Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/795 E. 2022/235 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2019
NUMARASI :….
ASIL DAVANIN KONUSU :Marka İptali
KARŞI DAVANIN KONUSU :Markaya Tecavüzün Men’i, Ref’i , Maddi ve Manevi Tazminat, Ünvan terkini

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/12/2019 tarih ve 2017/450 E. – 2019/543 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı karşı davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 18.09.2015 tarihinden beri … … ticari unvanıyla … işlettiğini, … … ibaresinin tescili için yaptığı marka başvurusunun davalının 2008/33784 sayılı markasına dayalı olarak yaptığı itiraz sonucu reddedildiğini, davalının 2008/33784 sayılı “… …” ibareli markasının tescilinden bu yana özellikle geçici konaklama hizmetleri için kullanılmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu, marka başvurusuna itiraz ederek davacının ticari faaliyetlerini sekteye uğratmaya çalıştığını ve kendi markasını çok yüksek rakamlar karşılığında davacıya satmak için baskı oluşturduğunu, dava konusu markasının 30. ve 43. sınıflarda tescilli bulunduğunu ancak davalı/karşı davacının sadece 30. sınıf emtialar yönünden faaliyet gösterdiğini, 43. Sınıfta faaliyeti olmadığını , müvekkilinin ticari unvanı da olan “… …” ibaresini internet sitesi, vergi levhası ve ticari işletmesine ait tüm belge ve evraklarda kullandığını ileri sürerek davalı adına tescilli bulunan markanın 43. Sınıf bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır geçici konaklama, yiyecek içecek sağlanması hizmetleri gibi gıda sektörüyle bağlantılı alanlarda faaliyet gösterdiğini, itibarı yüksek birçok kurum ihalelerini alarak hem kamu hem özel sektörde tanınmış olduğunu, 05.06.2008 yılında “…” ibaresini tescil ettirdiğini, ayrıca ilgili ibareyi iş yerinde reklam panolarında, tabelalarda kullandığını savunarak asıl davanın reddini, karşı davada da müvekkilinin tescilli markasının, davacı /karşı davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını, davacı/karşı davalının bu eyleminin müvekklinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğu gibi haksız rekabet de teşkil ettiğini, davacı/karşı davalıya gönderdikleri ihtara rağmen kullanımların durdurulmadığını ileri sürerek markaya tecavüzün önlenmesine, markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına internet , sosyal medyada reklam ve tanıtımların durdurulmasına, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek 5 gazeteden biri ile ilanına, ticaret unvanının ticaret sicilinden terkinine ve 10.000 TL maddi ,50.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, asıl dava yönünden; davalı vekilinin kullanıma ilişkin sunduğu delillerin “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, huzurevleri hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetlerine” ilişkin olmadığı, davalının iptali istenilen markayı dava tarihinden önceki beş yıllık dönemde söz konusu hizmetler için kullandığının ispat edilemediği, karşı dava yönünden, asıl dava ile ilgili yapılan değerlendirmede davalının markasını 43. Sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, huzurevleri hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetleri” yönünden 5 yıldan uzun süredir kullanmadığı, davacı/karşı davalının … markasını …-geçici konaklama hizmetlerinde kullandığı ve bu durumun karşı davacının markasına tecavüze yol açtığı değerlendirilmesine rağmen, asıl davada ileri sürülen markayı kullanmama iddiası nedeniyle karşı davacı/davalının tecavüz iddiasında bulunamayacağı, davalı unvanının 1996 yılında kayıt edildiği ve sicilde ilan edildiği, 1996 yılından yaklaşık 21 yıl sonra dava açıldığı, davacı karşı davalının ticaret unvanını davalı karşı davacının marka tescilinden önce tescil ettirerek kullanmaya başladığından davalının ticaret unvanının sicilden terkini yönündeki taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli bulunan 2008/33784 sayılı markanın 43. Sınıfta tescilli “geçici konaklama hizmetleri, (gündüz bakımı kreş hizmetleri, huzur evi hizmetleri dahil), hayvan bakım evleri hizmetleri” bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı/karşı davacı vekili, müvekkilinin 2008//33784 sayılı markasını hükümsüzlüğüne karar verilen 43. sınıf hizmetler yönünden kullandığının dosyaya sunulan delillerle ispatlandığını, bu hususta sunulan faturalardan müvekkilinin catering hizmeti verdiğinin açıkca anlaşıldığını, müvekkilinin “…” ibareli markası ile catering hizmeti verdiği gibi kokteyl ve toplantılar da düzenlendiğini, dosyaya sundukları fotoğraflarla da bu durumun sabit olduğunu, davacı /karşı davalının müvekkilinin tescilli markası olan “…” ibaresini müvekkilinin faaliyet gösterdiği ve markasının tescil kapsamında yer alan hizmetlerde kullandığını, davacı/karşı davalının bu eyleminin markaya tecavüz oluşturduğu gibi haksız rekabet de teşkil ettiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı/karşı davalı kulanımlarının müvekkilinin markasına tecavüz teşkil ettiğininin belirtilmesine rağmen raporun sonuç kısmında aksi yönde görüş bildirildiğini, bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, aksi halde davanın yeniden görülmesi için dosyasının yerel mahkemeye gönderilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Asıl dava, kullanılmama nedenine dayalı marka iptali, karşı dava ise markaya tecavüzün men’i, ref’i, maddi-manevi tazminat, unvan terkini ve hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki asıl davada, dava dilekçesi ile davalı adına tescilli bulunan 2008/33784 sayılı markasının tescilli olduğu 43. Sınıf hizmetler bakımından kısmen iptali talep edilmiş olmasına karşın 26/04/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekili, dava konusu 2008/33784 sayılı markanın 43. Sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil)” için kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince de asıl dava bakımından uyuşmazlık konusu davalının 2008/33784 sayılı markasının 43. Sınıfta yer alan “geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil) bakımından kullanmama nedeniyle iptalinin gerekip gerekmediği şeklinde belirlenmiştir. Bu durumda davacının asıl davadaki istemi dava konusu 2008/33784 sayılı markanın 43. Sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil)” için kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin olup ilk derece mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 26/1. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak dava konusu markanın bahsi geçen hizmetler yanında 43 .snıfta yer alan “hayvan bakım evleri hizmetleri” yönünden de hükümsüzlüğüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, asıl davada davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bu husus resen kararın kaldırılmasını gerektirmiş ve asıl davada 2008/33784 sayılı markanın 43. Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Hayvan bakım evleri hizmetleri.” hizmetleri yönünden iptali istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere asıl dava bakımından uyuşmazlık dava konusu 2008/33784 sayılı markanın 43. sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil)” hizmetleri yönünden kullanılmama nedenine dayalı iptali koşullarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Asıl dava tarihi itibariyle somut olaya uygunlnması gereken SMK’nın 26/1-a maddesindeki atıf uyarınca SMK’nın 9/1. maddesine göre, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. 6769 sayılı SMK’nın 26. maddesi uyarınca kullanmama nedeniyle markanın iptali yetkisi … Kurumuna ait ise de, bu hükmün SMK’nın 192/1. maddesi uyarınca kanunun yayım tarihinden itibaren 7 yıl sonra yürürlüğe gireceği için, 6769 sayılı SMK’nın geçici madde 4. maddesi uyarınca, SMK’nın 26. madde hükmü yürürlüğe girene kadar, iptal yetkisinin mahkemeler tarafından kullanılacağı anlaşılmaktadır.
SMK’nın markanın kullanım külfetine ilişkin 9. maddesi hükmü uyarınca davalı markasının tescil edildiği tarihten sonraki tüm zaman sürecinde kullanım külfetinin bulunduğu, bu kullanımının SMK’nın 7. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen şekilde, yine 7. maddenin 3. fıkrası ve SMK’nın 9. maddesinin 2 ve 3. fıkrasında belirlendiği şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, mahkemece görüşüne başvurulan kök ve ek bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere, markanın kullanımını ispat yükü kendisinde bulunan davalının (Yargıtay 11. HD, 2019/5260 Esas, 2020/3381 Karar ve 01/07/2020 Tarih) dava konusu markanın uyuşmazlık konusu 43. Sınıf “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil)” hizmetleri yönünden ciddi bir şekilde kullanıldığını ispatlayamamıştır. Zira bu kapsamda davalı tarafça dosyaya sunulan delillerin pasta kurabiye, v.b malların satışına ilişkin olup uyuşmazlık konusu olan “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil)” hizmetleri ile ilgisi bulunmamaktadır.Bu itibarla davalı- karşı davacının asıl dava yönünden, dava konusu markasını uyuşamzlık konusu hizmetlerde kullandığının ispatlandığına ilişkin istinaf itirazları Dairemizce yerinde görülmemiştir.
Davalı-karşı davacının karşı dava yönünden istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; karşı davada, davalı-karşı davacı 2008/33784 sayılı , “…” ibareli markasının haksız olarak davacı-karşı davacı tarafından kullanıldığı, bu eylemlerin markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek markaya tecavüzün men’ini ref’ini, maddi-manevi tazminatın tahsilini, “…” ibaresinin davalı-karşı davacının unvanından terkinini ve hükmün ilanı talep etmiştir.
Mahkemece görüşüne başvurulan kök ve ek bilirkişi raporlarında da açıklandığı üzere davacı-karşı davalının … ibareli markayı “Geçici konaklama hizmetleri” nde kullandığı, 2008/33784 sayılı markanın tescil kapsmında yer alan diğer hizmetlerde bir kullanımının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı-karşı davacının 43. sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden de “…” ibareli marksal kullanımlarının bulunduğu ileri sürülmüşse de bu iddiasını ispata yarar bir delil sunmadığından davalı- karşı davacının bu iddiasına itibar etmek mümkün olmamıştır.
Davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacı adına tescilli bulunan 2008/33784 sayılı markanın asli unsurunu oluşturan “…” ibaresini 43. Sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri” nde markasal olarak kullandığı sabit ise de, yukarıda asıl dava bakımından yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere davalı-karşı davacının 2008/33784 sayılı markasının, 43. Sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil)” hizmetleri bakımından kullanmama nedeniyle iptali koşullarının gerçekleştiği kabul edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01.03.2013 tarih, 2012/1496 esas, 2013/3805 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere kullanmama nedeniyle iptal kararı, davanın açıldığı tarihe kadar etkilidir. Somut olayda da asıl davada verilen 2008/33784 sayılı markanın iptal kararı asıl dava tarihi 24/11/2017 tarihinden itibaren etkili olacağından diğer değişle davalı-karşı davacının 31/01/2018 karşı dava tarihinde 43. sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil)” hizmetlerinde hukuken korunan ve hüküm ifade eden “…” ibareli markasının varlığından bahsedilemeyeceğinden anılan markaya dayalı olarak tecavüz ve haksız rekabet iddiasında bulunması da mümkün değildir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince de aynı sonuca ulaşılmışsa da ilk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesi Dairemizce yerinde görülmemiştir.
Yine ilk derece mahkemesince, davacı-karşı davalı  unvanının 1996 yılında kayıt edildiği ve sicilde ilan edildiği, 1996 yılından yaklaşık 21 yıl sonra dava açıldığı, davacı-karşı davalının ticaret unvanını davalı-karşı davacının marka tescilinden önce tescil ettirerek kullanmaya başladığı gerekçesiyle davalı-karşı davacının ticaret unvanının  terkini yönündeki taleplerinin yerinde olmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verişmişse de ilk derece mahkemesinin açıklanan gerekçesi dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Gerçekten de dosya kapsamında yer alan belgelerden davacı-karşı davalı …’nın … … Başkanlığı’ndan “… …” unvanıyla 15/10/2015 tarihinde iş yeri ruhsatı aldığı, aynı unvanla 30/09/2015 tarihinde … Siciline kayıt edildiği anlaışmaktadır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesinde 1996 yılında ticaret siciline kayıt edildiği belirtilen şirket … ….. olup anılan şirketin davayla ilgisi bulunmamaktadır. Üstelik, dosya kapsamından bu dava dışı şirketin 13/07/2015 tarihinde ticaret sicilden resen terkin edildiği de anlaşılmaktadır. Dolasıyla ilk derece mahkemesinin karşı davadaki unvan terkini talebinin yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ancak yukarıda ifade edildiği gibi davalı-karşı davacının 43. sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzurevi hizmetleri dahil) hizmetlerde karşı dava tarihinde hüküm ifade eden “…” ibareli markası bulunmadığından , davacı-karşı davalının bahsi geçen hizmetler kapsamında yer alan … hizmetlerinde kullandığı “… …” ibareli unvanın terkini istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar HMK’nın 114/1-h maddesi gereğince dava şartı olup, yargılama süresince devam etmesi ve mahkemece hukuki yararın resen gözetilmesi gerektiğinden karşı davada unvan terkini talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden Dairemizce davalı -karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun karşı dava bakımından gerekçe yönünden olmak üzere yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/12/2019 gün ve 2017/450 E. – 2019/543 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Asıl davada, dava konusu 2008/33784 sayılı markanın 43. sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, huzurevleri hizmetleri dahil).”hizmetleri yönünden iptali isteminin KABULÜ ile davalı-karşı davacı adına tescilli olan 2008/33784 sayılı, “… …” ibareli markanın 43 sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, huzurevleri hizmetleri dahil).”hizmetleri yönünden kısmen İPTALİNE,
3-Asıl davada dava konusu 2008/33784 sayılı markanın 43. sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Hayvan bakım evleri hizmetleri.” hizmetleri yönünden iptali istemi bakımından karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30TL’nin davalı-karşı davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5- Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve istinaf eden davalı-karşı davacı aleyhine hüküm kurulamayacağından ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 3.931,00.TL maktu vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
6-Davacı-karşı davalı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 2.250,00.TL bilirkişi ücreti, 279,31.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 11,50.TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.540,81.TL yargılama giderine, 31,40.TL peşin harç ile 31,40.TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 2.603,61.TL’nin davalı- karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
7-Davalı- karşı davacı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
9-Karşı davanın REDDİNE,
10-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 16,50.TL harcın mahsubu ile bakiye 64,30.TL karar ve ilam harcının davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve istinaf eden davalı-karşı davacı aleyhine hüküm kurulamayacağından ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 3.931,00.TL maktu vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
11-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
12-Davacı -karşı davalı tarafından karşı dava yönünden ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
13-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
14-Davalı-karşı davacıdan peşin olarak alınan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı karşı davacıya iadesine,
15-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/02/2022 tarihinde asıl ve birleşen davanın esasına ilişkin verilen karar yönünden HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/03/2022