Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/729 E. 2022/123 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2020
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/01/2020 tarih ve 2018/372 E. – 2020/24 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili Şirketin ülkemizde … üzerine bilgisayar yazılımı üreten sayılı firmalardan biri olduğunu, lisans hakkı kendilerine ait olan … isimli bilgisayar yazılımının FSEK mevzuatı uyarınca eser sahibi bulunduğunu, davalı tarafın, müvekkili Şirketin sahibi olduğu bilgisayar yazılımlarını herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın şifre kırmak suretiyle bilgisayarında kullandığını, bu durumun mahkeme eliyle yapılan tespit ile belirlendiğini, müvekkiline ait bilgisayar programının davalılar tarafından izinsiz ve lisansız kullanılması nedeniyle müvekkilinin, eser sahipliğinden kaynaklanan mali haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL’nin haksız eylemin gerçekleştiği tarih olan 27/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin lisanssız … yazılımı kullanmasının söz konusu olmadığını, müvekkil firmanın hiçbir bilgisayarında da lisanssız … programı tespit edilemediğini, lisansız yazılım tespit edilen bilgisayarın sahibi ile müvekkili şirketin bağı olmadığını, ilgili bilgisayar sahibi …’ın bilgisayarın kendisine ait olduğunu tespit tutanağında ifade ettiğini ve faturasının da olduğunu belirttiğini, …’ın müvekkil firma çalışanı olmadığını, misafirin yanında getirdiği laptop bilgisayarı kontrol etme imkanları bulunmadığını, harita çizimlerinin hizmet alımı yoluyla gerçekleştirildiğini savunarak, davanın husumetten ve esastan reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı firmanın iş yerinde yapılan tespit sırasında hazır bulunan …’ın, yazılımın izinsiz kurulduğu dizüstü bilgisayarın kendisine ait olduğunu beyan ettiği, bu bilgisayarın adı geçen kişiye satıldığına ilişkin satış faturasının bulunduğunu, işbu dava konusu olayla ilgili olarak davalı … hakkında açılan ceza davasında da, sanığın atılı suçu işlemediği gerekçesiyle beraatına karar verildiği, SGK tarafından yazılan yazıda, …’ın tespit tarihi itibariyle dava dışı şirkette sigortalı olarak çalıştığının belirtildiği, lisanssız yazılım bulunan … markalı bilgisayarın davalılara ait olmadığı, dava dışı … adlı şahsa ait olduğu ve bu kişinin de tespit tarihinde davalı firmada çalışmadığı, hayatın olağan akışına ve gelinen teknolojik şartların iş hayatına yansımasına göre serbest veya herhangi bir iş yerinde çalışanların yanında çoğu zaman taşınabilir bilgisayarların bulunduğu, iş veya değişik görüşmelerde bu bilgisayarları yanlarında bulundurup kullanabildikleri, somut olayda da, tespit sırasında izinsiz yazılımın bulunduğu belirlenen dizüstü bilgisayarın, davalı iş yerinde ziyaret amaçlı bulunduğu ifade edilen ve aksi de kanıtlanmayan dava dışı şahsa ait olduğu, davalılara herhangi bir kusur veya hukuksal sorumluluk yüklenmesinin mümkün görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesinin kararında, tespit işlemi sırasında izinsiz ve lisansız yazılımın bulunduğu bilgisayarın şirkete ve çalışanına ait olmadığı ve bunun tespit tutanağında belirtildiği ifade edilmişse de tespit sırasında arkadaşını ziyarete gelen ve dava dışı … … A.Ş’de çalışan maden mühendisi …’ın bilgisayarında inceleme yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, nitekim bilirkişi tespit tutanağında açıkça belirtildiği üzere tespit işlemi sırasında davalı iş yerinde 5 adet bilgisayarın açık durumda bulunduğunu, bilirkişinin misafirliğe gelen ve misafire ait olan kapalı durumda bulunan bilgisayar üzerinde inceleme yapmadığını, aksi bir durum olması halinde bu durumun tutanağa geçirileceğinin şüphesiz olduğunu, davalı yanca sunulan faturadaki seri numarası ile tespit yapılan bilgisayarın seri numaralarının farklı bulunduğunu, tespit yapılan bilgisayarda müvekkil şirket yazılımları kullanılarak elde edilen projelerin davalı Şirketin üstlenmiş olduğu işlerin projeleri olduklarını, … adlı kişinin davalı şirketin fiili çalışanı bulunduğunu, ceza mahkemesi kararlarının hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olmadığını, dosyada mevcut bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek bir rapor olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, FSEK’in 68. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi uyarınca, hakimin, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı olmadığı, yine ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının da, hukuk hakimini bağlamayacağı, ancak ceza hakiminin tespit ettiği maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayacağı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.01.2016 tarih, 2015/6013 E., 2016/71/K. Sayılı ilamının da bu yönde olduğu, somut olayda Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2018/436 E., 2019/297 K. sayılı kararında, yazılımın izinsiz olarak kullanıldığı bilgisayarın …’a ait olduğu, bilgisayarın davalı Şirkete ait işlerde kullanılmadığı ve …’ın davalı Şirket çalışanı olmadığı hususlarının tespit edilerek, davalı …’nun suçu işlemediği gerekçesiyle beraatına karar verildiği, bu karara yönelik istinaf başvurusunun da reddedildiği ve kararın kesinleştiği, artık hukuk hakiminin, ceza hakiminin tespit ettiği bu maddi vakıalarla bağlı olduğu, esasen dosya kapsamından da, söz konusu bilgisayarın dava dışı …’a ait olduğunun ve bu kişinin davalı Şirket çalışanı olmadığının tespit edildiği, bu itibarla davacıya ait yazılımın izinsiz kullanılması nedeniyle davalıların bir sorumluluklarının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/02/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022