Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/777 E. 2022/152 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/11/2019 tarih ve 2018/879 E. – 2019/834 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketin taşımacılık işi ile uğraştığını, davacı ile taşımacılık işi için anlaştıklarını, toplam iş bedelinin 116.216 TL olduğunu, ancak davalı tarafa değişik zamanlarda toplam 136.500 TL ödeme yapıldığını, fazla ödenen 20.244 TL’nin davalı taraftan talep edildiğini, ancak davalı tarafça geri ödenmediğini, bu nedenle Eskişehir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1402 E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, her ne kadar davalı taraf ticari defterlerini sunmamışsa ve davacı defterlerine göre de davalının düzenlediği kayıtlı fatura tutarı 116.216 TL, çekle yapılan ödemeler 136.500 TL, olarak kayıtlı olduğundan, davacının 20.244 TL fazla ödemesi görülmekte ise de, çek ödeme vasıtası olup, peşin işe karine teşkil ettiğinden, yapılan ödeme kadar taşıma hizmetinin aksi kanıtlanıncaya kadar alındığının kabulü gerektiği, davacının ticari defterleri ve sunulan yazılı deliller ile bu karinenin aksinin, yani 20.244 TL. ödeme yapılmasına rağmen karşılığı taşıma hizmetinin davalıdan alınmadığı, buna bağlı olarak da yapılan bu ödemenin geri ödenmesi gerektiği hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile alacağın varlığının tespit edildiğini, müvekkiline ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve delil niteliği taşıdığının da bilirkişi raporunda belirtildiğini, fatura ve çeklerin müvekkilinin usulüne uygun tutulan ticari defterlerine işlendiğini, davalı tarafın davayı da takip etmediğini, bu durumda ilk derece mahkemesinin davayı red kararının usul ve kanuna uygun olmadığı gibi adalete de uygun bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, fazladan ödendiği iddia olunan taşıma ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/1898 E-2016/9296 K sayılı ilamında da belirtildiği gibi çek bir ödeme aracı olup, 6102 sayılı TTK’nın 780. maddesi ve 6098 sayılı TBK’nın 556. maddesi gereğince, çeklerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verildiği yolundaki yasal karine karşısında, bu yasal karinenin aksini yani çekin borcun ödenmesinden başka bir amaçla verildiğini iddia eden tarafın bunu kesin delillerle ispatlaması gerektiği, somut olay bakımından bilirkişi raporunda tespit edilen hususların açıklanan karinenin aksini ispata yeterli olmadığı , davacının yemin deliline de dayanmadığı diğer taraftan davalının icra takibine itiraz dilekçesinde açıkça borca itiraz ettiği gibi davalı tarafın yargılamaya katılmamasının davacı tarafça ileri sürülen hususları kabul ettiği anlamına gelmeyeceği bilakis davalının davaya cevap vermemesinin HMK’nın 128. maddesi uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar ettiği anlamına geldiği, bu itibarla mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/02/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/02/2022