Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/75 E. 2021/1065 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/09/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkil şirketin kuruluşunun 1937 yılına dayandığını ve ev bakım, temizlik kağıtları ve hijyen kategorisinde ürünler sunduğunu, birçok markasının yanında “…” ibareli markalarının da tescilli bulunduğunu, davalı Şirketin ise….” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın, diğer davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira dava konusu başvuru ile müvekkilinin “…” ibareli markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, marka kapsamlarında da aynı/benzer malların olduğunu, dolayısıyla markalar arasında iltibas doğacağını, öte yandan müvekkili markalarının tanınmış olduklarını ve bu nedenle de başvurunun reddinin gerektiğini, müvekkilinin söz konusu ibare üzerinde eskiye dayalı kullanımdan kaynaklanan haklarının bulunduğunu, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ….sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın tescili halinde 03. ve 05.sınıflar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını, bu nedenle iptali istenen Kurum kararının yerinde olduğunu, emsal yargı kararlarının da bu yönde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “….” ibareli başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle benzerlik ve iltibas bulunmadığı, davacı markasındaki son harf olan (T) harfinin güçlü bir ses tonu ile markada yer aldığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının oluşmadığı, davaya konu başvuru marka ibaresi üzerinde davacı tarafın önceye dayalı kullanım, markasının tanınmışlığı ve davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olduğunu, marka işaretleri arasındaki tek farkın, dava konusu başvuruda “T” harfinin yer almamasından kaynaklandığı, marka kapsamlarındaki 03. ve 05. sınıf malların da benzer olduklarını, dolayısıyla anılan mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…+şekil” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, özellikle başvuruyu oluşturan “…” ibaresinin ayrı bir anlamı olması da gözetildiğinde başvuruya yeterli ayırt ediciliğin katıldığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip