Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/74 E. 2021/1167 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI :……

DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/10/2019 tarih ve…… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ……..” ibareli seri markalarının bulunduğunu, davalı Şirketin ise bu markalarla benzer olan “……” ibaresinin marka olarak tescili için diğer davalı Kuruma başvurduğunu…… numarası verilen başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, emsal mahkeme kararlarının da bu yönde olduğunu, öte yandan müvekkili markalarının tanınmış marka olmaları nedeniyle de dava konusu başvurunun reddinin gerektiğini, davalı Şirket başvurusunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek…….. sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket, yasal süresi içinde davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “……. ” ibareli marka başvurusu ile davacının “… ” asıl unsurlu tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletmeler tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısının da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasın bulunmadığı, yine taraf marka işaretleri benzemediği gibi davacının tanınmış olduğu iddia edilen markasından haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hususlarının somut delillerle kanıtlanmadığı, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığı, davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da somut delillerle kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesince dava konusu emtia yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında karıştırılma olasılığı bulunmadığı kabul edilmiş ise de taraf markaları karşılaştırıldığında, davalı markasının müvekkili markaları ile benzerlik gösterdiğinin ve davalı markalarının tescil edildiği mal ve hizmetlerin de müvekkil markaları ile ilişkili olduğunun açık bulunduğunu, hitap edilen tüketici kesimi de aynı olduğundan tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali olduğunu, aksi yöndeki yerel mahkeme kararının yerinde olmadığını, zira mahkeme kabulünün, marka hukukunun temel ilkelerine aykırı olduğunu, davalı markası ile müvekkilinin “…” ibareli seri markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğunu, öte yandan müvekkiline ait markaların tanınmış marka statüsünde olduklarını ve ilgili sicile de bu durumun kaydedildiğini, bu nedenle de başvurunun reddinin gerektiğini, yine mahkeme kararının aksine davalı tarafın, dava konusu markayı tescil ettirirken kötü niyetli davrandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, … kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden, davalı şirketin “…….” ibaresinin 35. sınıf hizmetlerde tescili için davalı Kuruma başvurduğu, davacının (davacının, itiraza mesnet markaları dava tarihinden önce devraldığı şirketin) çok sayıda “…” asıl unsurlu markasına dayalı olarak iltibas ve kötü niyet gerekçeleriyle başvuruya itiraz ettiği, itirazın önce …. tarafından reddedildiği, bu karara yönelik davacı itirazının da ….. sayılı kararıyla reddolunduğu anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere davaya konu uyuşmazlık, davalı şirketin “…….” ibareli marka tescil başvurusunun, davacının itirazına mesnet markalarına 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olup olmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği (marka hükümsüzlüğü davası yönünden) ve başvurunun kötü niyetli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; davalı Şirketin başvurusu kapsamında 35/1-4 alt sınıftaki hizmetlerle, 29,30,31 ve 32. sınıftaki malların satışına özgülenmiş 35/05. sınıftaki perakendecilik hizmetleri yer almaktadır. Davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaların kapsamlarında ise 29,30,31 ve 32. sınıfta yer alan mallar bulunmaktadır. Bir malı üretenin onu satması da ticari hayatın olağan akışı içerisinde doğal olduğundan, bu malların satışına ilişkin perakendecilik hizmetleri de malın üretimi ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle davacı Şirketin söz konusu markaları kapsamındaki 29,30,31 ve 32. sınıf mallarla, bu malların satışına özgülenmiş perakendecilik hizmetleri arasında benzerlik mevcuttur. Dosyada mevcut bilirkişi raporu ve gıda mühendisi tarafından yazılan karşı görüşten de anlaşıldığı üzere dava konusu başvuru kapsamında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru Bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Hayvan yemleri. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri ile davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarında yer alan malların ilişkili oldukları açıklanmış, Dairemizce de yukarıda açıklanan nedenlerle bu değerlendirmeye itibar edilmiş ve bu hizmetler yönünden emtia benzerliği koşulunun gerçekleştiği kabul edilmiştir. Buna karşılık, başvuru kapsamında yer alan 35. sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Malt (insan tüketimi için olmayan) mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden ise böyle bir benzerlik söz konusu değildir. Zira, 35/1-4 alt sınıftaki hizmetler, davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarında yer almadığı gibi yukarıda belirtilen ” İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar.Malt (insan tüketimi için olmayan).” malları da, davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarında yer almadığından, bu hizmetler yönünden emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmemiştir.
Marka işaretlerin karşılaştırılmasına gelince; dava konusu başvuru, üstte sarı zemin üzerine kırmızı harflerden yazılmış “…” harfleri ile altta beyaz zemin üzerine kırmızı harflerle yazılmış “…” ibaresinden oluşmaktadır. “…” harfleri, davalı Şirketin ticaret unvanının çekirdek kısmının baş harfleri olup, tertip tarzı itibariyle bu harfler de markanın asli unsurunu oluşturmakla birlikte, başvuruda büyük harflerle ayrı biçimde yazılan “…” ibaresinin de başvurunun asli unsuru olduğu noktasında bir tereddüt bulunmamaktadır. O halde, dava konusu başvurunun asli unsurunu “… …” ibaresi oluşturmaktadır. Davacının itirazına mesnet markaları ise “…” asıl unsurlu olup, bu markalarda yer alan şekil ya da tanımlayıcı nitelikteki diğer ibareler tali unsur konumundadır. Dolayısıyla, davacı markalarının asli unsurlarını oluşturan “…” ibaresinin, dava konusu başvuruda da aynen asli unsur olarak kullanılması, markalar arasında karıştırılma tehlikesine yol açacak niteliktedir. Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu açıklanmış ise de gıda ürünleri yönünden söz konusu ibarenin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu söylemek mümkün değildir. Nitekim, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/06/2019 tarih,….. Sayılı ilamında da “…” ibaresinin gıda ürünleri yönünden ayırt edici olduğu kabul edilerek, “…” ibareli markalar ile “… …” ibareli başvuru arasında iltibas tehlikesinin bulunduğu vurgulanmıştır. Bu itibarla, başvuru konusu ibare ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı tarafça marka başvurusuna itiraz aşamasında tanınmışlık vakıasına dayanılmadığından ve … kararının iptali istemi ile açılan davaların, … kararında tartışılan hususlarla sınırlı olarak görülmesi gerektiğinden, … kararının iptali talebi yönünden davacının tanınmışlık iddiasının dinlenmesi mümkün değildir. Ancak davacı taraf, davalı markasının hükümsüzlüğünü talep ettiğinden, marka hükümsüzlüğü istemli dava yönünden davacının tanınmışlığa dayalı iddiasının da değerlendirilmesi gerekmektedir.
556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi yönünden yapılan değerlendirmede ise; 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi uyarınca, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir. Tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yarar sağlamaktan kast edilen; tanınmış markanın tüketiciler nezdinde sahip olduğu olumlu imajın hukuka aykırı bir şekilde diğer markaya aktarılmasıdır. Bu yolla tanınmış markanın reklâm değeri ve şöhreti sömürülmekte, tescilli markanın itibarından dolayı haksız avantaj elde edilmektedir. Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi hali ise, doktrinde lekeleme (tarnishment) olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda, marka itibarı zarar görecek şekilde küçültücü, imaj zedeleyici bir mal veya hizmet için kullanılmaktadır Ayrıca 556 sayılı KHK 8/4 maddesinde sayılan tanınmış markadan haksız yararlanma halleri, her somut olayın özelliklerine, markanın ne kadar tanınmış olduğuna, tanınmış markanın ayırt edicilik derecesinin ne derecede yüksek olduğuna, her iki tarafa ait markanın birebir aynı olup olmamasına, farklı sınıftaki mal veya hizmetin tanınmış markanın asıl olarak kullanıldığı sektör veya sektörlerden mal ve/veya hizmetlerden ne derece uzak ya da yakın, ne derece farklı olduğuna göre değerlendirilmelidir (Yargıtay 11.HD’nin 22.03.2017 tarih, 2015/14059 E., 2017/1721 K. Sayılı ilamı).
Somut olayda, dosyada mevcut gıda mühendisi bilirkişinin karşı görüşünde de açıklandığı üzere davacının “…” ibareleri markaları “süt ve süt ürünleri” malları yönünden tanınmıştır. Dava konusu başvuruda, davacı markalarının kapsamlarındaki mallarla benzer olmayan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Malt (insan tüketimi için olmayan) mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bulunmaktadır. Davacı markaları ile dava konusu başvuru arasındaki benzerliğin seviyesi, davacı markalarının tanınmışlık düzeyleri, davacı markalarının tanınmış olduğu “süt ve süt ürünleri” emtiası ile başvuru kapsamında yer alıp, yukarıda belirtilen hizmetler arasında hiçbir yakınlık bulunmaması, diğer bir deyişle başvuru kapsamındaki yukarıda belirtilen hizmetlerin, davacı markalarının tanınmış olduğu sektöre son derece uzak ve farklı olması gözetildiğinde, somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi koşullarının gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu ileri sürülmüş ise de, sırf benzer marka başvurusunda bulunmanın kötü niyet olarak kabul edilemeyeceği, bunun dışında davalı Şirketin marka başvurusunu gerçekleştirirken kötü niyetli olarak hareket ettiğine dair de bir delilin bulunmadığı dikkate alındığında, davacı tarafın kötü niyet iddiasına itibar edilmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve…. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiş, marka kapsamlarının karşılaştırılması hususunda ise bilirkişi raporundaki teknik bilgiler hükme esas alınmıştır.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde ilk derece mahkemesince, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru Bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Hayvan yemleri. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas bulunduğu, bunun dışında kalan hizmetler yönünden ise iltibas tehlikesinin bulunmadığı, somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının oluşmadığı, başvurunun kötü niyetli olmadığı gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/10/2019 gün ve…… sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile … …’in 30.04.2018 tarih, …. sayılı kararının, başvuru kapsamında yer alan 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru Bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Hayvan yemleri. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden KISMEN İPTALİNE, … kararının iptaline yönelik fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Davalı Şirket adına tescilli …..sayılı markanın, 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru Bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Hayvan yemleri. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ ile sicilden TERKİNİNE, marka hükümsüzlüğüne ilişkin fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduklarından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 41,10 TL ilk masraf, 1.800,00 bilirkişi ücreti, 135,50 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 89,80 TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 2.066,40 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 1.033,20 TL.’ye, 35,90 TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.069,10 TL.’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2021
…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.