Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/750 E. 2022/35 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/11/2019 tarih ve 2018/431 E. – 2019/1022 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıya…mağazalarının … ki depolarına yapılan taşımacılık hizmeti karşılığında takip konusu faturaları tanzim ettiğini, fakat karşılığını alamadığını, davalının itiraz ettiği meblağı ödediğine dair herhangi bir belge de sunulmadığını, bu sebeple davalının borcu olmadığına yönelik itirazının gerçek durumu yansıtmadığı gibi, borcun ödendiğini kanıtlayacak nitelikte herhangi bir delilin de mevcut olmadığını, borçlu olmadığının ispatının davalıya ait bulunduğunu ileri sürerek, Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2018/6245 E. sayılı dosyasındaki davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, bir alacak için fatura düzenlenmiş olmasının, alacağın varlığını ispata yeterli bulunmayıp, faturanın, tek başına akdi ilişkinin kanıtı niteliğinde bulunmadığı, zira faturanın, yalnızca sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belge olduğu, bu nedenle faturaya konu mal/hizmetin davalıya teslim edildiği hususunda ispat yükünün kural olarak davacı üzerinde olduğu, davacı tarafından icra takibinde dayanak belge olarak belirtilen ve dava dilekçesinde açıkça belirtilen faturaların tamamının 2018 yılına ilişkin olduğu ve davacı ticari defterlerine göre davacı tarafından davalı adına 2018 yılı içinde 21.090,96.-TL TL tutarında fatura düzenlenmiş olduğu, davacının davalıdan 09.03.2018 tarihinde 6.376,50.-TL tutarında tahsilat yaptığı ve buna göre davacının (21.090,96 – 6.376,50)= 14.714,46.-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla birlikte, davaya konu faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslimine dair herhangi bir belgenin(sevk irsaliyesi, teslim tutanağı v.b) dosya kapsamında yer almadığı ve davacı vekilince dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı, buna göre davacı tarafça faturalara konu hizmetin yapıldığı ve teslim edildiği noktasında ispat yükümlülüğünün yerine getirilemediği anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili tarafından yapılan taşımacılık hizmeti karşılığında takip konusu irsaliyeli faturaları tanzim ettiğini, fakat karşılığını alamadığını, bunun üzerine ilamsız takip başlatıldığını, davalının itiraz ettiği meblağı ödediğine dair herhangi belge sunmadığını, 04.06.2018 tarihli dava dilekçesinde delil olarak tarafların ticari defter ve kayıtlara dayanıldığını, müvekkilinin ticari defterleri ve kayıtlarında herhangi usulsüzlüğe rastlanmadığını, müvekkilinin 2018-2019 yılı muavin defterlerinin incelenmesi sonucu taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunun, müvekkili tarafından kesilen faturaların ticari deftere işlenerek kayıt altına alındığının 04.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiğini, ancak davalının, yerel mahkemece tebliğ edilen 27.11.2018 tarihli ibraz emrine rağmen ticari defter ve kayıtların ibrazından kaçındığını, bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, bir alacak için sırf fatura düzenlenmiş olmasının ve alacaklı tarafından bunun kendi defterine kayıt edilmesinin alacağın varlığını ispata yeterli olamayacağı, faturaya konu edimin yerine getirildiğinin ispatının davacı üzerinde bulunduğu, oysa dosya kapsamında davacının defterine kayıt edilmiş bulunan dava konusu faturalar dışında edimin yerine getirildiğine ve borcun ödenmediğine dair bir delil olmadığı, HMK’nın 222. maddesinin somut uyuşmazlığa uygulanabilmesi için davacı tarafın tüm delillerinden vazgeçerek delillerini davalının ticari defterlerine hasretmesi gerektiği (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin; 2014/6791 Esas, 2014/12368 Karar, 30/06/2014 Tarih ve 2020/4127 Esas, 2021/5107 Karar, 15.06.2021), somut olayda davacının kendi delillerine de dayandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/01/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/02/2022

….