Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2019
NUMARASI :…
ASIL DAVA : Kötü Niyetli Tescile Dayalı Marka Hükümsüzlüğü
KARŞI DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün, Haksız Rekabetin Önlenmesi -ilan
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/12/2019 tarih ve 2017/474 E. – 2019/474 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı-karşı davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 1952 yılından bu yana … marka ve ticaret ünvanını kullandığını, markanın 90’lı yıllardan bu yana Türkiye’de de fasılasız kullanıldığını, davacının davaya konu marka tescilinin varlığından davalı …’ın 2016/95523 sayılı “…” ibareli markayı 03 ve 35. sınıflarda kötüniyetle tescil ettirdiğini, huzurdaki dava açılır açılmaz diğer davalı …’a devrettiğini, Paris Sözlesmesi’nin 8. ve SMK’nın 6/6. maddesi uyarınca müvekkilinin ticaret ünvanı … ibaresinin başkası adına marka olarak tescil edilemeyeceğini, davalı markasının SMK’nın 6/3. maddesi uyarınca da hükümsüz kılınması gerektiğini, müvekkiline karsı açılan markaya tecavüz davasının da sessiz kalma yoluyla hak kaybı sebebiyle geçersiz olduğunu ileri sürerek 2016/95523 sayılı “…” ibareli ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve aleyhine açılan markaya tecavüz ve haksız rekabet davasının reddine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, 03 ve 05. sınıflarda adına tescil ettirdiği 2016/95523 sayılı “…” ibareli markayı, henüz 19.12.2017 tarihli dava dilekçesi kendisine tebliğ edilmeden 21.12.2017 tarihinde noterden …’a devrettiğini, kötüniyet bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacı tarafından “…” markasının Türkiye’de tescilsiz kullanıldığının sabit olduğunu, yeni bir iş kurmak isteyen davalının, diğer davalı …’ın 03 ve 05. sınıflarda tescil ettirdigi 2016/95523 sayılı “…” ibareli markasını devraldığını, kötüniyetinin sözkonusu olmadığını, davalı … Limited tarafından “…” markasının Türkiye’de tescilsiz sekilde kullanıldığını ileri sürerek asıl davanın reddi ile davacıya karşı açtığı markaya tecavüz ve haksız rekabetin men’i davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın kısmen kabulüne, dava konusu 2016/95523 sayılı markanın kapsamında yer alan 03. Sınıftaki “Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahsap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks” malları ile 35. Sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks” malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satıs mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmetleri yönünden markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine, asıl davada diğer kısımlar yönünden davanın reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … ve davalı-karşı davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, asıl davanın kısmen kabulüne ilişkin bölümü ile karşı davanın tümüyle reddine ilişkin bölümünün ayrı ayrı kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Asıl dava, marka hükümsüzlüğü, karşı dava ise marka hakkına tecavüzün, haksız rekabetin önlenmesi istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya istinaf incelemesi için Dairemizde bulunduğu sırada, davacı karşı davalı vekilince 09/04/2021 tarihinde dosyaya dilekçe sunulduğu, dilekçe içeriğinde dosyanın taraflar arasındaki sulh sözleşmesi uyarınca karara bağlanmasının talep edildiği anlaşılmış olup, bu talebe yönelik olarak karşı tarafça bir beyan sunulmaması üzerine Dairemizce duruşma açılmasına karar verilmiştir.
Dairemizce açılan duruşma kapsamında, davacı karşı davalı vekilince 09/04/2021 tarihinde dosyaya sunulan dilekçenin ekindeki 05/03/2021 tarihli Sulh Sözleşmesi taraflara tebliğ edilmiş olup, taraf vekillerince uyuşmazlığın dosyaya sunulan sulh sözleşmesi uyarınca sonlandırılmasının talep edildiği görülmüştür.
Dosya kapsamına sunulan 05/03/2021 tarihli sulh sözleşmesinin incelenmesinde, dava konusu yargılamanın sözleşme kapsamında bulunduğu, sözleşme kapsamına göre dava konusu hükümsüzlüğü talep edilen markanın davacıya devir edileceğinin kararlaştırıldığı, tarafların sözleşme uyarınca yapması gereken bu edimi yerine getirerek dava konusu olan markanın davacıya devir edildiği, yine sözleşme uyarınca davacının da bu edimin yerine getirilmesinden sonra davadan feragat edeceğini kabul ve taaahhüt ettiği, ayrıca 20/04/2022 tarihli duruşmada da davacı karşı davalı vekili tarafından dava konusu markanın devir alındığının, bu nedenle asıl davanın feragat nedeniyle reddine, karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre dava konusu markanın taraflar arasındaki sulh sözleşmesi uyarınca davacıya devir edildiği anlaşıldığından, sulh sözleşmesi ve tarafların talepleri dikkate alınarak asıl davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı davadaki uyuşmazlık ise, …’ın 2016/95523 sayılı tescilli markasının davalı tarafça iltibas oluşturacak şekilde kullanmasının marka hakkını ihlal edip etmeyeceği noktasında olduğu, ancak dosya kapsamında belirlenen hususlar ile tarafların kabullerine göre, davalının SMK’nın 6/3. maddesi anlamında önceye dayalı tescilsiz kullanım hakkının olduğu, yine aynı şekilde SMK’nın 6/6. maddesi anlamında ticaret ünvanına bağlı hakkının oluştuğu, diğer yandan bu markanın davacıya devir edildiği de anlaşıldığından karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 23/12/2019 gün ve 2017/474 E. – 2019/474 K. sayılı kararının kaldırılmasına, asıl davanın feragat nedeniyle reddine, karşı davanın reddine dair aşağıda gösterilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 23/12/2019 gün ve 2017/474 E. – 2019/474 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Asıl davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
4-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından, davacı-karşı davalı tarafça yatırılan 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 49,30 TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
7-Karşı davanın REDDİNE
8-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL karar ve ilam harcının davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
10-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı -karşı davalı tarafından karşı dava yönünden ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
13-Davalı-karşı davacıdan tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
14-Davalıdan peşin olarak yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
15-İstinaf aşamasında duruşma açıldığından ve tek duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerince belirlenen 2.550,00.TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/05/2022
…