Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/782 E. 2022/40 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali ve Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/03/2020 tarih ve 2019/176 E. – 2020/69 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli marka başvurusunun, davalı şirketin “…” ibareli markasına dayalı olarak yaptığı itirazının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca kısmen kabul edilerek 37. sınıfta yer alan “… hizmetleri, … araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.” yönünden reddine karar verildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkiline ait başvuru ile redde mesnet marka arasında iltibasa neden olacak derecede bir benzerliğin bulunmadığını, diğer taraftan redde mesnet markanın sadece “…” ibaresinden oluşmadığını, müvekkilinin uzun yıllardır … sektöründe faaliyet gösteren tanınan bir firma olduğunu, önceki marka tescillerinin bulunduğunu ileri sürerek YİDK’nın 11/03/2019 tarih ve 2019/M-1845 sayılı kararının iptali ile başvurularının tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, taraf markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, hak düşürücü süre ve husumet itirazında bulunarak davacının davalı Kurum nezdinde itirazlarında müktesep hak iddiasında bulunmadığından işbu davada müktesep hak iddiasını ileri süremeyeceğini, marklar arasında iltibas nezdinde olacak şekilde benzerlik bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu 2018/32503 sayılı “…” ibareli başvuru ile redde mesnet 2005/18928 tescil numaralı “…” ibareli markalar arasında 37. Sınıf “… hizmetleri, … araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.” bakımından karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dava konusu YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, dava konusu başvurunun biçim düzenleme ve tertip tarzı itibariyle redde mesnet markadan farklı olduğunu, redde mesnet markanın sadece “…” ibaresinden meydana gelmediğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, rapora karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin markasının uzun süredir ve yoğun şekilde kullandığını, davalı markası ile markalarının tercih edilmesinin söz konusu olamayacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…” ibareli başvuru ile davalı şirkete ait redde mesnet “İK … … ” ibareli marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet markanın asli unsurunu “…” ibaresi oluşturduğu, herhangi bir anlamı bulunmayan, yaratılmış, türetilmiş ve bu nedenle de ayırt ediciliği yüksek olan bu ibarenin dava konusu başvuruda aynen yer almasının iltibasa neden olacağı, başvuruda yer alan “-…” ibaresinin yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, aynı tespitlere yer veren bilirkişi raporunun da hüküm kurmaya elverişli bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/01/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/02/2022

….
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.