Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/760 E. 2022/167 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2020
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/02/2020 tarih ve 2019/200 E. – 2020/85 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin “…” ibareli markalarının özellikle giyim ve tekstil sektöründe, tüm dünyada tanındığını, davalı Şirketin 2017/103513 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen kabul edildiğini ve bir kısım emtianın başvuru kapsamından çıkarıldığını, müvekkilince bu karara da itiraz edildiğini, itirazı inceleyen YİDK’in müvekkili itirazını kısmen yerinde bularak, 9. sınıftaki bir kısım malları daha başvuru kapsamından çıkardığını, söz konusu YİDK kararının, müvekkilinin itirazının kısmen reddine ilişkin kısım bakımından yerinde olmadığını, başvuru kapsamında yer alan 14. sınıftaki “Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar” ile 24. sınıftaki “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Kampçılar için uyku tulumları” malları yönünden de başvurunun reddinin gerektiğini, zira bu mallar yönünden de dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, bu malların müvekkilinin markalarının kapsamında yer alan mallar ile aynı/benzer/ilişkili olduğunu, davalının anılan mallar yönünden önceye dayalı bir tescil hakkının da bulunmadığını, öte yandan müvekkilinin … ibareli markalarının tanınmışlığının sabit olduğunu, bu tanınmışlık nedeni ile ortalama tüketicinin davalının … markasını, müvekkilinin markalarından biri olarak algılayacağını, başvurunun SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddeleri uyarınca da reddi koşullarının oluştuğunu, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-1914 sayılı kararının davacının itirazının kısmen reddine ilişkin kısım bakımından kısmen iptaline ve davalı şirketin 2017/103513 sayılı “…” ibareli marka başvurusunun, 14. ve 24. sınıftaki mallar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının markalarının kapsamında yer alan mallarla dava konusu marka başvurusu kapsamında kalan emtianın farklı olduklarını, bu emtia yönünden markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının hükümsüzlük talebi ile ilgili yetkili mahkemenin İstanbul Fikir ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, 2 aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığını, müvekkili ile dava dışı … … … A.Ş.’nin kardeş kuruluş olduklarını, … …’in fer’i müdahil olarak davaya katılmasının isteneceğini, müvekkili ile dava dışı … … şirketinin … ve … esas unsurlu markaların gerçek hak sahibi olduklarını, bu markaların tanınmış bulunduklarını, dava dışı … … Şirketinin 14. ve 24.sınıflarda tescilli 2006/24956 sayılı markasının olduğunu, bu markanın başvurusunun müvekkili tarafından yapılarak, 14.04.2009 tarihli marka devir sözleşmesi ile adı geçen şirkete devredildiğini, dolayısı ile davacının itirazına mesnet markalarından önceki tarihli bu marka nedeniyle müvekkilinin marka üzerinde öncelikli hak sahipliğinin bulunduğunu, bunun dışında dava dışı … şirketinin 14. ve 24. sınıfta tescilli 2011/32622, 2012/102484, 2014/10434 sayılı markalarının olduğunu, davacının itirazına mesnet markalarından 2012/17553 sayılı markanın dava konusu olduğunu ve bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının, dava konusu marka başvurusunun kapsamında yer alan 14. sınıftaki “Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar.” yönünden oluştuğu, bunun dışında dava konusu edilen 24. sınıf mallar yönünden anılan madde koşullarının oluşmadığını, SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddesi koşullarının ise somut olayda bulunmadığını, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 2019-M-1914 sayılı kararının 14. sınıfta yer alan “değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar” emtiası ile sınırlı olarak iptaline, 2017/103513 sayılı markanın 14. sınıfta yer alan “değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar” emtiası ile sınırlı olarak hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesi kararının gerekli gerekçeden yoksun olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlar giderilmediği gibi mahkemece de bu konuda bir değerlendirme yapılmadığını, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu, davanın reddine karar verilen 24. sınıf mallar yönünden de SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduklarını ve SMK’nın 6/4 ve 6/5 madde koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davaya konu başvuru ile davacı markaları arasında, bir bütün olarak bıraktıkları izlenim itibariyle görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik olmadığı, YİDK kararının iptali davasının itiraz aşamasında ileri sürülen gerekçelerle sınırlı incelenmesinin gerektiğini ve bu aşamada sunulmamış gerekçe ile YİDK kararının iptaline karar verilmesinin yasaya aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının itirazına mesnet markaların hükümsüzlüğü için açılan davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkili başvurusu ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını, marka kapsamları arasında da benzerlik olmadığı gibi müvekkili yanında davaya feri müdahil olarak katılan Şirketin 14. sınıf yönünden marka üzerinde öncelik hakkının bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, iptali istenen YİDK kararının davacı tarafa 04.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü sürenin son günü olan 04.05.2019 tarihi Cumartesi gününe denk geldiğinden 06.05.2019 tarihinde açılan davanın süresinde açıldığı, dava konusu “…” ibareli başvuru ile davacıya ait 2012/17553 sayılı “…” asıl unsurlu marka arasında, 14. sınıfta yer alan “değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar” malları yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesinin olduğu, zira marka işaretleri arasında “…” ibaresinin ortak olarak kullanılmasından kaynaklanan benzerlik bulunduğu, davalı Şirketin anılan mallar yönünden kendisine müktesep hak sağlayacak bir markasının da olmadığı, bunun dışında dava konusu edilen 24. sınıftaki malların, davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarında yer alan mallarla benzer olmadıkları, dolayısıyla bu mallar yönünden emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmediğinden, karıştırılma tehlikesinden söz edilemeyeceği, bu mallar yönünden SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddesi koşullarının da oluşmadığı, dava konusu başvurunun kötü niyetli yapıldığının ispat edilemediği, YİDK kararının iptaline yönelik davanın, YİDK karar tarihindeki hukuki duruma göre çözümlenmesinin gerektiği, gerek iptali istenen YİDK karar tarihi gerekse de işbu dava tarihi itibariyle davacının itirazına mesnet markalarının geçerli bulunduğu, dolayısıyla işbu markaların hükümsüzlüğü istemi ile açılan davaların bekletici mesele yapılmasına ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararında da açıklandığı üzere esasen iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün bulunduğu ve bu itibarla anılan hususa ilişkin istinaf itirazlarının yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Taraflardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 54,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin taraflardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2022