … Dairesi Başkanlığınca, dava konusu her iki başvuruya karşı yapılan itirazların, itirazlara mesnet 76736 sayılı markanın davalı Şirkete ait olmadığı gerekçesiyle ayrı ayrı reddine karar verildiği, davalı Şirketin … Dairesi Başkanlığının bahsi geçen kararlarına karşı bu kere 7636 sayılı markaya dayalı olarak 556 sayılı KHK’nın 7/1-b ve 8/1-a maddeleri uyarınca ileri sürdüğü itirazları yanında kötü niyet iddiasına da dayanarak itiraz ettiği, YİDK’ın 2015-M-3552 ve 2015-M-3554 sayılı dava konusu kararıyla davalı şirketin kötü niyet itiraz yerinde görülerek başvuruların kötüniyetli olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiğinin anlaşıldığı, görüldüğü üzere davalı Şirketin, dava konusu başvuruların ilanı üzerine yaptığı itirazları 556 sayılı KHK’nın 7/1-b ve 8/1-a maddelerine dayalı olup , kötü niyet iddiasının ileri sürülmediği, buna rağmen , Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03/11/2020 tarih ve 2020/656 E-2020/471 K sayılı ilamında belirtildiği üzere, dava konusu başvuruların yapıldığı tarih itibariyle somut olaya uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 33. ve 36. maddeleri uyarınca inceleme yetkisi … Dairesi Başkanlığı kararının kapsamı ve kendisine yapılan itirazla sınırlı olan YİDK tarafından , somut olay bakımından başvuruya itiraz aşamasında ileri sürülmeyen ve bu sebeple … Dairesi Başkanlığı tarafından değerlendirilmeyen kötü niyet iddiasına dayalı olarak dava konusu başvuruların reddine karar verilmesi yerinde olmadığı gibi davalı Şirketin 556 sayılı KHK’nın 71/-b ve 8/1-a maddeleri uyarınca yaptığı itirazlarının dayanağı markanın sahibi olmaması sebebiyle anılan maddelere dayalı olarak dava konusu başvurulara itiraz edemeyeceğinden bu itirazlarının da yerinde bulunmadığı, zira 556 sayılı KHK’nın 8. maddesinde, bu maddeye dayalı itirazların ancak tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın sahibi tarafından ileri sürülebileceğinin açıkca düzenlendiği, her ne kadar aynı KHK’nın 7/1-b maddesine dayalı itiraz yönünden bu hususta açık bir düzenleme bulunmasa da 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 SMK’nın 17. maddesi ile bu hususa açıklık getirilerek 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi ile aynı yönde düzenleme içeren aynı Kanunun 5/1-ç maddesine dayalı itirazların ancak … sahipleri tarafından ileri sürülebileceğinin kabul edildiği, bu duruma göre somut olay bakımından da 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca ileri sürülebilecek itirazların, dayanak markanın sahibi tarafından yapılması gerektiğinin kabulü gerektiği, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … … … Şirketi vekili ile … … ve … Kurumu vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … … … Şirketi ile … … ve … Kurumu’ndan alınması gereken 80,70’şer TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar … … … Şirketi ile … … ve … Kurumu tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.