Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/733 E. 2022/69 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/12/2019 tarih ve 2018/471 E. – 2019/487 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2017/71179 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı Şirketin 2012/88240 sayılı “…” markasına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiğini, davalı Kurum tarafından bu itirazın yerinde görülerek müvekkili başvurusunun reddine karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerliğin bulunmadığını, öte yandan müvekkilinin marka üzerinde önceki markası nedeniyle kazanılmış hakkının bulunduğunu, emsal yargı kararlarının bu yönde olduğunu, davalının marka başvurusuna yaptığı itirazın iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-8118 sayılı kararının iptaline ve markanın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacı şirketin 2017/71119 sayılı “…” ibareli marka başvurusunun müvekkilinin “…” ibareli markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, iltibas tehlikesinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının “…” ibareli marka başvurusuyla davalı firmanın “… ” ibareli markası arasında görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde davacıya ait “…” ibareli marka ile davalı firmanın “…” ibareli markası arasında idari ve ekonomik anlamda birbirine bağlı işletmelere ait marka algısı oluşabileceği, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu, davacı taraf, daha önceki “…” ibareli markası nedeniyle müktesep hakkının bulunduğunu iddia etmiş ise de 02/11/2006 başvuru tarihi olan markanın koruma süresinin davaya konu markanın başvuru tarihinden önce bittiğinden bu markaya dayalı müktesep hak koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, redde mesnet markanın davalı Şirkete değil, dava dışı şirkete ait bulunduğunu, bu nedenle davalı Şirketin marka başvurusuna itirazının reddinin gerektiğini, her ne kadar markaların kapsamlarındaki malların benzer oldukları kabul edilmiş ise de markaların sırf aynı sınıf malları kapsamalarının, malların benzer olduklarına karine teşkil etmeyeceğini, kaldı ki davacının bu sınıfta yer alan ve satışa sunulmuş herhangi bir ürününün bulunmadığını, markalar arasında karıştırılma tehlikesinin olmadığını, müvekkilinin 2006 yılından beri “…” markasını kullandığını ve ibare üzerinde müktesep hakkının bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava tarihi olan 26.11.2018 tarihinden sonra ve karar tarihi olan 25.12.2019 tarihinden önce 05.02.2019 tarihinde, dava konusu başvurunun reddine mesnet alınan 2012/88240 sayılı markanın dava dışı şirkete devredildiği, dava dışı şirketin de ……..AŞ unvanlı şirketle birleştiği ve halen redde mesnet 2012/88240 sayılı markanın sicildeki malikinin bu Şirket olduğu, davalı Kurum kayıtlarının incelenmesinden anlaşılmaktadır.
HMK’nın 125. maddesi gereğince, dava açıldıktan sonra iki taraftan birinin davanın konusunu 3. kişiye devretmesi halinde, diğer tarafın seçimlik hakkı vardır. Dilerse temlik eden taraf ile olan davasından vazgeçip, dava konusunu devralan kişiye karşı davaya devam edebileceği gibi, dilerse dava konusunu 3. kişiye devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 18/12/2017 T., 2016/5733 E. ve 2017/7361 K.). Mahkemece bu durum gözetilerek HMK’nin 125. maddesi hükmü uyarınca işlem yapılması gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak anılan gerekçe ile esas hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Öte yandan kabule göre de, ilk derece mahkemesince, davacı tarafın daha önceki “…” ibareli markası nedeniyle müktesep hakkının bulunduğunu iddia ettiği ancak bu markanın koruma süresinin davaya konu markanın başvuru tarihinden önce bittiği ve bu markaya dayalı müktesep hak koşullarının davacı yararına oluşmadığı gerekçesiyle de davanın reddine karar verilmiştir.
6769 sayılı SMK’nın 6/8. maddesinde, “Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.” düzenlemesi mevcuttur. Bu hüküm, mülga 556 sayılı KHK’nın 8/son maddesi ile paralel bulunmaktadır. Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14.11.2008 tarih, 2008/11505 E.-12839 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek, markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanan kararlarına göre, 6769 sayılı SMK’nın 6/8 maddesi ile aynı düzenlemeyi içeren 556 sayılı KHK’nın 8/son maddesi uyarınca markanın kullanılması kaydıyla iki yıl içinde hükümden düşen markanın serisi niteliğindeki markanın tescili istenebilir (Yargıtay 11. HD’nin 01.10.2009 tarih, 2008/4689 esas, 2009/9904 karar-21.01.2019 tarih, 2017/3584 esas, 2019/528 karar sayılı ilamları). Bu itibarla ilk derece mahkemesince, anılan hükümler ve Yargıtay uygulaması çerçevesinde, davacının seri marka iddiası üzerinde durularak, marka kullanıma ilişkin delillerin toplanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta hiçbir delil toplanıp, değerlendirilmeden yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp esas hakkında yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/12/2019 gün ve 2018/471 E. – 2019/487 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/02/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2022

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.