Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/793 E. 2022/148 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

……
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tasarım Hakkına Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/02/2020 tarih ve 2018/397 E. – 2020/29 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin… sayılı ve “… … …” kodlu … tasarımının sahibi olduğunu, davalı … …. ve bu şirketin … Şubesi’ni işletmekte olan davalı … ……. müvekkil şirketin izni ve bilgisi dışında söz konusu elbisenin birebir aynısını ve hatta daha farklı renklerini de hukuka aykırı şekilde üreterek sattığını, müvekkili şirket ile davalılar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davadan önce … … Şubesi’nden 18.08.2018 tarihinde ihlale konu tasarımın satın alındığını, bu tasarımın “…” koduyla satıldığını, yine dava öncesinde Ankara 3. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/74 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda, davalıların sattığı ürünlerin müvekkili şirketin tescilli tasarımına benzer özellikler taşıdığının ve bilinçli tüketicinin gözünde ayırt edilemeyeceği hususlarının tespit edildiğini, her ne kadar yalnızca … Şubesi’nde satılan ürünler tespit edilmişse de davalı … ….’nin bütün şubelerinde bahse konu elbisenin satııldığını, davalıların müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren ve birbirlerinin ürünleri oldukça iyi bilen firmalar olduklarını ileri sürerek davalılar tarafından yapılan tecavüzün önlenmesi ile 1.000,00.-TL maddi ve 50.000,00.-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ……A.Ş vekili, delil tespitinin müvekkilinin gıyabında yapıldığını, yapılan tek taraflı delil tespiti neticesinde müvekkilinin … markalı … kodlu toplam 3 adet tecavüzlü ürünü tespit edildiği yönünde bilirkişi raporu tanzim edilmiş ise de bu tespitlerin gerçeğe uygun düşmediğini, müvekkilinin başta giyim-tekstil sektörü olmak üzere birçok sektörde faaliyet gösterdiğini, davacı tasarımının harcı alem olduğunu , davacının kötü niyetle yeni diye tescil ettirdiği tasarımın bir çok benzerinin zaten yıllardır piyasada bulunduğunu, müvekkili tasarımı ile davacı tasarımı arasında herhangi bir benzerliğin de olmadığını, müvekkilinin tecavüz teşkil ettiği iddia edilen söz konusu ürünü davacının tasarımının tescilinden çok önce kamuya sunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin perakende tekstil ürünleri satışı ile iştigal ettiğini, müvekkil ile Türkiye’nin kendi alanında en önde gelen firması diğer davalı … A.Ş. arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme gereği müvekkilinin davaya konu “…” markalı ürünleri …’den tedarik edip perakende olarak mağazasında sattığını, müvekkilinin bu şekilde … A.Ş.’den bir yıl içerisinde binlerce değişik tekstil ürünü satın aldığını, müvekkilinin her bir tekstil ürününün …’nin tescilli tasarım ürünü olup olmadığını araştırması ve bilmesinin mümkün bulunmadığını, davacı tarafından müvekkili Şirkete ürünün tasarımının kendisine ait olduğuna dair herhangi bir şekilde ihtar vb şekilde bir uyarıda da bulunulmadığından müvekkili aleyhine maddi ve manevi tazminat talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu … sayısı ile satışı yapıldığı iddia olunan davalılar ürününün, davacının… sıra sayılı tasarımı karşısında bilgilenmiş kullanıcı algısında yeni ve ayırt edici olduğu, bu nedenle bir ihlal eyleminden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, uyuşmazlık konusu tasarımın genel görünüm itibariyle, müvekkili tasarımı ile ortak özelliklerinin daha fazla olması nedeniyle bilgilenmiş kullanıcı nezidnde ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunun kabulü gerektiğini, davadan önce Ankara 3. FSHHM 2018/74 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da aynı hususların tespit edildiğini, tescile konu olamayacak ve ayırt edici niteliği haiz olmayan renk, kemer aksesuar gibi özelliklerle bilgilenmiş kullanıcı gözünde davalı ürünlerinin farklı olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesinin yerinde bulunmadığını, birbiriyle kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesinin gerektiğini, öte yandan davalıların dava konusu ürünü müvekkili tasarımından önce kamuya arz etiklerinden bahisle tescilsiz tasarım hakkına sahip olduğu değerlendirilmesinin hatalı ve eksik bulunduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 57. maddesi uyarınca kötü niyetli olan davalı tarafın müvekkil firmanın tasarımından yararlanarak, ayırt edici özelliği bulunmayan ve genel görünüm itibarıyla uyuşmazlık konusu tasarımı kopyalayarak, başvuru veya rüçhan tarihinden önce on iki ay içinde tasarımı kamuya sunmuş olmasının tasarımın yeniliğini etkilemeyeceğini, kaldı ki müvekkiline ait ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde müvekkilinin hak sahibi olarak tescil tarihinden on iki ay içinde tasarımı kamuya sunduğunun, bu haliyle her ne kadar davalı … şirketinin 2017 yılının 9. ayında uyuşmazlık konusu tasarımı stoklarında bulundurduğu tespit edilmiş ise de, bu tarihten 12 ay önce müvekkili şirketin uyuşmazlık konusu tasarımı üretmekte ve satmakta olduğunun , süresi içerisinde de özgün tasarımını tescil işlemlerini gerçekleştirdiğinin anlaşılacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak Ankara 3 FSHHM 2018/74 D.İş tespit dosyasında aldırılan bilirkişi raporuyla ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi ve denetime elverişli bir inceleme yapılması için yeninde bilirkişi incelemesi yapılarak tazminat miktarının belirlenip davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, tasarım hakkına tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf tasarımları birbirleri ile karşılaştırılırken sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteren unsurların dikkate alınması mümkün olmayıp, karşılaştırmanın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/14393 E-2018/5428 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere seçenek özgürlüğü kapsamında, bilgilenmiş kullanıcı gözetilerek ,tasarımlar arasındaki ortak ve farklı özellikler tespit edilip, farklılıkların tasarımın bütününe nazaran bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt ediciliği sağlamaya yetip yetmediğinin belirlenmesi suretiyle yapılması gerektiği, mahkemece hükme esas alınan 18/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda, tasarımların açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde karşılaştırılması yapılarak bilgilenmiş kullanıcı açısından, davalı tarafça üretip satılan dava konusu ürünün davacıya ait tasarımdan belirgin şekilde farklı olduğu hususlarının tespit edildiği, anılan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu, her ne kadar Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/74 D.İş sayılı dosyasında alınan tespit raporunda, davalıya ait dava konusu ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin davacıya ait… sayılı tasarım tescili ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu belirlenmiş ise de, bu raporda tasarımların sadece ortak ve farklı özellikleri tespit edilerek ortak özelliklerinin sayısının daha fazla olması nedeniyle tasarımların benzer olduğu sonuca ulaşılması, bahsi geçen raporun dava konusu üründe tespit edilen farklılıkların tasarımın bütününe nazaran bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt ediciliği sağlamaya yetip yetmediği hususunda herhangi bir değerlendirme ve gerekçe içermemesi karşısında anılan raporun hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı, bu itibarla mahkemece alınan bilirkişi raporunun farklı sonuca ulaşmasının da iki rapor arasında çelişki yaratmadığı, diğer taraftan davalıya ait dava konusu ürünlerin davacının tescilli tasarımdan farklı olduğunun tespit edilmesi nedeniyle davacıya ait tasarıma konu ürünün davacı tarafça daha önce kamuya sunulup sunulmadığının tartışılmasının sonuca etkili bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.